İşsizliği aşağı çekme arayışlarının nedeni işte bu gidişat!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İşsizlik yüzde 12 sınırını da aştı. TÜİK'in dün açıkladığı ekim, kasım ve aralık ortalamasını gösteren ve kasım verisi olarak ilan edilen orana göre işsizlik yüzde 12.1 düzeyine erişmiş durumda.

Kasım ayındaki yüzde 12.1, 2010 yılının mart ayındaki yüzde 12.8'den sonraki en yüksek işsizlik oranı.

Ama mevsimsel etkenlerden dolayı farklı ayları birbiriyle karşılaştırmak pek doğru değil. Karşılaştırmayı yatay, yani aynı aylar bazında yapmak gerekir. İşte bu durumda karşımıza 2009'daki küresel krizden sonraki en yüksek oran çıkıyor. 2009'un kasım ayındaki işsizlik oranı yüzde 12.2 düzeyindeydi, geçen yıl da neredeyse aynı oranda bir işsizlik gerçekleşti.

Arayışın nedeni de zaten bu!

Türkiye yakın zamanda istihdamda bir seferberlik başlattı. Klasik hale gelen "her işverenin bir kişiyi istihdam etmesi" düşüncesi hayata geçirilmeye çalışılıyor. İşveren örgütleri, adeta açık artırmaya dönüştürülen bu seferberliğe, "Şu kadar işçi de bizden" diye katılma gayreti içindeler. En azından sözel olarak bu katkı sergileniyor.

Devlet, işe alınacak asgari ücretliler ve üniversite mezunları için belli sürelerle katkıda bulunmayı öngörüyor.

Bütün bunlar iyi güzel de, temel sorun varlığını korurken bu önlemlerin geçici etki doğuracağı da ortada.

Nüfus ve çalışmak isteyen artıyorsa... Ama diğer yanda çalışılacak işyeri sayısı çok fazla artış göstermiyorsa... Yani ortada istihdam açısından bir arz-talep dengesizliği varsa...

İşsizliği, çağrılar ve geçici desteklerle ancak bir yere kadar yavaşlatmak mümkün. İşsizlikteki artış, eğer ekonomideki temel darboğazlar aşılamazsa, bu destekler bitince yeniden başlayacak ve seferki çıkış çok daha sert olacaktır.

Ocakta yüzde 13'ü bulabilir

Hatırlanacaktır; geçen ay da yazmıştık. Gidişat, işsizliğin ocak ayında yüzde 13 dolayında gerçekleşeceği yönünde. Bu mevsimsel etkenlere bağlı bir durum. Kaldı ki bu yıl olumsuzluk çok daha fazla. Ocak aylarında işsizlik çok artıyor; çünkü hizmetler sektörü ve tarım istihdamı dip yapıyor. Bu hemen hemen tüm yıllarda böyle.

Bu yılın kendine özgü durumu da kuşkusuz ekonomideki büzülme. Geçen yılın üçüncü çeyreğindeki daralmanın son çeyrekte atlatıldığını ve görece düşük olmakla birlikte bir büyüme sağlandığını, bunun 2017'nin ilk çeyreğinde de sürdüğünü varsaysak bile bu büyüme yeni istihdam doğuracak boyutta değil.

İşletmeler, aslında bırakın yeni istihdam yaratmayı, mevcudu korumakta bile zorlanıyorlar. Dolayısıyla "artı istihdam" çağrıları, gerçekleştirilmesi pek de mümkün olmayan iyi niyet girişimlerinden öteye geçebilecek gibi görünmüyor.

Bu tablo iç karartıyor!
• 2015'in kasımından 2016'nın kasımına kadar olan bir yılda çalışmak isteyenlerin sayısı 981 bin kişi arttı. Bu kişilerin 391 binine iş bulabildik, 590 bini işsiz kaldı.

• 15-24 yaş arası nüfusun erkeklerde yüzde 14.3'ü, kadınlarda yüzde 33.6'sı, toplamda ise yüzde 23.9'u ne okuyor, ne çalışıyor.

• 15-24 yaş arası nüfustaki işsizlik artışı çok belirgin. Bu yaş aralığında toplamdaki işsizlik oranı bir yılda yüzde 19.1'den yüzde 22.6'ya çıktı. Oran erkeklerde yüzde 17.7'den yüzde 19.2'ye, kadınlarda ise yüzde 21.7'den yüzde 28.6'ya yükseldi.

• Kasım ayı itibariyle her 1000 kişiden 333'ü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmaksızın kayıt dışı çalışıyor.

• 15 ve yukarı yaştaki erkek nüfusun yüzde 71.9'u çalışmak istiyor, yani işgücüne katılıyor. Bu oran normal. Ne var ki söz konusu oran kadınlarda yüzde 32.7 düzeyinde ve hala çok düşük.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar