Eximbank, 2017’de kredi desteğini artıracak

Genel Müdür Adnan Yıldırım, Eximbank olarak 2017’de ihracatçılara sunulan nakdi kredi ve ihracat kredi sigortası desteğini miktar olarak artırmayı hedeflediklerini bildirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Türk Eximbank olarak, ihracatçıları, ihracata yönelik üretim yapan imalatçıları, döviz kazandırıcı hizmet ihracatında bulunan firmaları ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitleri/yatırımcıları hem kısa, hem de orta-uzun vadeli nakdi kredi ve ihracat kredi sigortası programları ile desteklediklerini belirtti. Nakdi kredilerle firmaların üretim sürecinde ihtiyaç duyacağı finansman desteğinin, gerek sevkiyat yapılmadan önce, gerekse sonrası dönem için sunulduğunu aktaran Yıldırım, “İhracat kredi sigortası desteklerimizle de ihracatçılarımızın ticari ve politik riskleri düşünmeden mevcut pazarlarındaki rekabet güçlerini artırmalarına ve yeni pazarlara girmelerine olanak tanınıyor. Ayrıca, vadeli satış işlemlerini teşvik etmek ve bu yolla ihracat hacmini artırmak, yeni ve hedef pazarlara girilmesini kolaylaştırmak amacıyla vadeli ihracat alacaklarını iskonto ederek de finansman desteği sağlanıyor” ifadelerinde bulundu.

Finansman desteği 10 ayda yüzde 37 arttı

Türk Eximbank’ın, Ocak – Kasım 2016 döneminde ihracat sektörüne 37,8 milyar TL tutarında kısa vadeli ihracat kredisi, 21,9 milyar TL tutarında orta-uzun vadeli kredi olmak üzere toplamda 59,7 milyar TL’nin üzerinde nakdi kredi desteği sağladığını vurgulayan Yıldırım, “Böylelikle ihracat sektörüne verilen toplam kredi desteğinde yıllık bazda yüzde 41’lik bir artış sağlandı” dedi. Yıldırım, kredi sigortası programları kapsamında ise aynı dönemde yüzde 30’luk bir artışla 34,4 milyar TL’lik sevkiyatın sigortalandığını dile getirerek, bu çerçevede, Kasım 2016 sonu itibariyle ihracatçılara nakdi kredi ve kredi sigortası desteği olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37’lik artışla toplam 94 milyar TL tutarında finansman sağlandığını anlattı.

Tanıtım faaliyetleri ile daha fazla ihracatçıya ulaşıyoruz

İhracatı destekleme oranının ise yüzde 22- 23 seviyesinde olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti: “Türk Eximbank olarak ulaştığımız ihracatçı firmalarımızın sayısı da sürekli olarak artırılıyor. 2010 yılında 2 bin 313 firma aktif olarak Eximbank kredi müşterisi iken, tanıtım faaliyetlerimiz kapsamında 2016 yılında kredi müşterilerimizin sayısı 6 bin 388’e ulaştı. Sigortalı müşteri sayısı ise 2 bin 380’dir. Bu rakamlar, kredi ve sigortadan bir arada yararlanan firmaları da kapsarken, çifte sayma elimine edildiğinde 2016 yılında nakdi kredi ve sigorta desteği sağlanan toplam firma sayısı 7 bin 468 olarak gerçekleşti. Bu firmaların da yüzde 54’ü KOBİ niteliğinde.” Eximbank’ın 2017 yılı programına ilişkin çalışmaların devam ettiğini anlatan Yıldırım, 2017 yılında da Eximbank’ın öncelikleri arasında ihracatçılara sunulan nakdi kredi ve ihracat kredi sigortası desteğini miktar olarak artırmak olduğunu belirtti. Yıldırım, bunun yanında, daha fazla ihracatçıya ulaşarak sunulan finansman imkanlarından daha geniş bir kitlenin faydalanmasını sağlamayı amaçladıklarını kaydetti.

Reeskont Kredileri ile ihracatçılarımıza uygun maliyetli kredi desteği sunuluyor

Destek programlarından da bahseden Yıldırım, doğrudan Eximbank tarafından kullandırılan kısa vadeli kredilerinin genellikle firmaların sevk öncesi dönemde, ihracata hazırlık aşamasındaki finansman ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kullandırıldığını dile getirdi. Bunlar arasında, Merkez Bankası kaynaklı Reeskont Kredisi’nin, Eximbank’ın en uygun maliyetli kredisi olması nedeniyle yoğun bir ilgi gördüğünü belirten Yıldırım, “Bu kredi ile mal ve döviz kazandırıcı hizmet ihracatında bulunan firmalarımızın genellikle 240 güne kadar vadeli bonoları LIBOR+0,75 faiz oranı ile iskonto ediliyor. Sevk Sonrası Reeskont Kredisiyle de ihracatçılarımızın yeni ve hedef pazarlarda vadeli satış imkânları ile rekabet şanslarının artırılması amacına yönelik olarak kısa vadeli sevk sonrası finansman desteği sağlanıyor” dedi. Ayrıca, firmaların maliyetleri ve özellikle küçük ölçekteki firmaların kredi kullanmak için teminat bulma konusunda yaşadıkları zorlukların, Eximbank ürünlerinde çeşitliliğe gittiklerini ifade eden Yıldırım, “Bu çerçevede, Sevk Sonrası Reeskont Kredisi kapsamında bankamızın sigorta poliçesi teminat olarak kabul edilmeye başlandı. Böylece firmalarımız başka teminata gerek duymaksızın söz konusu krediden yararlanabiliyor. Bu uygulama teminat sıkıntısı yaşayan firmalarımız için önemli bir finansman kaynağı ve bilinilirliğinin artırılması bu anlamda önem taşıyor” açıklamasında bulundu.

Banka ve faktoring şirketleriyle işbirliği sayesinde daha fazla ihracatçıya ulaşılıyor

Yıldırım, en eski uygulamalarından olan Sevk Öncesi İhracat Kredisi’ni uzun yıllardır mevduat bankaları aracılığı ile kullandırdıklarını dile getirirken, 2014 yılından itibaren katılım bankalarını da bu sisteme dahil ettiklerine dikkat çekti. Yıldırım, şöyle devam etti: “Ayrıca, aynı dönemde kredilerimizin daha geniş bir ihracatçı kitlesine ulaştırılabilmesi amacıyla bu uygulamanın bir benzerini Sevk Sonrası Reeskont Kredisi için faktoring şirketleriyle gerçekleştirmeye başladık. Böylece, artık Eximbank müşterisi olmayan daha fazla ihracatçımız artık çok uygun maliyetlerle ihracat alacaklarını iskonto ettirerek finansmana ulaşabiliyor. Bu tür kredilerimiz için firma başvuruları, krediye aracılık eden banka ya da faktoring firması tarafından alınıyor. Daha fazla ihracatçıya ulaşılması açısından büyük bir katkı sağlıyor.” Eximbank tarafından ihracat faktoringi alanında faaliyet gösteren 18 şirketten 14’üne limit tanındığının altını çizen Yıldırım, “Amacımız, işbirliği yaptığımız faktoring şirketi sayısını ve bu uygulamanın bilinirliğini artırarak daha fazla ihracatçımıza ulaşabilmek. Ayrıca yakın zamanda, döviz kazandırıcı hizmet ihracatı gerçekleştiren firmalarımız da Sevk Sonrası Reeskont Kredisi programının kapsamına alındığından faktoring şirketleri aracılığıyla bu firmalarımıza da daha hızlı ulaşabileceğimizi düşünüyoruz” diye konuştu.

İhracatçılarımıza sağladığımız orta-uzun vadeli kredi desteklerimizi de artırıyoruz

Kredi portföylerinin vadesini uzatarak, ihracata ve ihracatçılara sunulan katkının yelpazesini genişletmeye çalıştıklarını aktaran Yıldırım, bu amaçla ihracata yönelmek veya mevcut ihracatını artırmak için finansmana ihtiyaç duyan firmaların kapasite artırıcı ya da yeni yatırımlarını 2 yıla kadar geri ödemesiz, 7 yıla kadar vadeli İhracata Yönelik Yatırım ve İşletme Sermayesi Kredisi, yurt dışında marka alımlarını da 3 yıla kadar geri ödemesiz 10 yıla kadar vadeli Marka Kredisi gibi orta uzun vadeli kredilerle desteklediklerini vurguladı. “Orta- uzun vadeli krediler ile aynı zamanda katma değeri yüksek ihracatımızın artırılmasına da katkı sağlamayı hedefl iyoruz” diyen Yıldırım, son yıllarda bu doğrultuda uygulanan programlar ile orta uzun vadeli kredilerinin toplam krediler içindeki payının 2014 yılında yüzde 24’ten, mevcut durumda yüzde 37’ye kadar yükseltildiğine dikkat çekti. Eximbank’ın tüm kredi programlarını farklı finansman ihtiyaçları kapsamında oluşturduğunu vurgulayan Yıldırım, “Ancak, firmalarımızın ihtiyacının mevcut programlarla finanse edilemediği durumlarda işlem bazında şartların belirlenebildiği Özellikli İhracat Kredisi programı ile finansman desteği sağlanabiliyor” ifadelerini kullandı.

İhracat kredi sigortası ile ihracatçılar güvende

Adnan Yıldırım, Türk Eximbank’ın, ihracatçının alacağını da sigortalayarak, malın satıldığı alıcının finansal olarak zor duruma düşmesi gibi ticari riskler ya da söz konusu ülkenin döviz transferini yasaklaması gibi politik riskler karşısında ihracat alacağını güvence altına aldığını belirtti. Bu riskler gerçekleştiğinde ihracatçıya alacağının bizzat Eximbank tarafından ödenerek ihracatçının finansal anlamda öngörülebilir bir ortamda ticaret yapmasına katkı sunulduğunu ifade eden Yıldırım, “Bu aynı zamanda Eximbank’ın sigorta hizmetinden faydalanan bir ihracatçının bundan önce ticaret yapmadığı bir ülke veya alıcıya mal satarken de tahsilat riskinden kaygı duymaksızın ihracatını gerçekleştirebilmesine imkan tanıyor” dedi. Türk Eximbank’ın ihracat kredi sigortası sisteminin lokomotifini Kısa Vadeli İhracat Kredi Sigortası Programı’nın oluşturduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu program ile ihracatçılarımızın 238 ülkeye gerçekleştirdikleri 1 yıla kadar vadeli sevkiyatları, sevk sonrası dönemde ortaya çıkabilecek ticari ve politik risklere karşı tek bir poliçe kapsamında sigorta teminatı altına alınıyor. Bu suretle sigortalıların hem düşük hem de yüksek riskli alıcı ve ülkelere yaptığı ihracat işlemlerinin aynı poliçe kapsamında değerlendirilmesi ile uygun risk dağılımı sağlanarak, ihracatçılara daha uygun prim oranları ile hizmet edilebiliyor. Zararın kesinleşmesine ilişkin bekleme süresinin ilgili sevkiyatların vade tarihlerinden itibaren azami 4 ay olarak uygulandığı program kapsamında zarar tazmin oranı yüzde 90’dır. Ayrıca, 2013 yılından itibaren bankamızın kısa vadeli ihracat kredi sigortası müşterisi olan firmaların yurt içi alacaklarını da sigorta kapsamına almaya başladık. Böylece, ihracatçının sadece yurt dışı satışlarından doğan alacakları değil tüm alacakları sigorta kapsamına alınarak, ihracatçılarımızın daha öngörülebilir ve istikrarlı finansman koşullarında faaliyet göstermesine olanak tanınıyor. Bu sayede ihracatçılarımızın daha öngörülebilir ve istikrarlı finansman koşullarında faaliyetlerine devam etmesine katkı sunuluyor.” Eximbank tarafından sigortalanmış ihracat alacaklarının 18 ticari bankada ve yine Türk Eximbank’ta teminat olarak kabul edildiğini ifade eden Yıldırım, uygulamanın, ihracat alacaklarını Eximbank’a sigortalatmış firmaların bu alacaklarının, sahip oldukları sigorta poliçeleri asli teminat olarak kabul edilerek iskonto edilmesi suretiyle finansman sağlanması şeklinde çalıştığını anlattı.

Alıcı kredileri çeşitlendirilerek kullandırım artıyor 

Adnan Yıldırım, küresel piyasalarda rekabetçi koşullarla, en uygun maliyetle ve aynı zamanda risklerini en iyi şekilde yöneterek ihracatlarını arttırmak isteyen ihracatçıların, küresel ekonomide süregelen riskler nedeniyle bu hedefl ere ulaşmada zorlanabildiğini dile getirdi. Bu konuda ihracatçılara ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhit/yatırımcılara yardımcı olmak amacıyla, Eximbank’ın alıcının finansman sıkıntısını gidermek için alıcılara da kredi verdiklerini aktaran Yıldırım, böylelikle Türk mallarına yönelik talep yaratılmasına olanak tanıdıklarını kaydetti. Yıldırım, “Uluslararası Krediler Programlarımız arasında yer alan Proje Kredileri ve Uluslararası Ticaretin Finansmanı uygulamaları ile Türkiye’de yerleşik firmalar tarafından ihracatı gerçekleştirilecek dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları ihracatı 2 yıla, sermaye malı ihracatının ve yurtdışında üstlenilen projeler ise 10 yıla kadar vadeli kredilerle destekleniyor” dedi. Özellikle son iki yıl içerisinde Uluslararası Ticaretin Finansmanı programının kapsamının genişletildiğini aktaran Yıldırım, “Bu Program kapsamındaki ürün portföyü ile devlet garantili işlemler haricinde, bankamızca limit tesis edilen yurt içi ve yurtdışı bankalar üzerinden de alıcı kredisi kullandırımına yönelik programlar uygulamaya sokuldu. İlaveten, ihracatçılarımızın orta-uzun vadeli satış imkanlarını güçlendirmek ve yabancı rakipleri karşısında rekabet üstünlüğü kazanmalarını sağlamak amacıyla geliştirilen bir diğer program ise ‘İhracat Alacakları İskonto Programı’dır. Orta-uzun vadeli sigorta programımız kapsamında sigortalanan mal mukabili, vesaik mukabili veya akreditifl i olarak gerçekleştirilen ihracat alacakları, ihracatçılarımızın herhangi bir ilave teminat getirmesine gerek olmaksızın, Bankamızca iskonto edilerek ihracatçılarımıza finansman sağlanıyor” şeklinde konuştu.

Demir-çelikte desteklerimizden faydalanma payı; Yüzde 10 

Türk Eximbank’ın müşteri portföyünün sektörel dağılımının Türkiye ihracatına paralel bir görüntü çizdiğini ifade eden Yıldırım, “Ülkemiz ihracatında yüzde 11’lik bir paya sahip olan demir-çelik sektörü bankamızın finansman desteklerinden ihracatımız içindeki payı ile uyumlu olarak yüzde 10’luk bir pay alıyor. Bankamızın sunduğu finansman desteklerinden yararlanan diğer sektörler arasında yüzde 23’lük payı ile tekstil-deri-hazır giyim ilk sırayı alırken, onu yüzde 13’lük payları ile makine ve elektrikli cihazlar ile madeni eşya ve madencilik sektörleri ve yüzde 11’lik payı ile gıda, işlenmiş ve işlenmemiş tarım ve hayvancılık sektörü izliyor” dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir