Gıda israfı ile ilgili bilmeniz gereken 10 gerçek

Barilla Center for Food and Nutrition (BCFN), Milan protokolü kapsamında 2020’ye kadar gıda israfını yarı yarıya azaltmayı umuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Dünya nüfusu her geçen gün artıyor, ekilebilir tarım arazileri ise hızla azalıyor. Küresel gıda üretiminin üçte birine tekabül eden gıda israfı, sınırlı olan dünya kaynaklarının daha sorumlu bir şekilde kullanılabileceğinin en büyük örneği.

Barilla Center for Food and Nutrition (BCFN), Milan protokolü kapsamında 2020’ye kadar gıda israfını yarı yarıya azaltmayı umuyor.

Università della Tuscia’da öğretim üyesi ve BCFN’nin danışma kurulu üyesi Riccardo Valentini, “İklim değişikliği 2050’ye kadar küresel gıda fiyatlarının yüzde 3 ve 84 arası yükselmesine neden olacak, bu da gıda üretimi ve güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Güncel olarak dünya çapında 800 milyondan fazla insan şiddetli kötü beslenme koşullarından muzdarip ve yaklaşık 36 milyonu gıda kıtlığından yaşamını yitiriyor. Bu yüzden, gelecek yıllarda gıda erişimi konusuyla başarılı bir şekilde ilgilenmek gerekiyor, bu zorlu bir görev” diyor.

BCFN, israfı önlemek için çiftçiden yapım aşamasına, dağıtıcı firmalardan son tüketicilere kadar bütün gıda tedarik zincirine müdahale edilmesi gerektiğini savunuyor.

Gıda satın alınmadan önce bile hatalı ambalaj, taşımacılık esnasında kalite kaybı ve uygunsuz soğutma ve saklama altyapılarından kaynaklı israfl ar yaşanabiliyor.

Yüksek israf düzeyleri ürün fiyatlarına yansıyor

Bu evrede yaşanan meyve ve sebze kayıplarının gelişmiş ülkelerde yaklaşık yüzde 2 ve 20 arası, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 24 ve 40 arası olduğu tahmin ediliyor. Yüksek israf düzeyleri nihai ürün fiyatlarına yansıyor, bu da meyve ve sebze tüketimini azaltabiliyor. Satış seviyesi aynı zamanda görsel ve boyut standartlarına uymayan yiyecek sevkiyatını geri çevirmekle de yükümlü. 2011’de yayımlanan bir rapora göre, gıdada ilk üretimlerin yüzde 20’si Kuzey Amerika, Avrupa, Okyanusya ve Latin Amerika standartlarına uymuyor.

“Çirkin” meyveler kabul görmeye başladı

Neyse ki, dünya çapındaki tüketiciler ve süpermarketler bu standartları yavaş yavaş değiştirip ‘çirkin’ meyve ve sebzeleri kabul etmeye başlıyor ve böylece israfı önlüyor. Yüksek gelirli ülkelerdeki tüketiciler, satın aldıkları meyve ve sebzelerin yüzde 30’unu israf ediyor.

Bir Amerikalı tüketici, Afrikalı tüketiciden 15 kat daha fazla yemek israf ediyor

1. Her yıl, 1.3 milyar ton yiyecek israf ediliyor. 
2. İsraf edilen yemekler yaklaşık 1 trilyon dolara tekabül ediyor. 
3. Eğer gıda israfı bir ülke olsaydı, ABD ve Çin’den sonra dünyanın en çok karbondioksit üreten üçüncü ülkesi olurdu. 
4. İsraf edilen gıdanın sadece dörtte biri, dünyada açlık çeken 795 milyon insanı doyurmaya yeter. 
5. Zengin ülkelerdeki gıda israfı (222 milyon ton), Sahra altı Afrika’da üretilen yemeklerin neredeyse toplamına eş değer (230 milyon ton). 
6. Avrupalı ya da kuzey Amerikalı bir tüketici yılda neredeyse 100 kilo yemek israf ediyor, bu da kendi kilosundan daha fazla (ortalama 70 kilo olduğunu düşünürsek). 
7. Avrupalı ya da Kuzey Amerikalı tüketici tipik Afrikalı bir tüketiciden 15 kat daha fazla yemek israf ediyor. 
8. Teknoloji ve altyapı eksikliği Afrika’daki yemek israfının ana nedeni. Gelişmiş ülkelerdeki yemek israfının nedeni ise hane halkı. 
9. Sadece Avrupa’daki gıda israfı 200 milyon aç insanı doyurmaya yeter. 
10. Gıda israfı yaklaşık 3.3. milyar ton karbondioksit yayıyor, bu da küresel iklim değişikliğini hızlandırıyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir