Brexit ne ola ki?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

Son zamanların icatlarından birisi bu, Avrupa Birliği’nden (AB) çıkması konuşulan ülkenin adının arkasına, İngilizce “Çıkış” anlamındaki “Exit” sözcüğünü koyarak olayı biraz da abartarak ele almak. Önce Yunanistan, ekonomik iflasın eşiğinde olması nedeniyle, AB’den çıkma olasılığı olunca “Grexit” ifadesi kullanılmaya başlandı. Ancak orada korkulan olmadı ve Yunanistan AB içerisinde kaldı.

AB’nin ağır toplarından birisi olan İngiltere, AB içerisinde kalıp kalmama konusunu tartışmaya başladığında, bu kez de “Brexit” ifadesi ortaya çıktı. Konuyu seçmenine sorma kararı alan Birleşik Krallık’ta, 33.2 milyon seçmenin yüzde 51.8’i “AB'den ayrılma” yönünde yüzde 48.2’si ise “AB’de kalalım” yönünde oy verdi.

İşin ilginç tarafı ise, Birleşik Krallık AB’den çıkalım mı, çıkmayalım mı oylamasına gittiğinde, Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan tarafından kullanılan “Bizde AB’ye girip girmemeyi halkımıza sorabiliriz” ifadesini takiben, henüz AB içerisinde bile olmayan Türkiye için “Trexit” sözcüğünün kullanılması.

Birleşik Krallık AB’den ayrılma kararı alınca, İngiliz para birimi sterlin son 30 yılın en düşük seviyesine geriledi. ABD Doları, euro ve borsalar da payını aldı ve düşüşe geçtiler. Çalkantılı günlerin en güvenilir limanı olan altın ise tırmanışına başladı.

Konu, AB içerisindeki büyük çalkantı ve hatta AB’nin istikbali söz konusu olunca, bizim de bundan uzak kalarak kulaklarımızı tıkamamız, doğal olarak olanak dışı. Zira Türkiye ihracatının yarısına yakını AB pazarına yapılıyor. Burada da Almanya’nın arkasından İngiltere, ikinci en büyük müşteri olarak yerini alıyor. Geçen 2015 yılını 9.24 milyar ABD Doları ihracat ile kapattığımız İngiltere pazarına bu yıl mayıs sonu itibariyle 3.5 milyar ABD Doları ihracat yapmışız. Bu da biz ihracatçıların, Birleşik Krallık’ta olan bitene yakından ilgi göstermemizi gerektiriyor.

Birleşik Krallığın bu kararı bizi ne kadar etkiler?

Ne ekonomi uzmanları ne de siyasiler bu konuda bir fikir birliğine sahip değiller. İşin ilginç yanı, bırakın Türkiye’yi bir kenara, bu ayrılık kararının küresel çaptaki etkileri konusunda da yazılan, çizilen, konuşulanların tümü, ciddi farklılıklar sergiliyor. Amma önümüzde bir gerçek var ki küresel ekonomi bu ayrılık kararını pek fazla endişe ile karşıladı ve ciddi sarsıntılar yaşandı. İşte bu gerçekten hareketle, “Bu ayrılık kararı bizi çok fazla etkilemez” demek, biraz tedbirsizlik olur düşüncesindeyiz. İngiltere gibi çok önemli bir ticaret ortağımızın ve hele diğer birçok pazarımızın aksine, dış ticaret fazlası verdiğimiz bir ülkenin attığı adımları en ince detayında izlememiz gerektiğini düşünmeliyiz.

İngiltere AB’den ayrıldı amma bizim gibi AB Gümrük Birliği içerisinde kalırsa ne yaparız. Eğer “Gümrük Birliği içerisinde kalmaz ise atacağı adımlar ne yönde olabilir” sorusuna cevap aramalıyız. “Rakiplerimizin ülkeleri ile ilişkileri ne yönde gelişebilir” diye senaryo yazıp, bu senaryonun artılarını ve eksilerini tahmin etmeye çalışmalıyız.

Ekonomi Bakanlığı İngiltere ile olan ilişkileri, diğer hiçbir AB üyesi ile olan ticaretimizi incelemedikleri kadar detayda incelemeli ve tüm olası senaryoları oluşturup, bunların sonuçlarına göre farklı politikalar geliştirmelidir. Yoksa ihracatımızın çok ciddi etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Korkulu rüya görmektense, uyanık kalmak daha iyidir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019