Türk pop müziğinin arkeoloğu

Faruk Şüyün'ün bu haftaki konuğu; Hakan Eren

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bu haftaki konuğum, bir müzik yapımcısı... Türkçe pop tarzında basılmış plakların yüzde 98'ine ve birçok sanatçımızın yayınlanmamış şarkılarından oluşan bir arşive sahip olan Hakan Eren... Neco, Seyyal Taner, Güzin ile Baha, Coşkun Demir, Attila Atasoy, Işıl Yücesoy, Seçil Heper, Emel Sayın, Ayla Algan, Nil Burak, Behiye Aksoy, Soner Arıca, Gönül Yazar'ın "en iyileriyle" albümlerini yapan Eren; "Söz: Çiğdem Talu", Bir Zamanlar-1, 2, 3, 4, Cahide Sayfiye karma pop albümlerini orijinal kayıtlarla piyasaya çıkarttı. Eren, Ayten Alpman'ın yepyeni şarkılardan oluşan "Bir Başkadır Ayten Alpman" albümü ile prodüktörlüğe başladı ve aralarında Yeşim Salkım, Aşkın Nur Yengi, Nil Burak'ın da bulunduğu sanatçılara CD'ler hazırladı. Eren'in projelerini yaptığı 25 albüm çalışması piyasaya çıktı. Halen Radyo ve televizyonlara da programlar yapan Hakan Eren, TRT Müzik kanalında "30 Dakika" kuşağını, Radyo D'de 1998'den bu yana "Hakan Eren ile Bir Zamanlar" programını sürdürüyor... Kendisine ilk sorum, bu köşedeki diğer söyleşilerimde olduğu  gibi yeni çalışmaları üzerine...

"Bir-iki gün önce Sibel Tüzün'ün 'Saten' albümünü çıkardım... Epey bir zamandır sadece nostalji albümler yayınlamıyor, yeni prodüksiyonlar da yapıyorum. Yeni prodüksiyonları hem müzik sektörü açısından yapmam gerektiğini düşünüyorum hem de onların sayesinde sanatçıların eski parçalarını nostalji albümlere aktarabilme şansım daha fazla oluyor. Çünkü yeni albümlerin nostalji olanlara göre daha iyi satış rakamları var...

Geçtiğimiz haftalarda da 'Ajda Pekkan - Beş Yıl Önce On Yıl Sonra', Ercan Turgut'un 'Tanrı Misafiri', Hümeyra'nın 'Benim Şarkılarım' ile Beş Yıl Önce On Yıl Sonra'nın albümlerini çıkardım. Beş Yıl Önce On Yıl Sonra meselâ  80'lerin en kült, en önemli topluluğudur, ama hiçbir CD'si yoktur. Ercan Turgut albümüne baktığınız zaman, Ercan Turgut epey bir longplay, kaset yapmış isimlerden bir tanesi, hiçbir CD'si yoktu piyasada, ilk defa CD'si oldu bu sanatçıların.

Yayınladıklarımı şöyle bir inceleyecek olursak şarkısı ilk defa CD üzerine geçen o kadar çok sanatçı var ki... Müzik marketlerde artık kaset bile sergilemiyorlar, sadece CD'ler var ve aradığınız zaman bir tane şarkısı bile yok o koskoca isimlerin..."

Tezgahtaki albümler...

Önümüzdeki günlerde kimlerin albümleri var sırada?

"En yakın zamanda çıkacak olan Esin Afşar'ın Nâzım Hikmet şiirlerinden oluşan çalışması..."

Onun Nâzım Hikmet şiirleri konseptli konserleri vardı...

"O konserlerin kayıtları, evet… Ondan sonra hâlâ üzerinde çalıştığım en iyileriyle Ersan Erdura albümü var, Kasım'da çıkmış olur... Bir de 1990 yapımı Mazhar Fuat Özkan'ın içinde Ali Desidero'nun da olduğu 'Geldiler' albümü çıkacak. Daha sonra da MFÖ'nün 'Vak The Rock'ını toparlamaya çalışıyorum. Daha bir sürü var da, şu anda aklıma gelenleri söylüyorum."

Peki bu tarz CD'ler hazırlama fikri nasıl oluştu?

"Yurtdışına çıkışlarımda gittiğim müzik mağazalarında gördüklerimle... O tarihlerde Türkiye'de eski albümlerin CD üzerine, dijitale aktarımı daha başlamamıştı. Meselâ ben Dalida hayranıyım, Dario Moreno hayranıyım, Mina hayranıyım... Onların bütün albümlerini setler halinde raflarda görünce düşündüm, meselâ Ajda Pekkan'ın, Hümeyra'nın neden böyle albümleri yok...

Bu arada ben, servet paralar ödeyip Almanya'dan, plaklarımı CD'lere kaydedebileceğim bir program satın almıştım. Daha Türkiye'de radyo ve televizyonların kullanmadığı bir yazılımdı bu. Bu program ile arşivimdeki plakları bilgisayara aktarıp orada temizleyerek stüdyo ortamına getirip CD'lere basıyordum."

Hobiyle başladı...

Sırf bir hobi olarak değil mi? Yoksa...

"Evimdeki plaklarım eskimesin diye yapıyordum başlarda, ama yurtdışındaki marketlerde o albümleri gördükten sonra düşünmeye başladım: Niçin bunları sadece ben dinliyorum, arkadaşlarım, bir sürü eş dost geliyor, çıldırıyorlar bende dinledikleri CD'lere, ama benim de onları kopyalayıp vermek gibi bir huyum yok...

İşte o yıllarda ilk olarak Altın Mikrofon Şarkı Yarışmaları'nda söylenen şarkılar için bir proje hazırladım. 1965 ile 1968 arasındaki Türk popunun en önemli ve ilk büyük yarışmasıdır Altın Mikrofon."

Birçok ünlü sanatçı hep oradan çıktı; Erkin Koray'dan Cem Karaca'lara kadar...

"Evet, çoğunun yolu oradan geçmiştir. Ben, radyo programına başlamıştım o yıllarda, oradan tanıdığım şirketlere bahsettim, ancak yeni albümler iyi iş yapıyordu o zamanlar, projeye burun kıvırdılar. Ama Dost Müzik'ten olumlu yaklaştılar. Ben de Naim Dilmener'i aradım, beraber yapalım, yardım et bana dedim. Naim de yazılarını yazdı... Dost Müzik'le DMC de işbirliğine girince oradan çıktı. Türkiye'de yayınlanmış ilk settir o, içinde ansiklopedi gibi kitabı vardır, 3 CD bir aradadır..."

İlk toplama yanıtlar...

Sonra, devamı geldi...

"Ada Müzik'te devam ettik yine Naim Dilmener'le beraber. Ali Rıza Binboğa, Asu Maralman, Ayten Alpman, Hümeyra ve Timur Selçuk gibi sanatçıların eski parçalardan oluşan CD'lerini hazırladık...

Ardından Odeon plak şirketinin arşivinden seçtiği plaklar arasından Türk Pop müzik tarihine yön vermiş şarkılarından oluşan 'Bak Bir Varmış Bir Yokmuş' 1 –2 ve 3 toplama CD'leri Türkiye'de ilk defa tüm eserlerin orijinal kayıtlarını içeren bir çalışma olarak müzik marketlerde Odeon-Sony ortak yapımı olarak yerini aldı. Nilüfer'in ilk üç uzunçaları ve Füsun Önal'ın orijinal kayıtlarını içeren albümler de buradan çıktı...

O aralarda Universal'den bizim için de bu tarz bir proje yapabilir misin dediler, onlara büyük bir proje hazırladım. Ama Universal'de depremler oldu filan, el konuldu kapatıldı, bir sürü bir şeyler oldu. Bizim projeler yattı..."

Onay trafiği...

Ve siz, kendi şirketinizi kurmaya karar verdiniz..

"Evet. Çünkü, bazen bir proje yapmak istiyorum, şirketler ticari değil diye yanaşmıyorlar, ama ben onu gerçekleştirmek istiyorum, onun piyasada olması gerektiğini düşünüyorum, satıp satmaması umurumda bile değil.

Herkes madem böyle durumların da var, şirket kur, orada istediğini yaparsın diye beni dolduruşa getirdiler, Ossi Müzik'i kurdum. Ama bunu kurmadan önce sektörün merkezine, Unkapanı'na gittim, oradaki şirketlerle görüştüm, 'bakın  ben böyle böyle bir şirket kuracağım, eski şeyleri yayınlamaya başlayacağım. Bana destek olur musunuz?' diye sordum...

Benim niçin bunları yaptığımı sektör çok iyi biliyor. Bu işi ticari amaçla yapmadığımı bildikleri için bana destek olmayı kabul ettiler... Yoksa öyle albümler yayınladım ki onları kimsenin çıkarma şansı yok. Hep bana desteklerinden dolayı: Şirketler ve eski yapımcılar, artı söz yazarları, eski besteciler, ilgili herkes…

Onların hepsinin onayını almak gerekiyor değil mi bu işler için?

"Bir şarkının 5 tane telif hakkı var: Söz yazarı, besteci, yorumcu, aranjör ve de fonogram dediğimiz şirket hakkı."

Felâket bir onay trafiği!..

"O anlamda baktığın zaman meselâ ben karma albümler yapıyorum, 'Bir Zamanlar' serisi hazırladım meselâ, yirmi küsur şarkı var bakın içinde, yirmi şarkıyı beşle çarptığın zaman yüz kişi eder... Düşünün ben yanımda noter ev ev dolaşıyordum gece yarılarına kadar, o albüm kaç satsa ne olacak ki?"

Toplam kaç albüm yayınlandınız?

"Kendi şirketimi kurduğumda ilk üç ayda aynı gün 6 albüm birden çıkarttım. İnsanlar inanamadılar, üç ay içinde bu adam bunları nasıl hazırladı diye... Hepsinin içinde ansiklopedi gibi kitapçığı var, izinlerini koy, mastering'lerini koy, bir sürü şeyini koy, üç ayda bu adam bunları nasıl yaptı dediler... Ben de bilmiyorum nasıl yaptım gerçeği sorarsanız... Dönüp baktığım zaman şimdi 5 küsur senede 75-80'e  yakın albüm çıkardım ve işin en ilginç tarafı ben tek başıma çalışıyorum…"

Gönül işi...

Hiç kimse yok mu?

"Hayır, her şeyi tek başıma yapıyorum, izinlerinden tutun mastering'lerinden, o içinde gördüğünüz taramalarından, kartonet tasarımlarının başında durmalarından her şeyine ben kendim ilgileniyorum..."

Kazandığınız bu kadar parayı ne yapıyorsunuz?!

"Ortada para yok ki... Keşke olsa... Yapmak istediğim birçok projem var, onlar hep para gerektiriyor. Şimdi ben size açıklayayım, herkes zannediyor ki Hakan çok albümler yapıyor, çok paralar kazanıyor. Benim işe başladığım, şirket kurduğum zamanki mal varlığım ortada, şu anki de. 20 senedir mühendislik yapıyorum ve ben Türkiye'de aydınlatma konusundaki önemli uzmanlardan biriyim... Kız Kulesi'nden tutun da bilmem nereye kadar çok büyük projeler yapmış biriyim. Kazandığım bütün paraların kaynağı mühendisliktir. Mesleğimden çok para kazandım, itiraf edebilirim bunu. 

O ilk başladığım zamanki albümlerin hepsi mühendislikten gelen paralarla yapıldı. Şirketim hâlâ o sermayenin üzerine dönmekte... Ossi Müzik'ten 5 senedir maaş alıyor olsam, onu 12 ay ile çarparsan, oradan gelecek para ile iki ev alabilirdim. Bugün hâlâ bir lira almışlığım yok, şirket sadece kendini çevirebiliyor, çünkü albüm satışları ortada…"

Bugünkü pop müziğimizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Ben, bugünkü popu da güzel buluyorum. Yaşam koşullarımız, hayat nasıl gidiyorsa pop da ona göre. Pop müzik dediğiniz, popüler müzik yani günün şartlarına, günün yaşamına, yaşanılan hayata göre yazılan şarkılar zaten. Bugün Serdar Ortaç 'Mikrop' diye şarkı yapıyorsa, günümüzün şartlarına göredir. İnsanlar eskiden mektupları yakar askere gönderirdi 'yine yakmış yar mektubun ucunu' diye şarkı yapılırdı. Şimdi sms'lerle aşk yaşanıyorsa Serdar Ortaç da mesajlarını sildim diye şarkı yapar. Gayet doğal bunlar.

İşte şarkı sözleri bozuldu, yok bilmem neler bozuldu diyorlar. Ben katılmıyorum bunlara, yani insanlar ne yaşıyorsa onları müzik yapıyorlar."

Bozulan bir şey varsa müzik değil hayat!

"Tabii canım popüler müzikte yaşananlara yansıyor bunlar... Bir de şöyle bakmak lâzım, şu anda evine ne teknoloji varsa alıyorsun, işte HD televizyonu alıyorsun, meselâ ne bileyim mutfak robotu alıyorsun ve hayatını kolaylaştırmaya çalışıyorsun... Şimdi müzikte bir sürü teknolojik şeyler keşfedilmişken adam niye şarkılarında kullanmasın bunu! Elektronik müzik oldu, şarkıların ritmleri bozuldu, şarkılar bilmem ne oldu falan deniliyor, ben katılmıyorum buna. Yani şu anda teknoloji neyse insanlar onu uyguluyorlar, ha eski tarz müzikler yapılmamalı demiyorum, akustik de yapılacak…"

Nereden nereye...

Nostalji şart...

"Özellikle Türk pop tarihinin nerden nereye geldiğinin görülmesi açısından..."

"Strangers in the Night" bugün genç sanatçılar tarafından söyleniyorsa...

"Tabii, o şarkılar hâlâ söyleniyorsa bizim bu şarkılarımız da söylenmeli. Dönüp baktığı zaman annesi o şarkıyla da evlenmiş olabilir. Annesinin, babasının hatırası olabilir. Onun çocukluk şarkısı da olabilir. Onu söylemek istiyordur, söylemesi lâzım. Bu nedenle bunların piyasada olması gerek...

Yıllar önce POPSAV'a demiştim ki gelin, Kültür Bakanlığı'na teklif ettim bunu ama o zaman kimse yüz vermedi, Türkiye'de pop müzik kütüphanesi kuralım. Bütün şarkıları oraya yükleyelim.  Bulunan bulunmayan, isimli isimsiz, tutan tutmayan her şey oraya yüklenmeli. Bütün insanlar gelsin, nasıl kütüphaneye girdiğin zaman 1915 baskısı bilmem ne kitabı da orda buluyorsun, 1972 yılında atıyorum Harika diye bir şarkıcı bir tane tutmayan bir plak yapmışsa, o da olmalı orda..."

Toplumsal bellek çok önemli...

"Tabii Türk pop tarihi nerden nereye gelmiş, bugün Ajda Pekkan ile Serdar Ortaç'ı, Teoman'ı kıyaslayabilmen için Ajda Pekkan'ın nerden nereye geldiğini bilmen lâzım."

"Onlar müzikseverleri, müzikseverler onları özledi"

Nostalji albümleri yaptığınız sanatçılara gittiğinizde nasıl bir coşkuyla, ilgiyle karşılaştınız?

"O projeleri yapmaya başladığım zaman, şununki satar, bununki satmaz, o ayrımı hiç yapmadım. Projelerimin hiçbirinde öyle bir ayrım yapmadım. Albüm hazırladığım isimlere baktığınız zaman Türk pop tarihinin kilometre taşı olan insanlar...  Siz de 'Ustalara Saygı' geceleri yapıyorsunuz, orada Türk pop tarihinin kilometre taşı bu insanları sahneye çıkarıyorsunuz... O insanlar sahneyi ne kadar özlemişler, bu gecelerde onları oradan indirmekte zorlanıyorsunuz... Seyirci de özlemiş onları... Bu insanlar yıllarca gazinolarda çalışmışlar, her gece sahneye çıkmışlar ve şu anda hiçbir yerde şarkı söyleyemiyorlar... Ve dönüp baktığı zaman bir sürü plak yapmışlar, hâlâ anılarımıza eşlik ediyor bu insanlar, herkes onların kayıtlarını arıyor ve hiçbir tanesi piyasada yok. Şimdi bu insanlara bunu teklif ettiğiniz zaman çok hoşlarına gidiyor."

Biraz da eskiye rağbet arttı galiba...

"Şöyle baktığın zaman, meselâ TRT Müzik o konuda çok güzel şeyler yapmaya, eski klipleri çıkarmaya uğraşıyor, biz de eski albümleri yayınlamaya çalışıyoruz. Yalnız ben değil Yavuz Plak, Coşkun Plak, Ada Müzik, Kalan Müzik, Odeon Müzik'in yaptıkları var... Eski kayıtların piyasaya çıkması gerekiyor. Çünkü, Türk popunun gelmişi geçmişi bu...."

"Arşivimden TRT'ye bile şarkı veriyorum"

Plak olarak Türkiye'nin en büyük arşivine siz sahipsiniz değil mi?

"Tabii, Türkçe pop plağı olarak... Şu anda gayet rahat söylüyorum, TRT'ye bile şarkı veriyorum. Görüntü veriyorum meselâ, o kadar büyük bir arşiv topladım ki, onlara bile veriyorum. Benim elimde inanılmaz derecede yayınlanmamış şarkı var meselâ, 60'lar 70'ler 80'lere ait. Altyapıları var elimde..."

Nasıl yani?!

"O dönemlerde sanatçı bandıyla giderdi programlara... Eskiden makara bantlar vardı, işte ben oradan ikinci şarkıyı söyleyeceğim derdi. Şimdi o dönemlerde TRT televizyonu dışında özel kanallar yoktu... TRT'nin de kendine has bir denetim mekanizması vardı. Her şarkıcı her istediği şarkıyı televizyonda okuyamazdı. TRT denetimi şarkıyı inceler, makamında yanlış var mı, aranjede hatalar var mı, yani müzik kurallarına uygun mu diye bakar, onaylarsa TRT'de bu söylenebilirdi...  Bazı plakların kayıtları TRT denetiminden geçmediği için sanatçılar, o tarihlerde televizyona çıkabilmek çok önemliydi, ekstra stüdyoya girer şarkılar yaparlardı. Veyahut da meselâ Halit Kıvanç'ın programına Nilüfer ile Safiye Ayla konuk olur, sürpriz yapmak için Safiye Ayla, Nilüfer'in bir şarkısını, Nilüfer, Safiye Ayla'nın bir şarkısını söylerdi. Bunlar plak yapılmamış, bandını bulduğun zaman allaaaah, hazine bulmuş gibi oluyorum.

Bunları değerlendiriyorum. Meselâ Lale Belkıs albümü yaptım, Sürprizler Albümü, hiç yayınlanmamış Lale Belkıs şarkıları var. Şimdi meselâ Ersan Erdura üzerinde çalışıyorum. Double bir albüm olacak, bir tanesinde yaptığı plak kayıtları, bir tanesinde hiçbir yerde yayınlanmamış, 70'li yıllarda söylediği şarkılar bulunacak. Plak olmamış ya televizyonda ya bir konserde söylemiş..."

 

Bu konularda ilginizi çekebilir