Belirsizliği aşıp, uzağa bakmaya başlamak gerekiyor

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Seçimde iktidar partisinin önemli oy kaybı oldu. Gerçi seçimden yine birinci parti olarak çıktı ama AKP’nin önemli bir oy kaybı oldu. Seçimin hemen arkasından toplumda ve piyasalarda göreli bir rahatlama olduğu gözlendi. Kısmen seçim sürecinde sürekli tırmandırılan gerilimin sona ermesinden kaynaklandı bu. İktidarın çatışmacı ve antipatik yaklaşımı da bunu besledi. Seçim sonrasındaki derin nefes alma hali buradan kaynaklandı. 

Seçim sonrasındaki bu rahatlama halinin fazla uzun sürmeyeceğini söylemek mümkün. Zira pek çok alanda sıkıntı var ama özellikle ekonomide işler ince bir ip üzerinde yürüyor. Seçim sonrasının gevşeme halinde pek hissedilmeyebilir ama böylesine sıkışık bir pozisyonda olmanın ürettiği belirsizlik ve risk algısı çok geçmeden yine gündemin ilk sırasına oturacak ve rahatsızlık getirecektir. Üstelik seçimden bir tek parti iktidarının çıkmamış olması bu rahatsızlıkları besleyecektir. Şimdi henüz seçmenin ne dediğini anlamaya çalışarak top çeviriyoruz. Bu geçince siyasetin bilinen kıvraklıkları da devreye girecek, hükumet oluşumu uzayacak ve belirsizlik daha da büyüyecektir. 
Seçimden güçlü bir iktidar ya da uyumlu bir koalisyon çözümünün çıkmamış olması en çok ekonomiyi etkileyecek gibi görünüyor. Ekonominin en kısa zamanda ele alınıp, belli bir çözüm planına oturtulması gereken iki grup sorunu olduğu söylenebilir. Bunlardan birisi mevcut iktisadi rüzgarların sürüklediği kısa dönemli sorunlardır. İkinci gruptaki sorunlar daha yapısal karakterdedir , uzun dönemli vizyona ve kurguya ihtiyaç göstermektedir. Sorunların zaman diliminin farklı olmasına aldanmayın. Bunların eş anlı olarak ele alınıp, çözüm kurgularının topluma sunulması gerekir. 

Seçim sonucunda biraz daha pekişmiş gibi görünen belirsizlik ve oynaklık (volatilite) kısa dönemde baş edilmesi gereken sorunların başında geliyor. İçerideki gelişmeler bu sorunların önemli bir nedeni. Bunların başında da siyasi belirsizlik geliyor. Bu aşamanın çabuk ve ikna edici biçimde aşılması kısa sürede rahatlık getirecektir kuşkusuz. Böyle bir rahatlama için de çoğunluğun benimseyip, içine sindireceği bir hükumetin oluşup işe başlaması gerekiyor. 
Kısa dönemli sorunların tek kaynağı içerideki siyasi belirsizlik ve bundan kaynaklanan risk algısı değil. Belki daha da büyük belirsizlik dışarıdan geliyor. ABD Merkez Bankası’nın (FED) küresel boyutlar kazanmış olan bol para-düşük faiz politikasını ne zaman ters yöne çevireceğine ilişkin belirsizlik öteki ülkelerde olduğu gibi bizde de ufku karartmaya ve oynaklık üretmeye devam ediyor. Seçim falan derken ufukta salınan bu soruna karşı hazırlıklı olma faslını ıskaladık sayılır. Bu nedenle de Türkiye ekonomisi son dönemde en fazla oynaklık gösteren ekonomiler arasında ilk sıralarda yer aldı. Oluşacak yeni hükumet ve onun ekonomi kadrosu FED’in olası adımlarından kaynaklanan ve ileride daha büyük boyutlara ulaşması muhtemel faiz ve kur oynaklığını sınırlı ölçüde tutmak ve bu süreçte ortaya çıkacak sorunların olabilecek en düşük maliyetle atlatılması için hızla yeni bir kurgu yapmak ve bu çerçevede önlemler geliştirmek durumunda kalacak. Bunun kısa dönemin en önemli ekonomik sorununu olacağını söylemek yanlış olmaz. 

Acilen ele alınması gereken uzun dönemli ekonomik sorun ise Türkiye ekonomisinin yeni büyüme modelini, bununla uyumlu yeni üretim desenini ve bunları çevreleyen yeni bir finansman modelini oluşturmaktır. Kur faiz oynaşmalarının peşine takılıp, rüzgarda savrulmak yerine ileriye dönük tutarlı bir vizyonun kurgulanmasını ve hareket planının oluşturulmasını gerektirir bu. Önceki dönemlerde bir planlama tecrübemizin olmasına karşılık yüz yılın dönümünden bu yana kısa dönemli konjonktür yönetimi dışında bir iktisadi yönetim becerisi sergilediğimizi söylemek zor. Bu zaman diliminde dünyanın değiştiğini, daha piyasacı bir yaklaşıma ve daha çok finans alanına dönük bir yöne devindiğini söyleyerek kendimizi biraz rahatlatmamız mümkün olabilir. Ama bu dünyanın artık sonuna gelindiğini, iktisadi dikkatin yeniden meta üretimine dayalı bir üretim modeline doğru yol aldığını görmemiz ve buna hazırlık yapmamız gerekiyor. Yeni siyasi kadroların esas işinin bu olacağını ya da olması gerektiğini düşünüyorum. Belirsizliği hızla aşıp, geleceğe dönük yeni bir ekonomi vizyonunun peşine düşmeliyiz diye düşünüyorum. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018