Üreteni üreterek geleceği şekillendirecek

Sanayide sürdürülebilirliği öncelik haline getiren gıda makinesi üreticisi Beta-Pak, verimli motorlar, atık azaltan özel kalıplar ve düşük hava tüketimiyle üretimde tasarrufu büyütüyor. 2 yılda amorti edilen yatırımla enerji verimliliği sağlayan firma, şimdi de 12 MW’lık güneş enerjisi santraliyle temiz enerjiye geçmeye hazırlanıyor.

Üreteni üreterek geleceği şekillendirecek

Başak Nur GÖKÇAM
basaknur.gokcam@dunya.com

Türkiye’de sanayi sek­törü, ülke ekonomisi­nin yüzde 27’sini oluş­tururken toplam enerji tüketi­minin de yaklaşık yüzde 35’ini gerçekleştiriyor. Bu yüksek pay, sürdürülebilir üretimi ar­tık bir tercih olmaktan çıka­rıp zorunluluk haline getiri­yor. 2026’da yürürlüğe girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), yıllık 250 milyar doları bulan ihra­catın önemli bir bölümünü et­kileyecek. Bugün Türkiye’de 1.330’dan fazla Ar-Ge Merkezi faaliyet gösterirken, sanayi ku­ruluşları cirolarının ortalama yüzde 1,5’ini Ar-Ge yatırımla­rına ayırıyor. Enerji verimliliği, atık yönetimi ve yenilenebilir kaynaklara geçiş, önümüzde­ki 5 yılın en kritik gündemleri arasında. Yapılan hesaplama­lara göre, sadece enerji tasarru­fu projeleriyle sanayide yılda 5 milyar dolara yakın maliyetin önüne geçmek mümkün.

Sanayinin dönüşümünde­ki kilidi açacak anahtarlardan biri de üreteni üreten makine sektöründe yatıyor. Bu kap­samda sürdürülebilirliği oda­ğına alarak gıda makineleri üreten Beta-Pak da, sanayinin gelişimi için kritik noktada ko­numlanıyor. Sürdürülebilirli­ğe, enerji tasarrufuna hatta ta­sarrufun kendisine ayrıca önem verdik­lerini belirten Be­ta-Pak Yönetim Kuru­lu Baş­kanı Rıdvan Mertöz, “İlk adım kendi binamızda başlıyor. Beta-Pak binasının her noktasında ta­sarrufu görmeniz mümkün” di­yerek, üreteni üretenlerin, gıda makinelerinin sürdürülebilir­lik açısından önemini DÜNYA Gazetesi’ne anlattı.

Verimlilikte rekor, enerjide güneşe yatırım

Makine yapan makinelerin motorlardaki verimliliğin öne­mine vurgu yaparak sözlerine başlayan Rıdvan Mertöz, “Bu anlamda da makinelerdeki ve­rimliliğe ilişkin yönlendirme­lerde bulunulması adına İstan­bul Sanayi Odası’ndan destek alıyoruz. Hatta onların yönlen­dirmeleri doğrultusunda 3 yıl­da maliyeti karşılaması tahmin edilen tasarrufu, 2 yılda ger­çekleştirdik. Bu hepimiz için büyük başarı. Ayrıca üretim­de temiz enerji kullanmak adı­na yenilenebilir enerji yatırımı hazırlığındayız. Kullandığımız enerjiyi güneşten sağlamak için 12 MW’lık bir güneş ener­jisi santralı (GES) kurma ha­zırlığındayız. Şu an için lisans bekleme aşamasındayız” dedi.

Beta-Pak olarak termoform yöntemiyle ambalaj üreten makineler tasarladıklarını be­lirten Mertöz, “Yani plastik levhayı esnetme yoluyla am­balaj yapan makineler üretiyo­ruz. Bunu yaparken de çevreye saygılı olmak için en az malze­meyi kullanmaya dikkat edi­yoruz. Kalıplarımızı o kadar hassas dizayn ediyoruz ki, ka­lıpların tamamını kullanmış oluyoruz. Bunun yanı sıra ma­kinelerimizde üretilen besin­lerin raf ömrünün artırıl­ması için de hava basımı ger­çekleştiriyoruz. Bu sayede de gıdanın çöpe atılmasını dolaylı yoldan önlemiş oluyoruz. Ma­kinelerde kullandığımız plas­tiklerin de çevreye en az zarar verecek olanlardan seçilmesi önceliğimiz” diye konuştu.

“Hava kullanımını son 3 yılda yarı yarıya indirdik”

“Yaklaşık 45-50 yıllık çalış­ma hayatımda her zaman ön­celiğim en iyisini yapmak, hep öncü olmak idi. Bu nedenle de Beta-Pak’ı her zaman dünyaya örnek gösterecek adımlar at­mak için var gücümüzle çalışı­yoruz” diyen Rıdvan Mertöz, şöyle devam etti: “Tüm maki­nelerimizde olabilecek en az enerji tüketimi olmasına, üst düzey kalitede en verim­li motorların yer almasına önem veriyoruz. Fakat bu­nunla da bitmiyor. Makineler­de ayrıca hava konusu da var. Havayı en az ölçüde kullanmak ve hava kaçağını önlemek de verimlilik açısından bizim için çok kıymetli. Biz de bu alanda­ki çalışmalarımızı Ar-Ge ekibi ile büyüttük ve makinelerimizi, çok az hava tüketimi olacak şe­kilde dizayn etmenin yollarını bulduk. Kendi makinelerimiz­de yaptığımız iyileştirmelerle son 3 yılda hava kullanımını ya­rı yarıya düşürmeyi başardık. Bu da Beta-Pak makinelerini daha sürdürülebilir kılan et­kenlerden biri oldu.”

Cironun yüzde 3’ü Ar-Ge’ye

Ar-Ge çalışmaları kapsa­mında Beta-Pak’ta 18 çalışa­nın olduğu bir tasarım merke­zi bulunduğu bilgisini de veren Mertöz, “Bizim en büyük he­defimiz her zaman öncü şirket olmak. Bu kapsamda da ciro­muzun yüzde 3’ünü firmaları­mızdaki Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Yani Türki­ye’nin TÜBİTAK’a yap­tığı yatırımların 2 katın­dan fazlasını biz kendi içi­mizde Ar-Ge’ye ayırıyoruz” diye konuştu.

Küçük ölçü büyük kazanç

Beta-Pak’ta atık yönetiminin de kritik meselelerden biri olduğunun altını çizen Beta- Pak YK Başkanı Rıdvan Mertöz, “Bizde atık yönetimi iki taraflı oluyor. Birincisi makine üretimi esnasında çıkan atıklarımız, öbürü de çıkan evsel atıkların yönetimi. Öncelikle üretim esnasında çıkan atıklarımızda sağladığımız kalıp ölçülerini Ar-Ge ekibimizle de inceledik. Ve çalışmalar sonucunda kalıplarda kullanılan folyo kullanımlarını en aza indirgemek ve makineyi bizden satın alan müşterinin olabilecek en az atığı çıkarabilmesi adına ölçülerde küçültmeye gittik. Onlara diyoruz ki 370 milimetre folyo kullanmana gerek yok, aynı miktara 340 milimetre folyo ile ulaşabilirsin. Bu da ona özel bir tasarım sağlamış oluyor. Bunun yanı sıra fabrikadan çıkan evsel atığı değerlendirmek için de lisanslı atık bertaraf firmalarıyla anlaşma halindeyiz. Onlara atıklarımızı ücret karşılığında verip, atıklarımızın değerlendirilmesini sağlıyoruz” diye konuştu.

“SKDM, üretimimizi etkileyecek”

2026 yılında hayata geçirilecek olan SKDM’ye ilişkin değerlendirmede bulunan Beta-Pak YK Başkanı Rıdvan Mertöz, “SKDM) ve beraberinde gelişen iklim anlaşmaları da sanayimizi oldukça etkileyecek. Üretimimiz, maliyetler, ihracat birim fiyatlarımız bu süreçten etkileneceği için elbette sanayicimiz de bu sürecin etkisi altına girecek. Zaten son üç yılda döviz kurlarının durumu, işçilik maliyetlerinin döviz bazında iki-iki buçuk katına çıkması, ülkemizde maliyetlerin artması ve bizim ürünlere zam yapamamamız, ihracatçı firma olarak bizlerin kârlılğını önemli ölçüde küçültüyor. Hatta bıçak kemiğe dayandı noktasındayız. Bu süreç alüminyum, demir, tekstil gibi sektörleri belki daha fazla etkileyecek fakat buradaki esas kritik nokta bilgi yetersizliği. Çünkü SKDM’nin hayata geçmesine 50 yıl yok, sadece 1 yıl kaldı. O nedenle bu konuda bilgi sahibi olunması şart” ifadelerini kullandı.