Biz durduk, dünya durmadı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Geçtiğimiz haftanın bir kısmını bayram tatilinde geçirdik. Piyasalar kapandı. Herhangi bir hareket olmadı. Bu ara bizim zaten yavaşlamış olan hareket dinamiğimiz geçtiğimiz hafta daha da yavaşladı. Malum, pek acelemiz yokmuş gibi davranıyoruz. Bunun en net örneği seçimden sonra yeni hükumeti kurmak için benimsediğimiz çizgide görünüyor. Seçimden bu yana bir ayı aşkın zaman geçti biz henüz koalisyon kurmak için gereken müzakerelerde ikinci tura geçmek üzereyiz. Yavaşlığımızın ilginç bir sonucu da oldu galiba. Seçimin ardından piyasalar da yavaşladı. Seçim sonrasında başlayan sükunet devam ediyor. Bu arada yaz sıcakları başladı, bayram da devreye girince hepten rehavete kapıldık. Durduk adeta. 

Biz durduk ama dünya durmadı. Tam tersine geçen hafta içinde dünyada epeydir olmayan türde gelişmeler oldu. Epeydir olmayan diyorum çünkü küresel krizden bu yana hem uluslararası siyaset hem de ekonomi bağlamında yaşanan gelişmelerin tersi yönde oldu bu son haftanın gelişmeleri. Arada belki tereddüt doğuracak söylemler de oldu ama bayram haftasındaki gelişmeler genellikle olumlu yönde oldu. Örneğin İran ile nükleer enerji konusunda yapılan anlaşma bu türden bir gelişme. Yunanistan’ın Euro bölgesini terk etmesiyle sonuçlanması muhtemel anlaşmazlık da (belki de şimdilik kaydıyla) giderildi. Yunan ekonomisini yeniden yüzdürebilecek bir anlaşmaya ulaşıldı. Bu da olumlu bir gelişme olarak kaydedildi. 

Bu süre içinde bizim için de olumlu bir bonus çıktı ortaya. Malum “kırılgan beşli” adı altında sınıflanan beş ülke var.

Bunlar daha çok ekonomik dengesizlikleri, özellikle de dış kaynak kullanımındaki riskler nedeniyle kırılgan olarak niteleniyorlar. Bu grubun ilk sırasında da biz yer alıyoruz. Yani dünya bizi en ufak esintide kırılıp, dağılacak bir ülke olarak tanıyor. Biliyorsunuz Fitch olarak bilinen bir kredi değerlendirme kuruluşu var. Kendi benzerleri ile birlikte bizi izleyip, bulgularını dünya ile paylaşıyorlar. Söz konusu bulgular genellikle pek olumlu olmuyor. Biz de buna kızıyoruz.  Fitch şu kırılganlık tahlilinde de baş rollerden birisini oynuyor. O da kırılmaya yatkın olduğumuzu düşünüyor yani. Bu Fitch, bayramın birinci günü, kırılgan beşlinin önümüzdeki dönemde olması muhtemel finansal gelişmelerden beklenen ölçüde etkilenmeyebileceğini dünyaya ilan etti. Muhtemel finansal gelişmeden kasıt ABD Merkez Bankası’nın (FED) küresel likiditeyi kısıp, faizi yükseltmesi. Kırılgan beşlinin bu süreçten beklenen ölçüde etkilenmeyeceği savı da FED faizi yükseltse de bunlar kırılmayacaklar anlamına geliyor. Yani yaklaşık iki yıldır bizi diken üstünde tutan faiz artışından çok fazla korkmamıza gerek olmadığını söylüyor Fitch. Az bir şey değil bu. Biz dururken dönmeye devam eden dünyadan bize yansıyan belki de en olumlu gelişme olarak kayda almamız doğru olur Fitch açıklamasını. 

Olumlu gelişmelerin yanı sıra bir de alıştığımız türden bir gelişme oldu. FED Başkanı Yellen yaptığı bir konuşmada şu ünlü faiz yükseltme adımının bu yıl bitmeden atılmasının doğru olacağını söyledi. Ne var bunda, daha önce de bu izlenimi veren sözler söylemişti bayan Yellen diyebilirsiniz. Doğru ama bu defa farklı olan iki nokta var.

Hanımefendinin ilk defa bu kadar şahin, bu kadar açık ve net olması bunlardan birisi. Yellen bir tek faiz indirimin tarihini söylemedi. Yıl bitmeden faiz indirimi yapılması kesinleşmiş gibi yorum ve değerlendirmelerin ortalığı kaplamış olması da ikinci nokta. 

Bu iki işaret de uluslararası mali piyasalarda yeni bir dönemin eşiğine geldiğimizi ima ediyor. Şimdi tartışılan olası faiz indiriminin kesin tarihi. Eylül diyen de var, bunu Aralık ayına öteleyen de. Sanıyorum şimdilerde ibre biraz Eylüle işaret ediyor. Bunun için ilginç de bir neden ortaya atılıyor. Eğer ilk faiz artışı Eylül ayında yapılırsa yıl sonuna kadar bir artış daha yapıp süreci oturtmak, yeni yıla net bir harita ile başlamak mümkün olur diye düşünülüyor. Bayan Yellen’in de bu görüşe yakın durduğu söyleniyor. Bu durumda, olumsuz bir gelişme olmazsa, 16 Eylül tarihinde yapılacak olan FOMC toplantısında ilk adım atılacak gibi görünüyor. Yine de bu söylemi “bu işler belli olmaz” kaydıyla dikkate almakta fayda var diye düşünüyorum. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018