Yardım kuruluşları Arbel’in kapasitesini yüzde 30 artırdı

Türkiye’nin en büyük bakliyat ihracatçılarından Arbel Grubu, uluslararası yardım kuruluşlarının talebini karşılayabilmek için 11 milyon TL’lik yatırımla kapasitesini yüzde 30 arttırdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Meltem AHATOĞLU

Mersin’in ilk entegre mercimek, bulgur ve makarna tesislerini kuran Arbel Grubu hem kapasite artırımına hem de enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik yatırımlar yaptı. Arbel Grubu’nun bugün Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika’ya kadar uzanan üretim ve satış ağıyla dünyanın tanıdığı global bir şirket olduğunu söyleyen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Arslan, firmanın doğru yerde ve zamanda yaptığı yatırımlarla sürdürülebilir bir büyüme içinde, dünya bakliyatına da yön verdiğini vurguladı.

Arbel Grubu’nu da bünyesinde bulunduran AGT Food And Ingredients’in Kanada, Amerika, Avustralya, İngiltere, Çin ve Güney Afrika’da bakliyat tesisleri; Hollanda, Hindistan ve Rusya’da ticaret ofisleri bulunduğunu hatırlatan Arslan, Arbel Grubu’nu da bünyesinde bulunduran AGT Food And Ingredients’in dünya mercimek pazarında önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Arslan, Türkiye’nin en büyük bakliyat ihracatçılarından birinin Arbel Grubu olduğunu ve sürdürülebilir büyüme için yatırım yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“Komşu ülkelerde yaşanan sorunlardan dolayı ülkemiz uluslararası yardım kuruluşlarının gıda talebini karşıladığı önemli bir ülke durumunda. Arbel Grubu da 35 yıla yakın bir süredir uluslararası yardım kuruluşları ve Birleşmiş Milletler Yardım Kuruluşları’nın gıda ve acil yardım malzemeleri tedarikçisi olarak faaliyet göstermekte. Dünya nüfusunun hızla artması, vejetaryen nüfusun ekonomik durumunun iyileşmesi, dünyada bakliyat ürünlerine yönelik farkındalığın artması gibi etkenlerle bakliyat tüketimi arttı. Dünyada bakliyat tüketimin artış göstermesi ve yardım kuruluşlarının taleplerini göz önüne alarak 2016’da kapasite artırımı için yatırım yaptık, var olan kapasiteyi de işler haline getirdik.”

“11 milyon TL yatırım yaptık”

Yeni yapılan ek binalar ve üretim hatları için yaklaşık 11 milyon TL yatırım yaptıklarını söyleyen Arslan bu yatırımlarla kapasitenin yüzde 30 arttığının bilgisini verdi. Kapasite artışının enerji ihtiyacını da artırdığını belirten Arslan, üretim maliyetlerini düşürmek ve kendi enerji ihtiyaçlarını sağlayabilmek adına kojenerasyon yatırımı yaptıklarını söyledi. Arslan bu yatırımla maliyet düşüşü hedeflediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: “Tesislerimizin buhar ve elektrikten oluşan maliyetlerini düşürmek ve kendi ihtiyaçlarımızı kesintisiz sağlayabilmek için kojenerasyon sistemi kurduk. Saatte 8 megawatt elektrik, 40 ton saat buhar olan kapasitemiz bu sistemle elektrikte 13.6 megawatt saat, buhar üretiminde 55 ton saate çıkacak. Buhar üretimimiz aktif hale getirildi, elektrik üretiminde de son denemeler yapıldı, 1 ay içinde aktif hale getirilecek.”

Kanada’da Ar-Ge merkezi kuruldu

Kanada’da iki yıl önce Ar-Ge merkezi kurduklarını söyleyen Arslan bu merkezde bakliyatın gerek direk tüketimi gerekse endirekt olarak endüstride kullanımını sağlamak açısından çalışmalar yapıldığını anlattı. Arslan, “Ar-Ge merkezinde gıda sanayiinin yeni ürün kombinasyonlarında kullanması için bakliyattan elde edilen katma değerli ürünler geliştirilmekte. Bu ürünler dünyada ilk defa bakliyattan üretildi.

Bakliyattan elde edilen doğal lif ve bitkisel protein farklı sektörlerde kullanım alanı buldu. Geliştirilen bu ürünler lezzet, aroma ve renk özelliklerini değiştirmeden gıdaların besin değerini arttırmakta. Gıda ve içecek üreticilerinin üretim esnasında kullandığı katkı maddelerine sağlıklı alternatif üretirken, aynı zamanda bu ürünlerin besin değerini artırmış olduk. Bakliyat ürünleri glüten içermemekte, bu ürünler sayesinde glütensiz beslenmek zorunda olan tüketiciler için unuttukları tatlarla tekrar buluşma olanağı da yaratmış olduk” dedi.


“Bakliyat ihracatında artış bekliyoruz”

Sektörle ilgili değerlendirmede bulunan Arbel Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Arslan, devletin verdiği teşviklerle baklagil ürünleri, pamuk, buğday ve mısır gibi ürünlerin ekiminin arttığını, hava şartlarının da iyi gitmesiyle bu yıl bu ürünlerin rekoltesinde artış beklendiğini söyledi. Dünyada yaklaşık 75 milyon ton olan bakliyat üretiminde Hindistan’ın yüzde 25 pay ile ilk sırada yer aldığını, bu üretimin yüzde 2.5’ini sağlayan Türkiye’nin de 10’uncu sırada olduğunu belirten Arslan, “Bu yıl ülke genelindeki yağışlar çiftçinin yüzünü güldürdü.

Türkiye’de mayıs ayı sonunda Çukurova’da, takip eden aylarda da diğer Anadolu şehirlerinde ürünlerin hasadı yapılıyor. Bu sene geçmiş yıllara oranla baklagilde rekolte artışı beklenmekte. Bütün tüketim ülkelerine en yakın olan ülke biziz. Temmuz ayından sonra ihracatta artış bekliyoruz. Dünyada pazarlama sorunu olmayan tek ülke Türkiye. Alıcısı hazır olan ürünlerin ne yazık ki üretimi yetersiz kalınca, ihracatçı firmalar müşterisini kaybetmemek adına başta mercimek olmak üzere bakliyat ve hububat ürünlerini Rusya, Kanada gibi ülkelerden ithal edip başka ülkelere satmakta” diye konuştu.