Schafer 2024'te Türkiye'de 100 mağazaya çıkacak
Alman markası olarak girdiği Türkiye’de bugün yüzde 100 Türk kimliğiyle faaliyet gösteren Schafer, 2024’te mağaza sayısını 65’ten 100’e çıkarmayı, e-ticaret cirosunu da iki kat artırmayı hedefliyor.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Alman markası olarak Türkiye piyasasına giren, 2004 yılından itibaren de Aslan Ticaret tarafından yüzde 100 Türk markasına dönüştürülen Schafer, Türkiye pazarında 20’nci yılını kutluyor. Bugün sofra takımından pişirme grubuna kadar 2 bin 800 adet ürünü tüketiciyle buluşturan marka, bu yıl özellikle elektrikli ev aletleri grubunda yeni bir ürünü piyasaya sunmaya da hazırlanıyor. Türkiye genelinde 11’i franchise olmak üzere toplam 65 mağazası bulunan Schafer, 2024 yılında mağaza sayısını 100’e çıkaracak.
Bu mağazalardan 9’unun imzalandığını açıklayan Schafer Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan, Schafer’in 2023 yılında perakendede büyüdüğünü anlattı. Aslan, “Gecen yıl ilk defa perakende ciromuz toptanı geçti. 2024’te de yönümüzü artık iyice perakendeye çevirdiğimiz bir yıl. Perakendenin daha da büyüdüğü bir yıl olacak. Bu yıl 10 adet kendimiz, 25 tane de franchise mağaza açacağız. Hedefimiz yılı toplam 100 mağazayla kapatmak” diye konuştu. Aslan, yurtdışında da 6 ülkede mevcut 11 mağaza sayısını 20’ye çıkaracaklarını belirtti.
Üretimin yüzde 80’i Türkiye’de
Marka olarak üretim yapmadıklarını, anlaştıkları fabrikalarda kendi tasarımlarını ürettirdiklerini ifade eden Aslan, şunları söyledi: “Fabrikalarla ağırlıklı yıllık anlaşmalar yapıyoruz. Örneğin Portekiz’de bir çatal-bıçak fabrikası Türkiye’de sadece bizle çalışıyor. Gebze’de bir seramik fabrikası ihracat dışında tüm kapasitesini bize çalışıyor. Tüm endüstriyel tasarımlarını biz yapıyoruz. Ürün sadece bize özel oluyor. Ürünlerimizin cirosal bazda yüzde 80’i Türkiye’de üretiliyor.” Kalan yüzde 20’yi de Güney Kore, Çin, Portekiz, Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerden getirdiklerini kaydeden Aslan, çok yakın bir zamanda Tunus ile ticarete başlayacaklarını aktardı.
“Yeni satın almalara sıcak bakıyoruz”
Yeni kuşağın işi devralmaması ve finansal sıkıntılar nedeniyle Avrupalı birçok markanın satılığa çıktığını söyleyen Murat Aslan, “İki yıldır satın alma konusunda radarlarımız çok açık. Avrupa’da sadece fabrikalar değil, markalarda da çok fazla satılık var. Şu an 2-3 tane yatırım firmasıyla görüşüyoruz. Markaları alma konusu planlarımız var. Bunlar da direkt veya dolaylı yoldan, sektörümüze hizmet eden markalar. Belki bir mobilya markası olabilir. Satın alma için tam doğru zaman” dedi. Bu anlamda özellikle iki markayla görüştüklerini belirten Aslan, bir tanesiyle devam ettiklerini bildirdi.
E-ticaretin payı yüzde 40’a çıkarılacak
Marka olarak e-ticaret tarafında da büyüme kararı aldıklarını dile getiren Aslan, “Geçen yıl ciromuzun yüzde 27-28’ini e-ticaretten elde ettik. Bu yıl amacımız bunu yüzde 40 yapmak. 35 mağaza açarken e-ticarette de büyüyeceğiz ve toplam perakende ciromuzu hiçbir yıl olmadığı kadar yüzdesel olarak büyüteceğiz” diye konuştu. 2023 sonunda e-ihracata da başladıklarını ileten Murat Aslan, e-ticaret içinde e-ihracat hedeflerini yüzde 7 olarak açıkladı. Pandeminin sektördeki e-ticaret kaslarını çok geliştirdiğini ifade eden Aslan, e-ticarete uyum sağlayamayan markaların hayatta kalma şansını ise ‘yok’ olarak değerlendirdi.
“ABD operasyonlarımız başlayacak”
Mutfak eşyaları sektörü açısından Amerika’nın büyük bir Pazar olduğuna işaret eden Murat Aslan, “Amerika’da çok yakında operasyonlarımız başlayacak. Bize göre mutfak kültürü çok farklı ama çevre ülkelere ulaşım açısından büyük bir coğrafya. Bu yıl Amerika’nın startını veriyoruz. Orada bazı ürünlerle beraber e-ticaret ve network marketing üzerinden başlayacağız. Amerika denildiğinde sadece hep e-ticaret konuşulur ama network marketing Amerika’da çok büyük bir olay. Biz bu yollardan gireceğiz” dedi.
“Sektörde gri pazar kontrol edilemiyor”
Züccaciye sektöründe Doğubeyazıt’tan giren kaçak ürünlerin yanı sıra düşük fatura bedelli ürün sorunu yaşandığını kaydeden Murat Aslan, “Yani hem komple kayıt dışı İran üzerinden ülkeye giriş yapan yemek takımları var, bir de düşük faturalı olanlar var. Bunlar kaçak yollarda girdiği için bakanlıkların bir testine de tabii olmuyorlar. Oysa bizim ürünlerimizin hepsi sertifikalı. Sektör olarak kaçak ve kayıt dışı ürünlerle mücadele ediyoruz. Yani gri pazar sorunu var. GFK raporu gibi bir rapor sektörümüzde yok, bunu ölçemiyorsunuz” dedi.