İtalyanlara balık satıyor

Levrek ve çipura yanında trança, sinarit ve mercan gibi Akdeniz balıklarının yetiştiriciliğini yapan Akuvatur, Türkiye’de markalı-küpeli taze balık konusunun da öncülerinden.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ahmet USMAN

İZMİR - Başta yeni balık türlerinin akuakültüre adaptasyonu ve doğal lezzet konsepti olmak üzere sektöre pek çok konuda öncülük eden Akuvatur, bu çabalarının semeresini uluslararası alanda da toplamaya başladı. Türkiye'de küpeli-markalı taze balık satışını başlatan firmalardan olan Akuvatur'un ürünleri, dünyada markalaşma dendiğinde ilk akla gelen ülkelerden İtalya'daki Metro mağazalarında Akuvatur markası ile satılmaya başlandı.

Yavru balık ve yemden porsiyonluk Akdeniz balıklarına kadar entegre üretim yaptıklarını dile getiren Akuvatur Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tuncer, "Porsiyonluk balıkta çok iddialıyız. Doğal lezzetine yakın, premium levrek ve çipura yanında trança, sinarit ve mercan yetiştiriyoruz. Balıklarımızı yanak etiketleriyle, markalı olarak satıyoruz. Fiyatlarımız standardın biraz üzerinde olmasına karşın müşteri tercih ediyor. Senelik bin tona yakın üretimimiz var. Bunu yurtiçi ve yurtdışına satıyoruz" dedi.

Son dönemde ihracatta farklı hamlelere başladıklarını vurgulayan Tuncer, "Uzun zamandır Türkiye'deki Metro mağazalarında balıklarımız markalı olarak satılıyordu. Geçen sene İtalya'daki Metro'larda da Akuvatur markası ile satılmaya başlandı. Daha önce Metro'larda toptancı kanallarına yönelik gidiyordu. Onlar da farklılığımızın farkına vardılar, kendi balıkları arkasında sunmaya başladılar. Taze balıkta markalaşma dünya için de yeni bir durum. Ürünün arkasında bulunduğunuzun en temel göstergesi markanız. Yaptığımız işe güveniyoruz" diye konuştu.

Bu yıl üretiminin yüzde 30'unu ihraç edecek

Balıkta lojistiğin çok önemli olduğuna dikkat çeken Tuncer, "Bu sorunu Yunanistan'daki şirketimiz çözüyor. Marka yapımızı korumaya çalışıyoruz. Bunun semeresini de görüyoruz. Firma olarak yurtdışında biliniyoruz ama bireysel tüketicinin de bir şekilde artık adıyla sanıyla Akuvatur'u tanıyor olması önemli bir gelişme. İtalya gibi marka yaratıcısı bir ülkede bunu başarmak bizi gururlandırıyor. Avrupa, ABD, Ortadoğu, Rusya gibi pazarlara da ihracatımız var. Toptancılar aracılığıyla giden balıklarımızın bazıları da tezgahta markalı olarak yer alıyorlar" dedi.

Stoklarla ilgili değişim senesi olduğu için geçen yıl porsiyonluk balıkta 650 tonluk üretim yaptıklarını söyleyen Tuncer, "Bu yıl bin ton üretim hedefl iyoruz. Bunun yüzde 25-30'luk kısmını da ihraç edeceğiz. Yavru balıkta da 70-80 milyon adet kapasitemiz var. Senelik 60- 80 milyon adet üretim yapıyoruz. Yavru balıkta Türkiye'deki ikinci büyük üreticiyiz. Bunun küçük bir kısmını kendimiz için kullanıyoruz. Kalanını piyasaya veriyoruz. Son tüketici üstündeki imajımız çok güçlü" diye konuştu.

‘Premium yem satışına başlayacağız'

Yem fabrikasında çeşitliliği ve kapasiteyi artırdıklarını belirten Haluk Tuncer, "Kuluçkahane ve kafes yemlerinin tamamını üretir hale geldik. Şimdiye kadar yem fabrikamız kendi ihtiyacımızı karşılıyordu. Şimdi yem fabrikamızın kar merkezi durumuna sokulması gibi bir hedefimiz var. Bu yıl içinde hayata geçebilir. Yemlerin önemli bir kısmı ithal. Kendimiz ürettiğimizde çok ciddi bir maliyet avantajı yakalıyoruz. Ayrıca balığın kalitesinden de emin oluyorsunuz. Artık müşterilerin özel üretim için bir seçeneği olacak. Kendi ürettiğimiz balığın kalitesinde, üst segmentte balık yetiştirebilecekler. Doğal lezzetine uygun, GDO'suz yem vereceğiz. Belki firmalar bunu finishing – bitirme yemi olarak kullanacaklar. Hasattan 2-3 ay önce vererek, balığı doğal lezzetine yaklaştıracak bir ürün" dedi.

Artist balıkla maliyetler düşüyor

Türkiye'nin üretiminde dünya lideri olduğu levrekte yetiştirme sürelerini kısaltmak amacıyla yürüttükleri ıslah çalışmalarının başarıyla sürdüğünü vurgulayan Tuncer şunları söyledi: "Bu yöntemde bizim artist olarak nitelendirdiğimiz yem kullanım değerlerinin yüksek seviyede, büyümesi hızlı, hastalıklara dirençli balıkları seçiyoruz. Bu konuda genetik ilmi de seçimimizi kolaylaştırıyor. Çalışma ile levrekte 18 ay olan porsiyonluk boya gelme süresini 13-14 aya çekmeyi hedefl iyoruz. Sektör bunun farkına varmaya başladı. Biz tohum sağlayan, yavru sağlayan durumumuzu kuvvetlendiriyoruz. Bununla ilgili ABD'li kamuya bağlı bir ıslah kuruluşuyla deneyim paylaşımı yapacağız. Yetişme süresinin kısalması yetiştiricilere çok büyük maliyet avantajı sağlıyor."

Bu konularda ilginizi çekebilir