İsrail tohumuna bağımlılığımız ne ölçüde?

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Fikri Cinokur’un geçen hafta DÜNYA’da yayımlanan haberinde STF Tarım Yönetim Kurulu Başkanı’nın “İsrail ile yapılan anlaşma sonucu tohumculuk sektörünün rahatladığını” söylediği belirtiliyordu.

STF Tarım Yönetim Kurulu Başkanı, ”Tarım ne tohumculuk sektöründe İsrail’de ileri teknoloji olduğuna” işaret ediyordu.

İsrail’den tohum ve fide ithali veya İsrail teknolojisi ile Türkiye’de tohum ve fide üretimi konusunda farklı kaynaklarda farklı değerlemeler var.

Prof. Dr.Tayfun Özkaya’nın, İsrail kaynaklı tohum ve fide konusundaki bir makalesi bu konuda geniş bilgi içeriyor. Prof.Dr.Tayfun Özkaya diyor ki, Türkiye bütün tohumunu İsrail’den ithal ediyormuş şeklinde yanlış bir söylenti var. Tohumun üretildiği ülke başka, ithalatçı veya ihracatçı ülke başka olabiliyor. Bir Fransız şirketi, Türkiye için İsrail’den tohum ithal edebiliyor. Benzer şekilde Türkiye’den ihraç edilen tohum da Amerikan şirketine ait olabiliyor.

Türkiye’nin 2013 yılı tohum ithalatının değer olarak (dolar bazında) %18’i Fransa’dan, % 9’u ABD’den, %8’i İtalya’dan, %8’i Çin’den, % 7’si İsrail’den, %6’sı Peru’dan geliyordu.

İsrail tohumluk ithalatımızda beşinci sırada. İsrail’den daha çok domates tohumu alıyoruz. Türkiye’nin ithal ettiği domates tohumunun % 22’si İsrail’den geliyor. İsrail, domates tohumluğu ithalatımızda birinci sırada.

Tohum ticaretini düzenleyen kanunun çıktığı 2006 yılından bu yana Türkiye tohum ithalatı ile tohum ihracatı arasındaki fark devam ediyor.

2006’da 105 milyon dolarlık tohum ithalatımız vardı, ihracat ise 47 milyon dolardı. Açık 58 milyon dolardı. 2013’de ithalat 194 milyon dolar, ihracat 126 milyon dolar oldu. Açık ise 68 milyon dolara çıktı. Sonuç olarak, tohumluk dış ödemeler dengemizi hâlâ olumsuz etkiliyor.

İhracat dediğimiz şeyleri de aslında büyük ölçüde yabancı şirketler yapıyor. Daha çok fiyatı düşük hibrit mısır ve ayçiçeği tohumluğu ihraç edip, fiyatları yüksek olan sebze tohumları ithal ediyoruz.

Çoğu zaman Türkiye’de konuşlanmış yabancı tohum şirketleri pahalı orijinal tohumluk ithal edip, daha ucuz sertifikalı tohumluk ihraç ediyorlar.

Bir ölçüde montaj sanayi gibi. 2013 yılında ithal ettiğimiz domates tohumunun kilosu 6131 dolar idi. Gördüğünüz gibi fiyatı altın gibi. Tohum satıcıları domates tohumunu para kasalarında saklıyorlar. Türkiye’den ihraç edilen mısır (tek melez) tohumluk fiyatı ise 3 dolar. Mısırı (tek melez) bir miktar ithal de ediyoruz. İthalatta ise ödediğimiz fiyat kiloda 11 dolar.

Yabancı tohum satan şirketlerin çoğu tarım ilacı da satıyor. Dolayısıyla onları da alıyoruz. Çünkü tohumlukları hastalık ve zararlılara dayanıklı değil. Üstelik bu ürünlerin besin değerleri de düşük. Daha sonra bu tarım ilaçlarını kullanırken çiftçiler, ürünleri tüketirken halk zehirleniyor. Besin değerleri düşük olduğundan bizleri hastalıklardan korumuyor. Dahası bu şirketlerin bir kısmı beşeri ilaç da satıyor. Dolayısıyla bir satış daha yapılıyor. Bu gibi şirketlerin üç ayrı cebi var. Sağ cebine tohum, soluna tarım ilacı, arka cebine de beşeri ilaç parası giriyor.

Tohumculuk kanunu çıkarken Türkiye’nin tohum ihracatçısı bir ülke olacağı söylenmişti. Bu bugüne kadar gerçekleşmedi. Hâlâ açık fazla. Ama Tarım Bakanlığı ihracatın daha hızlı arttığını söylüyor. Prof. Dr. Tayfun Özkaya değerlemesinde sadece İsrail’den tohum ithalatı ve İsrail teknolojisi ile Türkiye’de üretim konusunda değil, bütünü ile tohum ithalatındaki sorunlar konusunda da bilgi veriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018