Frankfurt seyahatnamesi

Fuarları nedeniyle uzun yıllardır ziyaret ettiğim kentlerden birisi olan Frankfurt'a ilk başlarda çok ısınamamıştım; ancak, geçen yıllar içinde sevgimi kazanmayı bildi. Hamburg, Köln, Berlin'den sonra Frankfurt'a gitmeyi de özler oldum…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Frankfurt yolculuklarım öncesi Ahmet Hâşim'in Frankfurt Seyahatnamesi'ne mutlaka bir göz atarım. Hastalığının tedavisi için gittiği 2. Dünya Savaşı öncesinin Frankfurt'unu, hüzünlü ve huzursuz yalnızlığıyla pek güzel anlatır... Ancak, anlatılan, şehrin turistik yerlerin tanıtımını değil, kendi ruh halidir…

Benim için de yolculuklar farklı bir ortamda kendi iç dünyama dönüş için bir vesiledir… Fuarlarda ve şehirlerde uzun yürüyüşlere bu nedenle bayılırım…

Fuarları nedeniyle uzun yıllardır ziyaret ettiğim kentlerden birisi de Frankfurt'tur. Frankfurt'a ilk başlarda çok ısınamamıştım; ancak, geçen yıllar içinde sevgimi kazanmayı bildi. Onun nedenlerinden birisi de bu Ahmet Hâşim'in Seyahatnamesi olmuştur… Hamburg, Köln, Berlin'den sonra Frankfurt'a gitmeyi de özlemeye başlamışımdır…

Yürüyerek gezmek mümkün

Gündüzleri nüfusu milyonları aşan, geceleri 600 bine kadar düşen fuar ve finans dünyasının başkenti olarak nitelendirebileceğimiz Frankfurt'ta her şey çok kolay ve yakın… Gezilecek yerler yürünebilecek mesafelerde: Hauptwache, Römer, Eschenheimer, Konstablerwache bunların başında geliyor…

Goethe House (Goethe'nin Evi), Römer, Frankfurt Katedrali, St. Paul Church, Palmengarten (Botanik Bahçesi), Alte Oper (Opera Binası), Hauptbahnhof (Ana Tren Garı), tam karşısındaki Kaiserstrasse (Kayzer Caddesi), Willy-Brandt Meydanı, meydandaki Euroskulptur (şehrin finans merkezi olduğunu simgeleyen Euro heykeli), şehrin 37 müzesinden biri olan Städel Sanat Müzesi ve hemen yakınındaki 7-8 müze, kilitler takılan tarihi demir köprü Eiserner, Sachsenhausen, Messe (ilginizi çeken bir fuar varsa) ziyaretleri ve Main Nehri kıyısında gezinti Frankfurt'ta vaktin nasıl geçtiğini anlamayacağınız güzellikler…

Frankfurt, ulaşımın çok kolay olduğu kentlerden birisi. İster U-bahn (metro), ister S-bahn (banliyö) ile veya tramvaylarla çok kısa sürede her yere ulaşmak mümkün. Tageskarte denilen günlük biletlerle daha ekonomik bir fiyatla hepsi kullanılabiliyor…

Frankfurt'ta 70. Kitap Fuarı için bulunduğum ve otelin yanındaki Maritim'de kaldığım için yolculuklarıma buradan başladım… Fuar alanının hemen arkasında Skyline isimli bir alışveriş merkezi bulunuyor… Birçok markanın mağazalarının yer aldığı Skyline'daki marketten günlük alışverişleri de yapmak mümkün…

1888'den beri trenler buradan götürüyor

Eski şehre doğru yüründüğünde sağ tarafta Hauptbahnhof (Ana Tren Garı) yer alıyor… 1888'den beri hizmet veriyor. Onun tam karşısındaki "her şey"in bulunduğu Kaiserstrasse'den (Kayzer Caddesi) Willy-Brandt Meydanı'na doğru devam edildiğinde şehrin finans merkezine ve Euro heykeline ulaşılıyor… Avrupa Merkez Bankası da burada…

Yol üzerindeki mekânlardan birisi eski opera binası… 1880 yılında yapılan ilk bina, İkinci Dünya Savaşı sırasında bombardımanda yıkılmış, 1981'de bugünkü haliyle yeniden açılmış… Römer Meydanı'nın 1945 yılında çekilen fotoğrafında görüldüğü gibi Frankfurt, büyük zarar görmüş, neredeyse tamamı yerle bir olmuş… Bugün eski opera, konser salonu ve kongre merkezi olarak kullanılıyor…

Yine güzergâhınızdaki Alman edebiyatının önemli isimlerinden Goethe'nin yaşadığı ev, müze olarak hizmet veriyor… Odalar, yazar, sanki dün aramızdan ayrılmış veya birazdan çıkıp gelecekmiş gibi korunuyor…

Taksim Meydanı gibi

Hauptwache'ye kadar alışveriş yaparak yürümek mümkün… Hauptwache, Frankfurt'un Taksim Meydanı gibi… Ama oradaki taş kahve bana hep, Ayvalık Cunda'nın meşhur taş kahvesini anımsatıyor. Orada mutlaka bir kahve molası veriyorum…

Artık eski kente, nehre doğru yönelmenin zamanı… Römerberg, şehrin tarihi merkezi, Ortaçağ görüntüsü hâkim, ama bombardımanda bir bina (Haus Wertheym) dışında yıkıldığından aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş… Bir mola da bu binanın altındaki pastanede verilebilir.

Almanya'da pasta ve ekmekler ayrı bir yazı konusu olacak lezzette… 6 bin çeşit ekmek ve yaklaşık bin 200 farklı türde pasta, 17 bin fırın ve 10 bin fırın ve satış yerinden söz ediliyor…

Römer civarında Arkeoloji Müzesi, Modern Sanatlar Müzesi, Tarih Müzesi, Paulskirche, belediye binası; dilek dileyenlerin kilitler taktığı tarihi demir köprü Eiserner'den karşıya geçtikten sonra Mimarlık Müzesi, Dünya Kültürleri Müzesi, Uygulamalı Sanatlar Müzesi, İletişim Müzesi tercihlere göre seçilip uğranılacak yerler arasında…

Römer'e yakın yerlerden birisi de Frankfurt Hayvanat Bahçesi…

Müzeler kenti

6 binin üzerinde müze bulunuyor Almanya'da. Frankfurt'ta ise 37 müze, 109 sanat galerisi ve 33 tiyatro binası var. Bunların önemlilerinden biri olan Städel Sanat Müzesi de Römer'in karşı kıyısında… Onun için bir parantez açmak istiyorum:

Städel Sanat Müzesi koleksiyonunda bini sürekli sergilenen 3 bin tablo, 100 bin çizim ve baskı, 4 bin fotoğraf, 600 heykel ve 115 bin kitap yer alıyor… Uğramakta fayda var…

Günlük biletinizi kullanıp gidebileceğiniz Westend ilçesindeki botanik bahçesi Palmengarten şehrin en güzel mekânlarından birisi… 1871'den beri dünyanın dört bucağından bitkileri sergiliyor…

Dünya mutfağı sunuluyor

Şehrin hemen her yerinde aralarında Türk lokantalarının da bulunduğu dünya mutfağından lezzetler sunan restoranlar var… Dünyanın en büyük sergi alanlarından biri olan "Messe"de fuar süren tarihlerde buralarda mutlaka rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Yemek yenilecek yerlerden birisi de 1400'lerden itibaren dokuz kulesi olan bir duvarla çevrili Frankfurt'un o yılların balık, meyve ve sebze tedarikçisi, bugün lokantalarıyla ünlü Sachsenhausen…

Bu hızlı Frankfurt turunu, 48 saatte yapmak mümkün… Sizin de belleğinizde güzel izler bırakması dileğiyle…

Bu konularda ilginizi çekebilir