Sektörün ihracatını, yeni tedbirler ve yatırımlarla artırmak mümkün

Demir çelik sektörü; Türkiye’nin toplam ihracatından aldığı yüzde 13,8’lik payı ile 4’üncü en önemli sektör. Sektörün önümüzdeki sene alınacak tedbirlerle ve yapılacak yatırımlarla bu payını yüzde 15 ve daha üzerine çıkarması mümkün.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


İnşaattan lojistiğe, otomotivden beyaz eşyaya, enerjiden savunma sanayisine birçok sektörü besleyen, 400 bin civarında doğrudan ve dolaylı istihdam sağlayan demir çelik sektörü; 51 milyon tona ulaşan üretim kapasitesi ile ülkemizin dünya ham çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında yer almasını sağladı. Türkiye’nin toplam ihracatından aldığı yüzde 13,8’lik payı ile 4’üncü en önemli sektör olan demir çelik sektörü, bu yılın ilk 10 ayında 6.7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek, bir önceki yıla oranla yüzde 21 artış sağladı. Sektörün önümüzdeki sene toplam ihracattan aldığı payı, alınacak tedbirlerle ve yapılacak yeni yatırımlarla yüzde 15'in üzerine çıkarması mümkün.
Ticaret savaşlarıyla başlayan 2018 yılında, döviz kurlarındaki dalgalanma, özellikle ham maddede ve ara malında ithal ürünlere bağlı olan demir çelik sektörünü olumsuz yönde etkiledi ve maliyetlerdeki artış tüm sektörlere yansıdı. Bundan sonra özellikle de 2019 yılında yurt içi taleplerdeki düşüşlerin artan ihracat yoluyla dengelenmesi, üretimin geçen yılki seviyenin altına düşmemesi ve ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 130 seviyelerinin üzerine gelmesi, demir- çelik sektörünün korumacı politikalara karşı yalnız bırakılmamasına ve bu konuda tedbirler alınmasına bağlı.

İnşaattan lojistiğe, otomotivden beyaz eşyaya, enerjiden savunma sanayisine birçok sektörü besleyen, 400 bin civarında doğrudan ve dolaylı istihdam sağlayan demir çelik sektörü; Türkiye’nin toplam ihracatından aldığı yüzde 13,8’lik payı ile 4’üncü en önemli sektör. Sektörün önümüzdeki sene alınacak tedbirlerle ve yapılacak yatırımlarla bu payını yüzde 15 ve daha üzerine çıkarması mümkün.

İç piyasadaki tüketim artırılmalı

Türkiye demir çelik sektörünün ayakta durabilmesi için özellikle iç piyasadaki tüketimin artırılması ve 2018 yılı başında sıfırlanan inşaat çeliğine ve oranları düşürülen yassı ürünlere yönelik gümrük vergilerinin yeniden eski seviyelerine çıkarılması gerekiyor. Dünya demir çelik sektöründeki global düzeydeki gelişmeler yanında, sektörün yurt içinde karşı karşıya kaldığı haksız rekabet unsurlarının giderilmesi, başta girdi maliyetleri üzerindeki yükler olmak üzere rekabet gücünü sınırlandıran her türlü uygulamalara son verilmesiyle ilgili atılacak somut adımlar önem arz ediyor.

Büyük boyutlara ulaşan cari açığının azaltılabilmesi ve işsizliğin çok büyük bir sorun olduğu Türkiye’de istihdamın artırılması için demir çelik sektörünün potansiyelinin artırılması, Türkiye’nin çelik ürünlerinde net ihracatçı pozisyona geçmesi, ithalatın sınırlandırılarak sanayinin yerli ürünler ile desteklenmesini mümkün kılacak bir yapının oluşması son derece önemli.

Yerli üretimi koruyan tedbir alınmalı

Demir çelik sektörünün gelişiminde, savunma sanayisi, demiryolları, kıtalararası köprüler, nükleer santraller gibi büyük projelerde yerli çelik kullanımı hayati önemde. Açılacak ihale şartnamelerinde bu konuya yer verilmesi üretimin desteklenmesi açısından önemli bir unsur.

Yerli üretimi korumaya yönelik tedbir almakta tereddüt edilmemeli, bunun teşviki için gereken tüm düzenlemeler yapılmalı. Bunu sağlamanın yöntemlerinden biri de fazla ithalata kapı aralayan Dahilde İşleme Rejiminin (DİR) gözden geçirilmesidir. DİR; yerli girdi kullanımını teşvik edici anlayışla, başta yassı çelik ürünleri olmak üzere yerli ara mamul kullanımını teşvik edecek şekilde revize edilmeli. Bu açıdan otomotiv, beyaz eşya, makine imalatı gibi sektörlerin yatırımlarını destekleme amaçlı teşviklerin, yerli girdi kullanımına bağlanması gerekiyor. Ayrıca demir çelik sektörünün yatırım desteği, ihracatçı için istihdamın ve döviz girdisinin artırılması gibi ortak çıkarlarımızın korunması gerekiyor.

Yüzde 21 artışla 6 milyar 725 milyon dolarlık ihracat

Demir ve demir dışı metaller sektöründe 2018 yılının ilk 10 ayında, 6 milyar 725 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilerek, bir önceki yıla oranla yüzde 21 artış sağlandı. Demir ve demir dışı metaller ihracatını eylül ayında en çok artıran ülkeler arasında ABD ve İtalya dikkat çekti. 2018 yılı eylül ayında demir ve demir dışı metaller sektöründe ihracatın en çok arttığı pazarlar arasında 30 milyon dolar ile Fransa yer aldı. Romanya ihracatı, yüzde 29 artışla 25 milyon dolar olarak kaydedilirken, Irak ihracatı yüzde 42 artışla 24 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2018 yılının son çeyreğine girerken eylül ayında yaptığı ihracatta yüzde 126’lık artış seviyesi ile bir rekora imza atan Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) de, 2018 yılının son çeyreğinde demir sektöründe 396 milyon dolar, çelik sektöründe 1 milyar 457 milyon dolar ihracatla toplamda 1 milyar 854 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Türkiye demir rezervi bakımından zengin bir ülke olmamakla birlikte, ihtiyacının yüzde 40’ına yakınını yerli kaynaklardan, kalanını ise ithalat yoluyla karşılıyor. Türkiye’deki çelik üretiminin yüzde 70’i hurdadan elde ediliyor ve hurdanın büyük kısmı da ithal ediliyor. Yıllar itibariyle hurda çelik ithalatının yarısından fazlası AB ülkelerinden gerçekleştirildi. 2018 yılı Ocak-Mayıs döneminde 2017 yılının aynı dönemine oranla yüzde 43 artışla en fazla ithalat Rusya Federasyonu’ndan yapıldı. Rusya’yı, yüzde 83 artışla ABD yüzde 51 artışla İngiltere, Ukrayna, Belçika ve Hollanda izledi.

Türkiye dünyanın 8’inci büyük çelik üreticisi

Türkiye’nin dünyadaki ihracatçı ülkeler arasında 5’inci sıraya yükselmesi, ithalatçı ülkeler arasında ise 10’uncu sıraya gerilemesi öngörülüyor. Önümüzdeki dönemde döviz kurunun ve ekonominin istikrara kavuşmasını takiben, iç piyasada da talep artışlarıyla karşılaşacağı tahmin ediliyor. Önemli bir konu da; ilk aşamada kapasitenin yeterli olduğu alanlarda, üretimin ithal girdiye dayalı yapısının değiştirilerek yurt içi girdiye yöneltilmesi ve cari açığın bir daha Türk ekonomisini zora sokmayacak seviyelere inmesidir. Türk çelik sektörü gerek uzun gerekse yassı üründe ihtiyaç fazlası kapasiteye sahip.

Türkiye, 2018 yılı son çeyreğinde toplam 28 milyon ton çelik üretimi ile dünyanın 8’inci büyük çelik üreticisi konumunda. 2012-2014 yılları arasında sıvı çelik üretiminde yaşanan gerileme sonucunda, bu yıllarda üretim ortalama 34,7 milyon ton olarak devam etti. Globalde olumsuz geçen 2015 yılında ise ham çelik üretimi 31,5 milyon ton seviyesine kadar geriledi. 2016 yılı sonlarından itibaren piyasa fiyatlarının üreticiler lehine hareket etmesi sonucu üretimde yeniden artış eğilimi yakalandı ve 2017 yılında 37,5 milyon ton ile yıllar içinde en yüksek seviyesine ulaştı.
Tüketimde ise, 2017’de 36 milyon ton seviyesinde gerçekleşen tüketimin yaklaşık yarısı uzun, yarısı ise yassı ürün tüketiminden oluştu. Çelik talebi de 2016 yılı dışında artış eğiliminde oldu. Otomotiv, beyaz eşya ve makine gibi orta ileri teknoloji gerektiren ve katma değeri yüksek sektörlerin üretimleriyle paralel seyirden yassı çelik tüketimi de yıllar içinde artış eğilimi gösterdi.

Girdi maliyetlerindeki artış sektörün en büyük sorunu

Demir çelik sektörünün gündeminde, dünya ticaretinde artan korumacılık, kapasite fazlasının düşürülmesi, başta Çin olmak üzere yavaşlayan talepler yer alıyor. Hammadde, enerji gibi temel girdilerin fiyatlarında görülen artışların yanında, işçi ve personel maliyetlerindeki artış da bütün üretici ve ihracatçılar gibi, demir çelik sektörünün de en önemli sorunu. Diğer sektörlerden farklı olarak demir çelik sektörünün yatırım giderleri yeni tesislerin kurulması veya yenilenmesi çok yüksek maaliyet gerekiyor. Bu nedenle ihracatçı için; yatırım desteği, istihdamın döviz girdisinin artırılması gibi ortak çıkarların korunması adına büyük önem taşıyor.

Büyük boyutlara ulaşan cari açığın azaltılabilmesi ve işsizliğin çok büyük bir sorun olduğu Türkiye’de istihdamın artırılması için demir çelik sektörünün potansiyelinin artırılması, Türkiye’nin çelik ürünlerinde net ihracatçı pozisyonuna geçmesi gerekiyor. Bu noktada ithalatın sınırlandırılarak sanayinin yerli ürünler ile desteklenmesini mümkün kılacak bir yapının oluşması son derece önemli. Yeni eylem planları ve mevcutta uygulanan projelerin yeniden yapılandırılması, ikili anlaşmalarla, ticaret heyetleriyle önemli pazar potansiyeli bulunan ülkelerde Türk Ticaret Merkezleri kurarak aktif adımlar atılmalı. Ayrıca serbest ticaret anlaşmaları imzalanmadan önce derinlemesine sektör araştırmalarının yapılması da gerekiyor.

Demir çelik, en hızlı büyüyen sektörlerden biri

Demir çelik sektörü birçok sektöre hammadde sağlaması sebebiyle Türkiye’de ve globalde stratejik bir öneme sahip. Türkiye’de 2000 yılından bu yana en hızlı büyüyen sektörlerden biri olan demir çelik sektörü, gerçekleştirilen yatırımların da artmasıyla 51 milyon tona ulaşan üretim kapasitesi ile Türkiye’nin dünyada ham çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında yer almasını sağladı.
Türkiye çelik sektörü 2018 yılının son çeyreğinde Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntıların da etkisiyle, nihai mamul tüketiminde gerçekleşen yüzde 5,1 oranında düşüşe rağmen, bir önceki yılın ilk 9 ayına göre yüzde 0,9 artışla 28 milyon ton ham çelik üretimi ile dünyada 8’inci sırada yer aldı. Aynı dönemde miktar bazında yüzde 0,8 oranında artışla 12 milyon ton olan ithalat, değer bazında yüzde 17,6 artışla 11 milyar 993 bin dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracat ise miktar bazında yüzde 12,4 oranında artışla 15 milyon 280 bin ton, değer bazında yüzde 30,4 oranında artışla 12 milyar 500 bin dolar olarak gerçekleşti. Bu değerler ile ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 121 seviyesine ulaştı. Demir çelikte en çok ihracat yapılan ülkeler ise sırasıyla; Mısır, Romanya, Irak, İsrail ve Hollanda oldu.

İnovasyon kültürünün yayılması için çalışmalar yürütülüyor

Globalleşen, sınırların kalktığı ve rekabetçiliğin ileri boyutlara ulaştığı dünyada, diğer ülkelerde meydana gelen krizler veya fırsatlar Türk demir çelik sektörünü de etkiledi. Firmaların ve Türkiye’nin yurt dışında tanınırlığının artırılması, ihracatın belirlenen hedefl ere ulaşması ADMİB’in üzerinde durduğu konuların başında geliyor. ADMİB, Ur-Ge, heyet ve fuar etkinlikleri ile sektörün pazar payının genişletmesi noktasında sektöre destek olmanın yanında, dış ticaret alanında yürütülen yüksek lisans ve sertifikalı eğitimlerle sektörün nitelikli eleman ihtiyacının karşılanmasını hedefliyor.

İnovasyon kültürünün yayılması için çalışmalar yürüten ADMİB, demir çelik sektörünün bölgedeki gücü konusunda farkındalık yaratmak amacıyla uluslararası katılımla ‘Akdeniz Çelik Zirvesi’ düzenlemeyi planlanıyor. Bunun yanında hedef pazar ağını genişletmek ve var olan pazarlardaki payı artırmak amacıyla sektörel ticaret heyetleri veya inceleme heyetleri yapmayı hedefliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir