e-ticarete re’sen vergileme için altyapı hazır!

e-ticaretin vergilenmesinde hukuki altyapı oluşturuldu. Vergilemeden önce e-ticaretin kayıt altına alınması sağlanacak. Bakanlık, bu amaçla entegre bir izleme mekanizması oluşturdu. Türkiye’den e-ticaret kanalıyla gelir elde eden şirketler ‘dar mükellef’ tanımına göre vergilendirilecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin GÖKÇE-Mehmet KAYA

Ağırlığı her gün artan e-ticarete yönelik izleme mekanizmasında son aşamaya gelindiği kaydedildi. Elektronik ticarette genellikle ekspres kargonun kullanılmasının bu alandaki en önemli zorluk olduğu, satıcıdan çıkışından itibaren bir izleme yapılarak öncelikle kayıt dışılığın önleneceği vurgulandı.

Maliye Bakanlığı’nın bu amaçla hazırlığa başladığı, ödeme sistemleriyle entegre bir izleme mekanizmasının altyapısının oluşturuldu öğrenildi. Bu izleme mekanizması sağlıklı oluşturulduktan sonra bireysel ya da ticari-endüstriyel e-ticarete yönelik düzenlemeler yapılacak. Türkiye içinde e-ticaret ile mal teslimlerinde, elektronik fatura merkezli bir uygulama hayata geçirilmiş ve büyük oranda başarı sağlanmıştı.

Hukuki dayanak “fiili olarak işyeri kurulmuştur”

Maliye Bakanlığı’nın elektronik ticaret kanallarını kullanarak Türkiye’den gelir elde edilmesi durumunda, ilgili şirketleri “fiili olarak işyeri kurmuş” gibi değerlendireceği öğrenildi. Türk hukukunda ve genel olarak dünya mali hukukunda bu yönde bir mekanizma bulunuyor. Türk mevzuatına göre “dar mükellef” tanımına göre kanuni merkezi ya da iş merkezi Türkiye’de olmasa da şirketler Türkiye’deki faaliyetlerinden dolayı vergilenebiliyor. Dar mükellefler de, Türkiye’de mevzuata uygun iş merkezi ya da kanuni merkezi bulunanlar gibi, kanunda sayılı kazançları nedeniyle bütün vergi ve yükümlülüklere tabi hale geliyor.

Maliye Bakanlığı’nın, elektronik ticaret kanalıyla Türkiye’den kazanç elde edenlerin ister mal ister hizmet olsun, dar mükellef tanımı içinde, hukuki olarak “fiili durumda bir işyeri kurulmuş” sayılarak vergileneceği kaydedildi. Bu amaçla uygulanacak ana yöntem ise şirketlerin net olarak bu faaliyetlerin ayrıştırılması olacak. Bakanlığın bu şirketlere yönelik vergi salabilmesi amacıyla izlenmesi ve faaliyetin net olarak ayrıştırılmasının önem taşıdığı vurgulandı.

Halen büyük oranda “kayıtdışı” işleyen sistemin, kayıtlı hale gelmesi, elektronik ticaret yoluyla sipariş-ödeme- teslim bütün kanalların tam olarak kavranmasının istendiği, bu amaçla banka ve diğer ödeme kanallarından da bilgi alınarak e-ticaret işleminin bütün süreçleriyle ortaya konulmasına yönelik altyapı hazırlığı son aşamaya getirildi.

Bireysel ürünlere yönelik ihracat kanalında verilen muafiyete benzer bir muafiyet de daha önce yürürlüğe girmişti. Aralık 2016’da yapılan değişiklikle, 75 euro olan gümrüksüz e-ticaret kanalından yurtdışından sipariş üst sınırı, 30 euroya indirilmişti.

İç ticarette denge büyük oranda sağlandı

Türkiye içinde kurulu üretici ya da ticaret şirketlerinin e-ticaret kanalıyla satış yapmalarına ilişkin elektronik fatura büyük oranda başarıya ulaştı. Bu altyapının kurulmasının ardından, siparişlerin genellikle banka kartı, kredi kartı ve diğer ödeme araçlarıyla veriliyor olması kayıtlılık da sağlandı. Şirketler de tüketicilere satış karşılığında elektronik fatura gönderebiliyor. Ödeme ve faturalama elektronik ortamda olduğu için Maliye tarafından takip edilebiliyor.

Karyağdı: Gelişmekte olan ülkelerden kazanıp, vergi cennetlerine aktarıyorlar

DÜNYA’ya değerlendirmede bulunan Eski Gelir İdaresi Daire Başkanı Nazmi Karyağdı, elektronik ticareti yürüten küresel şirketlerin vergi cennetleri merkezli olarak kurulduğunu hatırlatarak, bu durumun uluslararası işlemi zorlaştırdığını kaydetti. “Küreselleşmenin yanı sıra dijitalleşme ile birlikte geleneksel ticaret yerini çok farklı bir boyuta taşıdı” diyen Karyağdı, Çin’de üretilen bir ürün İrlanda ya da Hollanda merkezli bir şirket vasıtasıyla Türkiye’deki tüketiciye ya da tacire satılır hale gelebildiğini söyledi. Karyağdı, “Bu şekilde sınır ötesi faaliyetler neticesinde elde edilen kazanç ya da harcama üzerindeki verginin kimin tarafından alınacağı önem kazandı. Bu konunun çözümünde temel yaklaşımlardan birisi, ülkelerin egemenlik haklarından hareketle kazanç nerede elde ediliyorsa verginin orada ödenmesi gerektiğidir. Aksi takdirde gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlarından elde edilen ve bu ülkelerin vatandaşlarına harcanması gereken vergiler çoğu zaman vergi limanı ülkelere gitmekte. Bu nedenle Maliye Bakanlığımızın başlattığı vergi incelemeleri yerinde. Bu durum vergi gelirlerinin aşındırılmasını önlemenin yan sıra yerli üreticilerin ve yerli tacirlerin haksız rekabete maruz kalmasını da önleyecektir" dedi.