Hangi mekânlarda daha yaratıcısınız?

Fikirler hiç yoktan ortaya çıkmıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

degisim_yelpazesi.jpg

 

En alakasız yerlerde aklınıza en dâhice fikirler gelmez mi? Tam uykuya dalmadan önce, uyku ve uyanıklığın birbirine karıştığı anda. Yağmur altında yürürken.  sualtı güzelliklerini keşfetmek için dalıştayken. Duşta. Saati, zamanı, yeri değişmekle beraber, herkesin garip bir şekilde hiçbir çaba harcamadan hatta belli bir konuyu düşünmeden yaratıcılığının dorukta olduğunu hissettiği anlar vardır. Çalışmanız için en uygun düzenin içinde, bilgisayarınızın başında değil de, keyif aldığınız bir hobiyle uğraşırken veya spor yaparken birden belirir bu düşünceler.

Tasarım alanında profesyonellere odaklanan kariyer dergisi HOW Design’da yayınlanan makaleye göre, Kolorado’da sanat terapisti olarak görev yapan yaratıcılık alanında kitapları olan Shari Gaynor bu dâhiyane fikirlerin beynimizde şimşek misali çakmasını beynin düşünme sürecinin doğal bir sonucu olarak değerlendiriyor. Aslında bu fikirler hiç yoktan ortaya çıkmıyor. İlk kez bir projeden veya problemden haberdar olduğunuz andan itibaren bilinçli ve bilinçsiz olarak fikir üretme sürecine dâhil olursunuz. Bu süreci ocakta ağır ağır fokurdayan yemeğin pişme sürecini andırır. Gaynor beynin sağ ve sol taraflarının birbirleriyle iletişimini bir tahterevalliye benzetiyor. Sol taraf problemi dikkatlice dinler, araştırır, edindiği tüm verileri kaydeder ve analitik bir şekilde inceler. Daha sonra çıkardığı sonuçları ve elde ettiği tüm verileri sübjektif, hayal gücüne imkan veren sağ beyne gönderir. Sağ beyin içgüdüleri de içine katarak tüm bu bilgileri kocaman bir mutfak robotunun içine koyar ve çalıştırma düğmesine basar. Bilinçaltının da aktif olduğu sağ beyin karıştırma görevini yavaş yavaş sürdürür. Beynin sağ ve sol hemisferleri bilgileri bir aşağı bir yukarı getirir götürür çocukların tahterevallide bir aşağı bir yukarı inip çıkması gibi. Sol beyin uyurken sağ taraf devreye girer, sonra sol sonra gene sağ.

Yaratıcı fikir üretimi nasıl desteklenir?

  1. Bilgi toplarken sistematik olun
    Önce beyninizin analitik kısmına izin verin. Etraflıca bilgi toplasın, insanlarla görüşsün, onlardan bilgi alsın. Tüm bu bilgileri süzgeçten geçirin. Ödevinizi, hazırlığınızı en iyi şekilde yapın. Ne kadar çok bilgiye ulaşırsanız, konuyla ilgili o kadar bilgi sahibi olursunuz. Bilgiler hayal gücünü körükler, yeni fikirlerin doğması için doğru zemini hazırlar.
  2. Kendi kendinizi tanıyın

En iyi hangi zamanlarda fikir üretiyorsunuz? Geriye dönük düşünün: Hangi ortamlarda ilginç fikirler aklınıza geldi? Fikir üretme aşamasında neler sizi motive ediyor? Baskı altında mı, rahat içinde mi? Tek başınıza mı yoksa grup halinde mi daha üretkensiniz? Hayal gücünüzü serbest bırakmak için neler yapıyorsunuz?

  1. Beyin egzersizi yapın

Bazen basit beyin egzersizleri yapmak beynin bloklarını açmaya yardımcı olur. Örneğin, rutin bir işi bırakıp yeni fikirler üretmeniz gereken bir işe geçmeden Sudoku çözmeyi deneyebilirsiniz. Grup halinde kısa yaratıcılık çalışmaları yapabilirsiniz. En klasik ve eğlenceli örnek; burnu olmayan bir adama gözlük tasarlamak olabilir.

  1. Yeni fikirleri ve verileri kaydetmek için araçlar kullanın

Fikirler şimşek hızıyla kafanızda belirdiği gibi, aynı hızla kaybolur. Yanınızda hep bir kalem kağıt bulundurun. En azından kalem olsun hep cebinizde. Elinize kolunuza bir peçete kağıdının üzerine aklınızdan geçeni not edebilin. Size heyecan veren bir fikrin kapınızı çalıp aniden kaybolması canınızı sıkacaktır. Yanınızda ne kalem ne de kağıt varsa, teknolojik bir çağın insanı olarak akıllı telefonunuzu kayıt aleti olarak kullanabilirsiniz. Notlara fikrinizi yazabilir, sesinizi kaydederek fikrinizi kısaca konuşarak özetleyebilirsiniz. Kullandığınız aracın ne kadar sofistike olduğundan çok, ne kadar kullanışlı olduğuna bakın. Eğer eski okul kağıt-kalem size en rahat gelen araçlarsa, kağıt-kalem kullanın. Yeter ki fikir kaçmadan kayda alınsın.

  1. Zaman zaman rutin işlere ara verin
    Bazen rutin işlere bağlılığımız bizi zamansızlığa ve kalıp dışı düşünememeye iter.  Günlük işlerin derdiyle farklılığa kendinizi kaparsınız. Bunu engellemenin en kolay yolu kendinize kısa da olsa bir süre ayırmaktır. Bu süreyi yeniliklere açık olma, farklı düşünme zamanı olarak görebilirsiniz. Bazen bu zamanı meditasyon yaparak geçirmek size iyi gelecektir. Hiçbir şey düşünmemeye çalıştığınız anda, beyninizin değişik bir fikirden bir diğerine atladığını göreceksiniz. Bir deneyin…

12343.jpg

 

Edison ve Da Vinci’den Yaratıcılık Önerileri

Edison ve Da Vinci’ye sorsak nasıl daha yaratıcı olabiliriz diye, ne derlerdi?
Fast Company’de yayınlanan röportajında en iyi satanlar listesinde uzun süre kalan How to Think Like Leonardo da Vinci, Innovate Like Edison, and Discover Your Genius: How to Think Like History's Ten Most Revolutionary Minds (Leonardo Da Vinci gibi düşünmek, Edison gibi inovasyon yapmak, ve Kendi Dehanızı Keşfedin: Tarihteki 10 Devrimsel Zeka gibi Nasıl Düşünülür?) kitabının yazarı Michael J. Gelb’e göre, Edison ve Da Vinci’ye nasıl daha yaratıcı olunur diye sorsak, karşımıza şöyle bir liste çıkarırlardı:

  • Fikirleri kaydetmek ve keşfetmek için bir defter tutun.

1994 yılında Bill Gates Leonardo Da Vinci’nin defterinin 18 sayfası için 30.8 milyon dolar ödedi. Edison’un defterleri katalog haline getirildi ve Rutgers Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen çalışmalarda Edison’un kaleme aldığı belgeler Dr. Paul Israel tarafından etüt edildi. İnovasyonların nasıl ortaya çıktığını görmemiz ve ileriye dönük yaratıcı fikirleri düzenlememiz açısından belgelerin kaydı ve kolay ulaşımının büyük önemi var.

 

  • Düzenli olarak yaratıcı basit karalamalar yapın

Da Vinci’nin basit çizimleri sayesinde insanoğlu ilk işe yarar paraşütü, halen itfaiyecilerin kullandığı katlanabilen merdiveni ve üç kademeli vitesi kazandı. Edison’un yaratıcı karalamalarının Amerikan patentlerine yansıması 1093 ürün patenti. Özgürce çizmek, kalemle oyun oynar gibi yeni tasarımlar yaratmak insana yeni ufuklar açar, hayal dünyasını zenginleştirir. Bazen insan hayal eder, aklındakini yetenek ya da daha farklı kısıtlamalardan dolayı kağıda dökemez. O zaman aklındakini kelimelere dökmeye çalışmalı, fikirlerinden yeni değerler yaratmak için çaba sağlamalıdır.

 

  • Önce izin verin hayal gücünüz çılgınca fikirler üretsin sonra analiz, yapılabilirlik ve uygulama gibi konulara odaklanın.
    Leonardo ‘Zihninizin özgürce dolaşmasına izin verin ve binlerce şey düşünün… Uçsuz bucaksız manzaralar. Sonra onların bütünsel düzgün formlarını bir kenara bırakın ve detaylara odaklanın.’ Edison’un tavsiyesi de Da Vinci’den farklı değil: ‘Harika bir fikir için, birçok fikir edinin.’ Edison fantastik hayal gücünü detaylı bir deneme süreciyle dengelerdi.

 

  • Günde birkaç kısa şekerleme yapın. 

Da Vinci stüdyosunda kısa kısa şekerlemeler yaparmış. Edison ise, laboratuvar masasına kıvrılıp Watts Kimya Sözlüğünü yastık olarak kullanarak gün içinde şekerleme araları verirmiş.

 

  • Her gün gülmeye ve oynamaya zaman ayırın.

Da Vinci de Edison da oyuncu yapılardaymış, kuru bilim adamlarından çok espri anlayışları olan dehalar olduklarını söylemek yerinde olur. Sağlıklı çocuklarda olan her şeyi sorgulayan öğrenmeye doymayan ‘merak’ yaşamlarına damgasını vurmuş. Freud, Da Vinci için tüm yetişkin yaşamı boyunca oyun oynayarak yetişkin çağdaşlarını şaşırtmıştır demiştir. Leonardo’nun notları şakalar, espriler ve komik hikayelerle doludur. Edison takım elbiselerinin cebinde şakalar yazılı kartlar taşır, insanları güldürmeyi çok severmiş.

 

-      Yüksek bir amaca odaklanın.

Da Vinci ‘Tanrı’nın zihnini’ öğrenmek isterdi, bunun dışındaki her şey detaydı. Edison ise, en büyük amacının doğanın sırlarını açığa çıkararak insanlığı mutlu etmek olduğunu söylermiş. Belki bu denli yüksek olmasa da topluma ve insanlığa katkı sağlama yolunda bir amaç edinmenin yaratıcılığı, özellikle olumlu yaratıcılığı destekleyeceği kuşkusuz.

 

datasist_kck.jpg

www.datassist.com.tr