Sanayi alanlarının artması için araziler tasnif edilmeli
‘Başkanlar Konuşuyor’ yazı dizisinin konuğu Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Başkan Yardımcısı ve Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Türkiye’deki sanayi alanlarına dikkat çekti. Sütcü, sanayi alanlarının iki katına çıkarılması için mera ve orman vasfını yitiren alanların yeniden tasnif edilmesi gerektiğini söyledi.
Recep ŞENYURT
Sanayiye yeni yatırımların kazandırılması ve sanayi arazilerinin genişletilmesi konusu uzun zamandır iş dünyasının gündeminde yer alıyor. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkan Yardımcısı ve Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, yatırımcılara arazi tahsisinde ciddi zorluklar yaşandığını, birçok OSB’nin büyüyemediğine dikkat çekerek Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı raporlarında sanayi alanlarının iki kat artırılmasının öngörüldüğünü, mera ve orman vasfını yitiren alanların yeniden tasnif edilmesi ile bu artışın gerçekleştirilebileceğini söyledi.
“Devlet sanayi için vasfını yitiren alanları hazırlasın yeter”
Devletin organize sanayi bölgelerine teşvikler vermesinin yanında, sanayi alanlarını önceden tespit ederek altyapısını hazırlaması gerektiğini vurgulayan Sütcü, mera alanı veya orman alanı görülüp bu vasıflarını yitirmiş yerler olduğunu, bu yerlerin mümkün olduğu kadar sanayiye açılmasını beklediklerini bildirdi.
Bugün dünyada sanayiye ayrılan alanların ortalamasının yüzde 3 ile 4 arasında değiştiğini, ülkemizde ise Sanayi Bakanlığı verilerine göre, bu rakamın binde 3,5 civarında olduğunu anımsatan Bekir Sütcü, Avrupa Birliği'ndeki ülkelerde sanayiye ayrılan alanların Türkiye'deki sanayi alanlarının 10 katı büyüklüğünde olduğuna dikkat çekti.
“Gerçek tarım alanları belirlenmeli”
Tarımın önemini bildiklerini ve tarım alanlarının heba edilmesine karşı olduklarının altını çizen Sütcü, “Ancak mera ve orman vasfını kaybeden alanlar için 50- 60 yıl önceki resmi tutanaklarla karar veriliyor. O tutanaklara göre karar verilmesin, yerinde güncel tespitler gerçekleştirilsin. Bir sanayici olarak kesinlikle tarım alanlarının yapılaşmaya açılmasına karşıyız.
Ancak kıraç, hiçbir vasfı kalmamış, ot bitmeyen, hayvan otlamayan, çevresinde yerleşim alanları olmayan ve ne devlete ne halka fayda sağlayan bu alanları sanayiye kazandıralım” dedi. Ülkemizde birçok sanayi tesisinin verimli tarım topraklarında faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkat çeken Bekir Sütcü, “Tarım arazileri üzerine fabrika kurulmasına izin verilmemeli, yanlışın neresinden dönülürse kardır” ifadelerini kullandı.
“Cirolar arttı ancak enflasyonu unutmayın”
Sanayiciler için 2023 yılının; tüm dünyada ve Avrupa'daki ekonomik daralma, krediye ulaşmanın zorluğu, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem, uluslararası siyasi problemler ve savaşlardan dolayı zor geçtiğini kaydeden Sütcü, kötümser yaklaşmadığını ancak bu yılın son 6 ayı ve 2024’ün ilk 6 ayında daralmanın süreceğini, bunu gerek ihracat rakamlarında gerekse kendi şirketlerinde gözlemlediğini aktardı. Sütcü, “Bugün, Avrupa ülkeleri mal alımını, tüm ülkeler harcamalarını kıstı, çeşitli sektörlerde arz ve talep dengesi bozuldu.
Bizde de arz-talep dengesi bozuldu” dedi. Türkiye’de pandemi zamanında sanayicilerin çok iyi işler yaptığını ve iyi işlerin verdiği dinamiklikle yatırımlar yaparak kapasite artırdığını anlatan Sütcü, “Kapasite artırdık ancak Avrupa’da mal alımı durdu. Ters bir arz ve talep durumu oldu, bu durumun sıkıntılarını çekiyoruz, bu süreç bir süre daha devam edecek gibi görünüyor” diye konuştu.
“Kredi kolaylığı sağlanırsa yatırımlar devam eder”
Finansa erişim konusunda; 2021 ve 2022’nin ilk 6 ayına kadar özellikle kamu bankaları Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası ve Halk Bankası’nın verdiği “Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi” sayesinde iyi bir büyüme yakaladıklarını ifade eden Sütcü, bu kredilerin üretime, ihracata, istihdama ve sanayiciye çok büyük fayda sağladığını dile getirdi.
Bugün yatırım için kredi bulunduğunu ancak o günkü şartlarda olmadığını dile getiren Sütcü şöyle konuştu: “O günkü krediler olmasaydı, yatırımcı bu kadar büyüyemezdi bu bir gerçek. Yetkili kurum kuruluşlar, yatırım ve ivme kredileri kullandırırken yatırıma faturalar bazında ödemelerle belli bir disiplin getirdi, bu çok doğrudur. Keşke başlangıçta da öyle olsaydı, daha iyi olurdu. Bugün yeniden yatırıma yönelik kredilerin belli bir disiplinde açılmasında fayda var.”
“Dünyada durgunluk var, işler mutlaka açılacak”
Türkiye’nin ihracatını artırmak ve istihdamı korumak için sanayicinin, eski kârlılık oranlarını unutup “kârsız” satışlara razı olması gerektiğine dikkat çeken Bekir Sütcü, “Şu ana kadar şükür kazandık. Bundan sonra az kazanacağız. Yolumuza 6 ay veya bir sene daha böyle devam edeceğiz. Sanayiciler olarak biz buna varız, her zaman kâr edeceğiz diye bir şey yok. 2024’te istihdamı kesinlikle muhafaza etmemiz lazım.
Bir sanayici ve AOSB’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak arkadaşlarımıza çeşitli toplantılarda, işiniz iyi gitmese de kesinlikle ve kesinlikle çalışanlarınızı muhafaza edin diyoruz, uyguluyorlar, uyguluyoruz da” dedi. Pandemi döneminde, yatırım kredileriyle birlikte kapasitelerin oldukça arttığını, bu dönemin bir geçiş dönemi olduğunu, üretimi, istihdamı ve kapasiteyi muhafaza etmek gerektiğini dikkat çeken Sütcü, “İşler kesinlikle açılacak, bizler hazır olmalıyız.
Tüm dünyada bir durgunluk var. Pandemi döneminde fedakârlık yapan çalışanlarımızı da unutmayacağız. Hiçbir işçimizi çıkarmayacak, ücretsiz izne göndermeyeceğiz. Tüm sanayicilerimizin bu konuda duyarlı olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Mülkiyet sorunlarından kaynaklı Ceyhan ve Yumurtalık faaliyete geçirilemedi
Marmara Bölgesi’ndeki yatırım alanlarının dolduğunu ve fiyatların da diğer bölgelere göre 10 katına ulaştığını anımsatan Sütcü, maliyetlerin artması ve Marmara Bölgesi’nde beklenen olası deprem riskinden dolayı yatırımcıların arayış içinde olduklarını kaydetti.
Bugün mülkiyet sorunlarından dolayı, büyük potansiyeli olan milyonlarca metrekarelik ve denize yakın Ceyhan ve Yumurtalık’ta enerji endüstri bölgelerinin 10-15 yıldan bu yana faaliyete geçirilemediğini ifade eden Sütcü, bu alanların tam açılması halinde Marmara'daki yoğunluğun Akdeniz’e kayacağını vurguladı.
“Mersin ve İskenderun limanlarının dışında acilen ek limana ihtiyaç var”
Mersin Limanı’nın artık bölgenin ihracat yükünü kaldıramadığını kaydeden Sütcü, Yumurtalık’ta hayata geçirilmesi planlanan konteyner limanı için harekete geçilmesini beklediklerini söyledi.
AOSB Başkanı olmanın yanında, Türkiye'deki ilk 500 firma arasında yer alan bir şirketin de yönetim kurulu başkanı olduğunu anımsatan Bekir Sütcü, “Bir gemi, Mersin limanında 10 gün açıkta bekliyor. Bir sanayici olarak demoralize oluyoruz. Mal gelmeyince işleyemiyorsun ve gecikmeler yaşanıyor. Ayrıca gemi beklediği süre içinde ödeme yapıyorsun.
Depremde İskenderun'daki liman hasar gördü, binlerce ton mal yandı. Hem Mersin’de hem İskenderun’da problemler var. Akdeniz Bölgesi yeni yatırımlarla sürekli büyüyor ve daha da büyüyecek. Acilen ek limana ihtiyaç var. Yumurtalık’ta konteyner limanı için eyleme geçilmeli. Sanayi alanlarını büyüteceğiz. Ancak bu fabrikalarımızın ürünlerini dünya pazarlarına ulaştıracak liman projelerini de eş zamanlı olarak hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.
“Sanayicinin sorunsuz üretim yapmasını istiyoruz”
28 yıllık sanayici olduğunu ve 12 yıldan bu yana da AOSB’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı sürdürdüğünü anımsatan Bekir Sütcü, bu zaman diliminde bölgenin 5’er yıllık kalkınma planlarını hayata geçirdiklerini, bu yıl içinde altyapıya yapılan harcama tutarının 650-700 milyon lirayı bulacağını, 5 yıl içinde ise en az 5 milyar lira tutarında yatırım yapacak şekilde program yaptıklarını kaydetti. 6 milyon metrekare genişleyen bölgede altyapı çalışmasının, bölgede yatırım yapmak isteyen sanayicilerin sorunsuz üretim yapmalarına büyük fayda sağlayacağına vurgu yapan Sütcü, “İşin can damarı ve yapılması gereken görevlerimizin başında bu geliyor.
Hep ileriye dönük bakıyor sanayicilerin sorun yaşamamasına çalışıyoruz. Ülkemizde 400’e yakın organize sanayi bölgesi içinde Adana Hacı Sabancı OSB'nin özellikli bir bölge ve bu alandaki liderliğini de devam ettirmesini istiyoruz” diye konuştu.
Adana’da istihdamın yüzde 15’i AOSB’de
AOSB’nin Adana’dan gerçekleştirilen ihracatın yüzde 65’ini karşıladığını, kent genelinde tüketilen toplam elektriğin yüzde 25’ini kullandıklarını dile getiren Sütcü, ihtişamın yüzde 15’ini karşılayan bölgenin 42 bin çalışan sayısına ulaştığına dikkat çekti.
Adana AOSB'de metal sektöründe 70, kauçuk ve plastik sektöründe 65, tekstil sektöründe 64, kimya sektöründe 43, gıda sektöründe 29, petrol sektöründe 14, ağaç sektöründe 6, kâğıt sektöründe 17, metal olmayan mineraller sektöründe 13, eczacılık sektöründe 3, elektrik sektöründe 9, makine sektöründe 9 ve diğer sektörlerde 50 firma yer alıyor. AOSB'de yapılması planlanan projeler ve yatırım tutarları ise şöyle olacak: İtfaiye ve Afet Koordinasyon Merkezi 70 milyon TL., Anaokulu Projesi 18 milyon TL., Green AVM Projesi 80 milyon TL., Akaryakıt İstasyonu Otel&İş Merkezi Projesi 200 milyon TL.
“Yatırım gelsin denilerek OSB yapılmasın”
Bazı organize sanayi bölgelerinin “heyecanla” kurulduğunu, kara yolu, liman ve demir yolu bağlantılarının göz ardı edildiğini anımsatan Bekir Sütcü, bu konumdaki OSB’lerde zorluklar yaşandığını bildirdi. Sütcü, “Kamu kurum kuruluşlarımız her isteyene değil, olması gereken özellikleri taşıyan nitelikli yerlere OSB izni vermeli” dedi.
Türkiye’de her açıdan örnek OSB’ler bulunduğunu ve Sanayi Bakanlığı’nın bu konuda iyi bir organize sanayi için kanun ve yönetmenlikleri olduğunu anımsatan Sütcü, ancak bazı OSB’lerin tespitinde eksikler olduğunu, “yatırım gelsin ve istihdam olsun, ilimiz veya ilçemiz güçlensin” diye iyi niyetle veya siyasi kaygılarla yapılan yerlerin altyapısının olmadığını ve sanayicilerin bu OSB’lere gitmediğini gördüklerini söyledi.
OSB’ler hayata geçirilirken, Sanayi Bakanlığı’na bağlı işlemleri sürdüren, Organize Sanayi Bölgeleri Üs Kuruluşu’nun bu konuda bilgi birikimi ve tecrübesi olan üyelerinden faydalanmanın mümkün olduğunu aktaran Sütcü, “Her OSB, Adana Hacı Sabancı OSB gibi kurulsa Türkiye'nin hiçbir yerinde sorun olmaz, bu konuda en iyi örneklerden biriyiz. Altyapı eksikliğinden dolayı maalesef yarım kalan OSB'ler de var, bazı OSB'lerde arsa için sıra bekleyenler var” ifadelerini kullandı.
“GES’lere önem veriyoruz, karbon ayak izini azaltacağız”
Türkiye’nin en iyi üniversitelerindeki akademisyenlerle birlikte karbon ayak izi yazılımı için süreci başlattıklarını kaydeden ve Türk Standartları Enstitüsü’nden ön olur aldıkların belirten Bekir Sütcü, “AOSB’de ithalat ve ihracata yön veren Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan ve en fazla ihracat yapan 20 firmayla birlikte ortak çalışma yürütüyoruz” dedi.
AOSB’nin “yeşil enerji” konusunda, 400 organize sanayi bölgesi arasında ülkemizde ilk 3’te yer aldığını hatırlatan Bekir Sütcü, çatı GES kurulu gücünde AOSB ve OSB’de yer alan 134 abonede devreye alınan GES tesislerinin kurulu gücünün 187 megavata ulaştığını, enerji tüketiminin yüzde 8’ini bu yöntemle karşıladıklarını bildirdi.
AOSB’nin kurulu trafo gücünü de tüm ihtiyacı karşılayacak şekilde artırdıklarını ve hedeflerinin, “Çatı GES kurulmadık tesis kalmasın” olduğunu aktaran Sütcü, AOSB’de “öncü” olarak kendi şirketinde ilk etapta 3 megavatlık kurulu güçle başladıkları GES’te, bugün 27 megavatlık kurulu güce ulaşıp elektrik tüketiminin yüzde 20’sini karşıladıklarını aktardı.
“Altyapıya büyük önem veriyoruz”
AOSB’nin resmi olarak kuruluşunun üzerinden 50 yıl geçtiğini kaydeden Bekir Sütcü, elektrik ve temizlik hizmetlerinin sağlanması, ruhsat işlemlerinin çözülüp arsa tahsis etmenin yanında, 30 yıllık süreçte faaliyetteki bölgede, kullanım ömrünü tamamlayan içme suyu şebekesi, atık su, elektrik ve fiber optik altyapısının yüzde 80’ini yenilediklerini, tahrip olan yollarda ise bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi. Sütcü, “AOSB’nin daha yaşanabilir olması ve dünyanın her tarafından yatırımcı çekmesine katkı sağlamak istiyoruz. O sebeple, altyapı kapasitesini hem 25-30 yıl dayanabilecek hem de artan kapasite kullanımlarına cevap verebilecek nitelikte planlıyoruz” dedi.