"Resim sanatının iyileştirici gücünü göstermek istedim”
Tıbbi atıkların çocukluğumuzdan beri her zaman bizi korkutan atık türleri olduğunu belirten Deniz Sağdıç, bu eserleri yaparken tıbbi atık malzemelerinin hem bedenen bizleri iyileştirdiğini hem ruhumuzu iyi gelen mükemmel bir araç olabileceğini sanatseverlere göstermek istediğini ve bu ürünlerden sürdürülebilir, doğaya dost sanat eserleri ortaya koymanın keyifli olduğunu söyledi.
Necmi ÇELİK-DÜNYA
Sanatın pozitif ve iyileştirici gücünden yola çıkan Memorial Sağlık Grubu sanatı bazı tedavi süreçlerine entegre ederken, sürdürülebilirlikle sanatı birleştiren dönüşüm sanatçısı Deniz Sağdıç’ın kendine ait üslubuyla ürettiği portre eserlere ev sahipliği yapıyor. Halen Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde yer alan serginin bir yıl boyunca tüm Memorial Sağlık Grubu Hastanelerinde yolculuğuna devam edeceği ve sonrasında da sürdürülebilir yaşama hizmet veren yeni hastane yatırımlarında konumlandırılacağı bildirildi. DÜNYA’nın sergiyle ilgili sorularını yanıtlayan Ressam Deniz Sağdıç: “Benim için tuvaller, duygu veya düşüncelerimi aktarabilmem için kusursuz bir platform. Bu sergide birçok atık malzemeyi bir araya getirerek, bütün ve dönüştürülebilir bir sanat nesnesi ortaya koymaya çalıştım. Portre çalışmalarımda, sadece kişilerin mimik ifadelerini resmetmiyor, aynı zamanda resmettiğim karakterlerin ruh ve özlerine dokunmaya çalışıyorum” diye özetliyor bakış açısını.
Hastane atıklarından sanatsal objeler üretme veya bu atıkları resim sanatı içinde konumlandırma fikri nasıl oluştu?
“Sanat İyileştirir” projesi, sanatın iyileştirici gücünden faydalanarak hasta ve hasta yakınlarının gün içinde moral bulmasını sağlamak, motivasyonlarını yükseltmek amacıyla Memorial Sağlık Grubu tarafından oluşturuldu. Sağlık Grubu, daha önce İstanbul Havalimanı'nda yaptığım sanat eserlerinden etkilenerek, birlikte iş birliği yapmak istediklerini paylaştı. Hastanelerinin içerisinde geri dönüşüme bırakılan atık kan tüpü kapakları, tarihi geçmiş ilaç atıkları gibi pek çok farklı türde fazla atığı kullanarak geri dönüşüme kazandırmak istediklerini ilettikleri zaman çok heyecanlandım ve kesinlikle bu projede yer almam gerektiğine karar verdim. Hastane atıklarını geri dönüştürme amacıyla ortaya konan bu projeyi duyduğum ilk anda zihnimde alışagelmiş “hastane” algısına yönelik farklı bir perspektif sunabileceğimi düşündüm. Bu sayede de “Sanat İyileştirir” sergi hikâyemizi başlatmış olduk
Bu atıkları seçerken kriterleriniz nelerdi?
Geri ve ileri dönüşüm prensibiyle yola çıktığımız bu sergi projesinde, öncelikle küçük ve kullanılmayan atık türler olması çok önemliydi. Tıbbi atıkları keşfetmek için hastaneyi ziyaret ettiğimde birçok farklı atık malzemeyle karşılaştım. Bunlar içerisinde; şırınga kapakları, kan tüpü kapakları, flakon kapakları, daha önce giyilmiş olan doktor önlükleri ve broşür gibi malzeme ve atıklar bulunuyordu. Tüm bu ürünlerin hijyenik olması, sterilize edilebilmesi önceliğimizdi. Bu konudaki tüm malzemelerin sterilize işlemleri tamamlandıktan sonra üretimlere başladım. Yaklaşık 12 ay süren çalışmalarım neticesinde sergi içerisinde farklı millet ve yaş gruplarını bir araya getirdiğim 15 farklı portre eser ürettim.
Resim ve müzik sanatın iyileştirici gücünü en iyi yansıtan iki dal. Sizce resim göze ve hayal gücüne hitap etme yönüyle nasıl bir fonksiyon üstleniyor? Resim öncelikle görsel bir iletişim aracıdır. Bu araç ile zihninizde uzun uzun metinler yazabilirsiniz, hikâyeler kurabilirsiniz. Resim sanatını kullanarak hayal gücünüzü gerçeküstücülükle birleştirebilir, belleğinizdeki duygu ve düşüncelerinizi kişiden kişiye aktarabilirsiniz. Görsel araçları kullanarak, yalnızca duyguları aktarmakla kalmaz aynı zamanda kişilerin belleğinde önemli fonksiyon olma özelliği ile öne çıkan duyusal hafızayı geliştirebilir, hatta iyileştirebilirsiniz. Müzik sanatı da resimde olduğu gibi duygu derinliği yüksek bir iletişim aracıdır. Düşüncelerin seslerle veya notalarla anlatılmasıyla kendi hikâyelerimizden alıntılar bulup birleştirdiğimiz, şüphesiz ki duyularımıza ve ruhumuza iyi gelen sanat dallarından biridir.
Tıbbi atıklara sanatsal bir rol verirken, sanatçı olarak gerek yaratım gerekse uygulama süreçlerinde nasıl bir ruh hali size egemendi?
Tıbbi atıklar aslında çocukluğumuzdan beri her zaman bizi korkutan atık türleri olarak karşımıza çıkıyor. Şırıngalar, şırıngaların kapakları gibi hastane atıkları kaygıyla uzak durduğumuz nesnelerin başında geliyor. Aslında temelde ve özde bizi iyileştiren ve bizim sağlığımızı geri kazanmamıza sahip olan bu nesnelerin bu şekilde anılması beni biraz rahatsız ediyordu. Bu eserleri yaparken tıbbi atık malzemelerinin hem bedenen bizleri iyileştirdiğini hem ruhumuzu iyi gelen mükemmel bir araç olabileceğini sanatseverlere göstermek istedim. Uygulama geçiş sürecinde şırıngalar, ilaçlar gibi tıbbi atık malzemelerin benim de korktuğum nesnelerin başında olduğunu gözlemlediğimde, bu ürünlere farklı bir bakış getirebileceğimi düşündüm. Bu malzemeleri eserlerime entegre ettiğimde, izleyicilere farklı bir perspektifte yorumlayabileceğimi ve bu atıkların isminin de dilinin de başka olabileceğini göstermek isterdim. Bu süreç içerisinde bu ürünlerden sürdürülebilir, doğaya dost sanat eserleri ortaya koymak inanılmaz keyifliydi.
ortaya koymak inanılmaz keyifliydi.
Odağında sürdürülebilir sanat var
Sanatçı Deniz Sağdıç 1982 yılında Mersin'de dünyaya geldi. Lisans eğitimini Güzel Sanatlar Fakültesi birincisi olarak tamamladı. Sanatının ilk yıllarından itibaren yağlıboya ağırlıklı olmak üzere heykel, baskı ve gravür gibi çeşitli tekniklerde profesyonelleşti, video ve yeni medya alanlarında da eserler üretti. Yüksek Lisans eğitimini Plastik Sanatlar dalında, birincilik derecesiyle tamamlandı. Ready-ReMade isimli serisiyle, her türlü insan üretimi olan atık materyalleri kullanarak "Sürdürülebilir Sanat" kavramını işleyen dünyada ilk sanatçı olarak tanımlandı. Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP27) Türkiye pavilyonun da eserleriyle katılım sağladı. Nesnelerin ve sanatın sürdürülebilirliğini konu edinen "0” Sıfır Noktası başlıklı sergisi ile dünyanın birçok farklı noktalarında kamusal alanlarda izleyiciyle buluşarak, çevreci ve doğa dostu fikirlere ilham vermeyi amaçlayan projeler gerçekleştirdi. 2023 yılında ilk sürdürülebilir sanat evini açan sanatçı, sürdürülebilirlik temasını normal yaşam biçimiyle bütünleştirerek, geniş yelpazede insan ve toplum hayatına sürdürülebilir katkı sağlamaya çalışmaktadır. Sürdürülebilir sanat evinde güneş panelleriyle kendi elektriğini üreten sanatçı, aynı zamanda yağmur suyunu dönüştürerek ve evsel atıklar ile organik tarım yaparak, çalışmalarını desteklemeye çalışıyor.
Sanatın iyileştirici gücüne inanç DNA’mızda var
Grubun CEO’su Bora Uludüz, sanatsal çalışmaların ve hastane içine konumlandırılan sanat alanlarının, hastalara moral veren ve tedavi süreçlerini destekleyen etkinlikler olduğunu belirterek şu görüşleri ifade etti: “Memorial Sağlık Grubu olarak, sanatın pozitif ve iyileştirici gücüne inanıyoruz. Sanat ve sanatçı dostu hastanelerimizle sanatın iyileştirici gücünden ilham alıyor, sanat dünyasına yeni eserler kazandırıyoruz. Yalnızca insana değil, çevreye ve sanata duyarlı bir anlayışla inşa edilen hastanelerimiz, 18 yıl boyunca pek çok sanat eseri ve sergiye ev sahipliği yaptı. Hastalarımız ve yakınları tedavi dönemlerini, sanatla iç içe bir ortamda ve pozitif bir enerjiyle geçiriyor. Kurumumuzun DNA’sında yer alan kavramlarla birlikte sanata, çevreye ve topluma fayda sağlamak asli görevimizden biri. Bu nedenle sanatın, ruh ve beden sağlığı üzerindeki sihirli etkisini hastanelerimize taşımaktan mutluyuz. Dünyanın değişen sanat atmosferinde, hastane atıklarından evrilen ve sürdürebilirliğe dikkat çeken bu sergiyi ziyaret etmeleri için tüm sanatseverleri davet ediyorum. Eminim, yakından bakıldığında korkuyla karışık heyecan uyandıran bir kan tüpü kapağının, uzaklaştıkça içimizi ısıtan bir insanın yüzüne dönüştüğünü görmek, ziyaretçilerimiz için de güzel bir deneyim olacak.”