1974’te Almanya’daki Türk işçi kadınların oranı Türkiye’den fazlaydı

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’nün bu yılki teması “Gündelik Yaşamda Türkiye Kökenli Avrupalılar” olarak belirlendi ve Jüri Özel Ödülü’ne Nermin Abadan Unat layık görüldü. Ödül töreni ile ilgili haberi birkaç gün önce paylaşmıştım. Prof. Nermin Abadan Unat, Türk dış göçüyle ilgili Türkiye ve yurtdışında çok sayıda araştırmalar gerçekleştirmiş çok değerli bir isim. Yazar, çevirmen, hukukçu, sosyolog, siyaset ve iletişim bilimci. Türkiye'de iletişim bilimlerinin oluşumuna katkı veren öncü isimlerden.

Törende, Nermin Abadan Unat'tan Türkiye'nin göç tarihine dair bir konuşma dinledik. Göç hareketlerinin insanlık tarihi kadar uzun olduğunu söyleyen Abadan Unat’ın konuşmasından bazı satır aralarını paylaşmak isterim:

► "Columbia Üniversitesinden Daniel Lerner’in 'Geleneksel Toplumun Geçişi' adlı ve yedi Ortadoğu ülkesini içeren araştırmasının sonuçlarına göre, “Zorunlu olsa dünyanın hangi ülkesinde yaşamak isterdiniz?” sorusuna Türk deneklerin yüzde 49’u 'Yurttan ayrı yaşamaktansa ölmeyi tercih ederiz' yanıtını vermişler. 60 yıl sonra dünyamıza baktığımızda 4.5 milyon Türk yurttaşın dünyanın beş kıtasına yayılmış olduklarını görüyoruz. Bunlardan 3 milyonu aşkın yurttaşın Avrupa’ya, bu 3 milyon yurttaşın yüzde 80’inin ise Almanya’ya gittiğini görüyoruz.”

► “Demokratik Alman Cumhuriyeti batıya kaçmak isteyenleri engellerken, Türkiye ilk Beş Yıllık Kalkınma Planı (1962-67) hazırlayanlar hakim işsizlik nedeni ile ‘artan işgücü ihracı’nı gerçekleştirmeyi kararlaştırdılar.1961’de Türkiye ve Almanya arasında imzalanan anlaşmaya göre ilk önce sadece erkeklerden oluşan işçi kontenjanları bir yıllığına yurt dışına gidecek ve ‘dönüşümlük’ ilkesine dayanarak yeni bilgilerle donatılmış olarak dönüp ulusal endüstrileşmeye katkıda bulunacaklardı. Gerçekte şunlar oldu: İşçilerimize nereye gideceklerini bilmeden 3 dakikalık süre içinde mukaveleler imzalattılar, yaptıkları işi 1-3 saatte öğrendiler, yüzde 40 hiçbir alet kullanmadan işlerini yaptılar, medenî durumlarına bakılmaksızın ‘Heim – kolektif yatakhanelerde barındırıldılar.”

► "1960’ta Batı Almanya’da çalışma iznine sahip 173 Türk kadın varken, bu sayı 1974’te 159 bin 984'e kadar yükseldi. Bu dönemde Türk işçi kadınların oranı Türkiye’de yüzde 11,6 Almanya’da yüzde 29,1 idi. Çeşitli araştırmaların gösterdiği üzere geleneksel ailelerde yetişen Türk kadınları evlendiklerinde farklı çevrelere kolaylıkla uyum sağlayabilecek biçimde yetiştikleri için yurtdışında erkeklere kıyasla daha kolay uyabildiler ve işçi kadınlar aile başkanı oldular.

► “Türkleri en yüksek oranda kabul eden Almanya’da yeni işçi alımına son verdikten sonra Türk göçmenlerin ülkelerine döneceklerini sanıldı. Beklentileri gerçekleşmeyince özellikle CDU dönemin başbakanlığı boyunca göçmenlerin ülkelerine dönmeleri için özendirici yasalar kabul edilmiştir. Aile başkanına 10.500 DM, her çocuk için 1.500 DM ödenmiştir. Bu özendirici yasa sonucu olarak yaklaşık 250 bin Türk yurttaşı anayurda dönmüştür.”

► "2007’den bu yana internet yoluyla ülkeleri ve çevreleriyle sürekli iletişim halinde bulunan yurttaşlar 'Ulus ötesi' bir kimlikle iki tarafl ı bağlılıklar içindeler. Ulus ötesi alanların genişlemesi Türk kökenli yeni Avrupalı'ları kamusal hayatta daha görünür yaptı. Bu gelişme 1990’dan sonra iki Almanya’nın birleşmesi ve Ortadoğu’daki savaşların yayılması, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütlerin terör eylemleriyle Avrupa’nın birçok ülkesinde yoğun bir İslamafobi yarattı.”

► "İletişim alanında dünyayı saran ağlar çoğaldıkça yeni vatandaşların gereksinmelerine öncelik tanımak şart. Günümüzde illegal hareketler, yatırımcı göç, emekli göçü, iklime bağlı göç, dairesel göç hareketleri ortaya çıktıkça yurttaşlık kimliklerinde ortaya çıkan önemli farklılıkları sürekli bilimsel yöntemlerle izlenmesi şarttır. Ulusal ötesi toplumsal kimlikleri görmemezlikten gelemeyiz.

Esnek işgücü modeli, kadın istihdamını artırabilir

İŞKUR ve İLO’nun birlikte yapmış olduğu Kadın İstihdam Eylem Planının verilerine göre kadın istihdamının sektörlere göre ayrımları; yüzde 53 hizmet sektörü, yüzde 15 sanayi, yüzde 1 inşaat sektörü ve yüzde 31 tarım sektörü olarak belirlenmiş durumda. Kayıt dışı çalışan kadınların yüzde 56,8 ücretsiz aile işçiliği yaptığını yüzde 57.3 ise ev işleriyle meşgul olduğunu söylüyor. Bu kapsamda esnek çalışma modeli hem kadın istihdamının artırılması hem de kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması açısından önemli bir çözüm olarak öne çıkıyor. Kadınlar arasında da esnek çalışma giderek yaygınlaşıyor. Son 10 yılda kadın istihdamında yarı zamanlı işlerin payı 3 kattan fazla artış göstermiş.

Expertera, esnek süreler ve bütçelerle şirketlerin ihtiyaç duydukları uzmanlığa hızlı erişim sağlayan global bir uzmanlık platformu. Bu platformun hazırladığı uzmanlık havuzunda tam zamanlı çalışmak istemeyen 15 bini aşkın kadın uzman yer alıyor.

Expertera Şirket Ortağı ve Satış ve İş Geliştirmeden Sorumlu Hayal Koç, “Esnek işgücü modeli, tam zamanlı çalışmak istemeyen, ailesine, çocuklarına daha fazla zaman ayırmak isteyen kadın uzmanlar açısından büyük bir avantaj sağlıyor. İstihdama kadın katılımı artırabilecek bir model olan esnek işgücü modeli, kadın uzmanlar arasında hızla ivme kazanıyor” diyor. Koç, bu havuz sayesinde, şirketlerin kendi bünyelerinde sürekli bulunduramayacakları veya erişemeyecekleri uzmanlarla proje bazlı çalışabileceklerini, böylelikle doğru bilgi ve uzmanlığa ulaşabileceklerini ekliyor.

Hayal Koç, esnek işgücü modelinin uzmanlara sağladığı avantajlar hakkında ise şunları söylüyor: “Uzmanlar keyif aldıkları alanlarda farklı projelerde yer alıyor ve sektörlere katkı sağlama imkanının yanı sıra, networking fırsatları ve tecrübelerini gelire dönüştürme imkanına sahip oluyor. Ve tabii en önemlisi, uzmanlar kariyerlerini kendileri yönetebiliyor ve zamanlarını istedikleri gibi değerlendirme imkanını elde ediyorlar.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar