"Yeğenim 'fabrika arazisini sat dünya seyahatine çık' diyor"

Arazi fiyatlarının geldiği noktada maliyetler yükselip karlılıklar düşünce, sanayici KOBİ’lerin patronları önemli bir soru ile başbaşa kaldı: 3’üncü nesli nasıl sanayici kalmaya ikna edeceğiz?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Kimya sektöründe faaliyet gösteren Deteks, kısa süre önce 50’nci yaşını kutladı ancak soru bir 20 yılı daha görebilecek mi? Sorunun kökeninde üçüncü nesilin sanayici olmak istememesi yatıyor. Deteks Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Şahit Kanuni’nin son dönemde en çok sorduğu soru bu: Yeni nesli sanayici olarak kalmaya nasıl ikna edeceğiz? Karlılıklar düştü, dolardaki artış sıkıştırıyor, ihracatta rekabetçi fiyat vermek zorlaşıyor. Bu ortamda fabrika arazisindeki değerlenme, yeğenleri ‘Satalım çıkalım’ baskısına yöneltiyor. Kanuni, kurucu baba Müfit Kanuni’den sanayicilik damarını almış, üretmek, istihdam yaratmak denince canlanıyor, ancak gelecek için çok da ümitli değil.

Şahit Kanuni, “Şirketler üretimden kazanabilecekleri paranın çok daha fazlasını, üretim yaptıkları arazinin satışından elde edebilecek hale geldi” diyor. Bu olunca 3’üncü nesil hesap yapmaya başlıyor. Yatırım ne kadar, bu rakam başka yatırım araçlarında değerlendirilse kar ne seviyede olur? Kanuni, “Bu hesabı yaptığınız zaman sanayiden çıkmak istemeleri çok da mantıksız değil” ifadesini kullanıyor.

Deteks’te de bu süreç yaşanmış, Kanuni’nin yeğeni hesabı önüne getirmiş ve “Satalım Tuzla’daki araziyi, yengemle dünya turuna çıkın” demiş. Deteks Kimya, 2009'da taşındığı IDOSB’ta 9 bin 600 m2 arazi üzerine kurulu 4 bin 500 m2 kapalı alandaki tesislerde üretim yapıyor. Tuzla’daki arazi 50 dolara satın alınmış, şimdilerde 550 dolardan bahsediliyor. Deteks’in önceki fabrikasının Kaynarca’daki tesisinin arazisi de büyük taleple satılmış, “Deteks’in tarihinde kimyasal madde satışından bu kadar para kazanılmamıştır” diyor Kanuni, acı bir gülümsemeyle.

Kapasitenin yarısını kullanıyor

Deteks Kimya, 20 milyon TL cirolu, üretimden satışların %70’i bulduğu, çok farklı sektörlere 100’den fazla çeşit ürün üreten orta ölçekli bir aile şirketi. Yıllık kapasitesi 50 bin ton. Ancak bu kapasitenin yarısına bile ulaşılamıyor. “Bu tesisi 200'de projelendirdik, 2008’de tamamladık. Ancak, hayal ettiğimiz kapasiteyi kuramadık maalesef” diye anlatıyor Kanuni. Üretime prim verilmediğini düşündüğü, TL’nin çok değerli olduğu geçmiş 10 yılda ithalata çok açık bir pazar oluşması, kapasitelerini daraltmalarına yol açmış. Deteks bugün kurulu kapasitesinin yüzde 50’sini yeni kullanmaya başlamış. “Bütün yatırımı tamamlamış olsaydık, 100 bin ton kapasiteye ulaşacaktık. Makinelerin yarısını monte ettik. Bu yarının da yarısını kullanır hale ancak geldik” diye anlatıyor Kanuni.

En büyük pazarı İran

Türkiye iç pazarının talep dengesizliği ve ödeme düzensizliği nedeniyle üreticilerin zorlandığını anlatan Kanuni, bunu dengelemek için ihracat pazarlarını büyüttüklerini ve cironun %20’sine ulaştırdıklarını açıklıyor. AB’ye ihracatın yolu KOBİ ölçekli kimya şirketlerine REACH nedeniyle neredeyse kapalı. İran en önemli pazar ancak zor pazar, ödeme sorunları hala devam ediyor. “Almanya’dan uçağa binip gelen rakibe karşı avantajınız var o pazarda” diyor Kanuni, o potansiyeli kullanıyor.

Kimya sanayii, hammaddesinin yüzde 80’ini ithal eden bir sektör. Dolayısıyla dövizdeki artıştan da birebir etkileniyor. Girdilerin yerlileştirilmesi konusunda önlem almada geç kalındığını düşünüyor Şahit Kanuni. Peki sektöre yabancı ilgisi ne seviyede? Kanuni bu konuda çok pozitif bir izlenime sahip değil: “Yatırım ortamının iyileştirilmesi, çok sakız edilmiş, şık bir söz ama içi malesef doldurulmuyor. Yerli üreticiler bile kapasitelerini artırma konusunda zorluk yaşarken, öngörülebilirliğin azaldığı bu pazara yabancıların herhangi bir ilgisini ben gözlemlemiyorum” diyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir