Tazminatlar vergi dışı kaynaklar dışarıya

Dr. Yusuf İLERİ

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yazılım programlarının kullanımı fikri sınai mülkiyet hakları temellinde izne tabidir. Vakıa şu ki, korsan yazılım kullandığı ihbarı üzerine, mahkeme kararıyla işyerlerinde polis eşliğinde aramalar yapılmakta ve korsan programlar tespit edilmektedir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 68’inci maddesinde hak sahipleri, korsan yazılım kullananlardan eserin tespit edilecek rayiç bedelinin en çok üç kat fazlasını isteyebilir denilmiştir. Burada geçen “en çok üç kat fazlasını isteyebilir” ifadesinden bir lütuf yapılarak tazminat tutarına bir sınır çizildiği gibi bir mana çıkarmak mümkündür. Oysa işin özü şu ki bu ifade, rayiç bedelin katları olarak tespit edilmiş yüksek bir tazminata bir meşruiyet sağlamak adınadır. Nitekim bu en çok üç katı fazlasıyla sınırları çizilen tazminat tutarı, duruma göre 20 bin dolardan 100 milyon dolara kadar ulaşabilmiştir. Tazminat tutarları bazen mahkeme kararı ile bazen de tarafl ar arasında yapılan sulh anlaşmalarıyla belirlenmektedir. Bu hususta 02.05.2016 günlü Sabah gazetesinde çarpıcı bir haber var. Habere göre uluslararası bir şirketin Türkiye temsilcisi kaçak yazılım programı kullandın diyerek KOBİ ve büyük firmalardan 20 bin dolardan 5 milyon dolara kadar bedeller tahsil etmiştir. Aynı haberde bu yolla toplanan paranın 100 milyonlarca doları aştığı iddiası var. 

Bu tazminatların vergi karşısındaki durumu nedir diye bakıldığında Türkiye adına tam bir kara mizah. Maalesef, bu tazminatları vergiye tabi tutan bir yasamız yok. Yani devlet yazılım programları için sahibinin, yut dışı mukim olup olmadığına bakmaksızın bunlara tazminat kazandırmak için yasa çıkartmış. Adli kolluğu seferber etmiş. Mahkemeler kurmuş. Ve fakat kendisi bu tazminattan ne pay alıyor ne de vergi. Kısaca açıklamak gerekirse işin vergisel yönü şöyle: Ülkemizde elde edilen bir gelirden vergi alınması bu gelirin Gelir Vergisi Yasasının 2 inci maddesinde sayılan gelir unsurlarından biri olmasına bağlı. Ne var ki korsan yazılım tazminatları, 2 inci maddede sayılan yedi gelir unsuruna da girmiyor. Böyle olunca da vergi dışı kalıyor. Aslında bu tazminatlar bir nevi geç ödenmiş telif ücretleridir. 5846 sayılı Kanun hükümlerine göre tescil edilmiş eserlerden telif hakkı olarak alınan bedelleri vergilendiren hükümler yasalarımızda mevcut. Gelir Vergisi Kanunu telif haklarını serbest meslek kazancı olarak belirlemiştir. Şayet kazanç, kanunun 18’inci maddesinde belirtilen istisna kapsamına giriyorsa yüzde 17 oranında bir stopajla yetinmiştir. Telif haklarının, sahipleri ve yasal mirasçıları dışındaki kişiler tarafından kiralanması halinde ise, elde edilen gelir gayrimenkul sermaye iradı sayılmıştır. Şayet telif hakları ticari bir işletme kapsamında elde edilirse, bu kez ticari kazancın bir unsuru olarak vergiye tabi tutulmaktadır. Bu kural tam mükellef konumdaki kurumlar vergisi mükellefl eri için de geçerli. Ancak şayet dar mükellef bir kurum tarafından elde edilmiş ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesine göre kurumlar vergisi kesintisine tabi. Kesinti oranı Bakanlar Kurulu’nun 2006/11447 sayılı kararıyla %20 olarak belirlenmiştir. Ancak bu bedeller tazminat olarak alınınca, tüm bu hükümler devre dışı kalıyor yani vergilendirmek mümkün olmuyor. Buna karşın ödemeyi yapana, bu tazminatı gider olarak yazmasına engel olan düzenlemeyi ihmal etmemişiz. GVK’nın 40’ıncı maddesine göre; işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama kanun emrine istinaden ödenen zarar ziyan ve tazminatların gider olarak indirilmesi mümkün. Ancak kanunun 41. maddesinde teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların, ticari kazancın tespitinden gider olarak indiriminin kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Korsan yazılım tazminatları işletme sahibinin yasalara aykırı fiillerinden kaynaklanan suçlardan. Yani vergi matrahından indirilmeleri mümkün değil. Bu da yurt dışı yerleşikten alınmayan verginin, ülke içerisinde faaliyette bulunan firmaya fatura edilmesi demektir. İşin bir tarafı da bu tazminatların nerdeyse tamamına yakınının yurtdışı yerleşiklere ödenmesidir. Bu da bu tazminatların yurt dışına transferi demektir. Oysa bu tazminatı oluşturan devlet, bundan hem yüksek bir pay hem de vergi almalıdır. Varsın, İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu dahi kazandığının üçte ikisini borçlarına ödesin. Biz yine de dışarıya kaynak aktarmaya devam edelim. Galiba vermeyi seviyoruz. Bizi ağa kılan büyük yapan da bu. Yeter ki şanımız yürüsün (!)