Fındık sektöründe ne oluyor?
Fındık fiyatları ve ihracat rakamları, üreticinin geleceği için önemli ipuçları sunuyor. Türkiye, dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini tek başına karşılıyor. Bu nedenle fındık fiyatları büyük ölçüde Türkiye'deki rekolteye, yani yıllık üretime bağlı.
UĞUR GÜNDÜZ
Ekonomist - Bankacı
Özellikle son üç yıldır fındık üreticileri dolayısıyla fındık üretimi büyük sorun yaşıyor. Üretici, artan maliyetler ve rekabetsiz ortamın getirdiği maliyet altı fiyatlamalarla boğuşurken bir de kokarca istilasıyla uğraşmak zorunda kalıyor. Alıcılar ise kalite düşüklüğü nedeniyle, aldığı fındığı satmakta zorlanıyor. Bu sezon 400 bin ton civarında beklenen rekoltenin fiyatları artırması beklenirken, artan fiyatlar, kalite düşüklüğü nedeniyle aşağıya çekiliyor, hatta fındığının alınmayacağı tehdidiyle üretici, bu düşük fiyatlara razı olmak zorunda kalıyor.
Yıllık 2.5 milyar dolara kadar ihracat gerçekleştiren ve dünyada lider olan sektör, üretim sorunları nedeniyle bu gücünü kaybedebilir. ABD, İtalya, Gürcistan gibi fındık üretimi yapan (Yıllık üretimin yüzde 30’u) ülkeler bizdeki dezavantajları avantaja çevirmek üzere.
Üretim sorunlarının yarattığı kalite düşüklüğü hem ihracatçıları zorlamakta hem de dış piyasadaki “kaliteli Türk fındığı” imajını zedelemektedir.
Üretim sorunları
Artan Maliyetler ve Fiyat İstikrarsızlığı: Son dört yılda bakım (ilaç, gübre, tırpan) ve toplama maliyetlerinin 10 kat artması, fındık üreticilerini çok zor bir duruma soktu.
Üretim maliyetlerindeki bu devasa artışa karşın, fındık fiyatlarındaki artışın aynı oranda olmaması, üretimi kârsız hale getirdi. Bu durum, çiftçilerin gelirini ciddi şekilde düşürerek, üretimden uzaklaşmalarına neden oluyor. Bu seneki rekolte düşüşünde mevsimsel etki ve kokarcaların yanında çiftçinin bakım masraflarından kaçınması hatta bazı üreticilerin hiç bahçeye girmemesi de etkili oldu.
Kokarca Sorunu ve Ürün Kalitesi: Asya kökenli bir böcek olan kokarca (Halyomorpha halys), son yıllarda fındık bahçelerinde ciddi hasara yol açıyor. Bu zararlı, fındık tanelerini emerek içlerinin boş kalmasına veya buruşmasına neden oluyor. Bu da randımanı, yani kabuklu fındıktan elde edilen sağlam iç fındık oranını düşürüyor.
Kokarca ile mücadele maliyetli ve zor olduğundan, ürün kaybı ve kalitedeki düşüş üreticilerin zararını daha da artırıyor.
Kokarcayla mücadele konusunda üreticiye ilaç satmaktan/önermekten başka aksiyon almayan Tarım Bakanlığı, Sakarya-Trabzon arasındaki bahçelere zarar veren bu böcekle mücadelede aktif bir rol üstlenmeli. Çünkü kalite düşüklüğü sadece iç piyasayı değil dış pazarlardaki rekabet gücümüzü de olumsuz etkiliyor.
Fındık Fiyatları ve İhracat Verileri Işığında Olası Senaryolar: Fındık fiyatları ve ihracat rakamları, üreticinin geleceği için önemli ipuçları sunuyor. Türkiye, dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini tek başına karşılıyor. Bu nedenle fındık fiyatları büyük ölçüde Türkiye'deki rekolteye, yani yıllık üretime bağlı.
Yıllık ihracat rakamları 1.7 milyar dolar ile 2.6 milyar dolar arasında değişmekte ve yıllık ihracatımızın yüzde 1’ini oluşturmaktadır. Bu yıl ise hem rekolte düşüklüğü hem de kokarca etkisiyle 1.6 milyar dolar olması bekleniyor. Eğer rekolte düşükse, uluslararası piyasada fındık fiyatları yükseliyor. Ancak yüksek fiyatlar, bu kez alıcı ülkelerin, özellikle de çikolata ve gıda devlerinin, alternatif ürünlere yönelmesine yol açabiliyor.
İdeal olan hem rekoltenin, kalitenin hem de fiyatların yüksek olması ve ihracat gelirimizin artması. Fiyatlamada rekoltenin yanında kaliteyi de belirleyici unsur olarak koymalıyız.
Üretimin geleceği için çözüm yolları
Devlet Desteği: Artan maliyetler ve zararlılarla mücadele için devletin üreticilere daha fazla destek sağlaması, örneğin doğrudan gelir desteğini artırması ve teşvikli tarımsal kredi olanakları sunması gerekiyor. Bizce efektif olan gelir desteği değil, maliyet desteğidir.
Kokarca ile Mücadele: Kokarca gibi zararlılarla mücadele için çiftçilere yönelik eğitim programlarının ve biyolojik mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması şart. İlaçlama işi çiftçinin inisiyatifine bırakılmadan tüm Karadeniz sahilini ilaçlayacak (gerekirse havadan) programlar devreye sokulmalıdır.
Fındık Fiyatlarında İstikrar: Fındık piyasasında fiyat dalgalanmalarını en aza indirmek ve üreticinin gelirini güvence altına almak için kalıcı bir fiyat politikası oluşturulması büyük önem taşıyor. Bunun için de maliyeti karşılayan bir fiyatın açıklanması, devletin ciddi alıcı pozisyonunda olması, alım kotalarını kaldırarak depolama kapasitesini artırması gerekir.
Etkin Kooperatifleşme: Gelişmiş ülkelerde üretim maliyeti ve son fiyat aralığında büyük pay üreticiye gider. Yani domates 2 euroya satılıyorsa üretici çıkışı 1.5 eurodur. Bunu da tüm ürünü toplayan kooperatifler sağlar.
Bizde ise tarla çıkışı 5 olan ürünün market fiyatı 50 lirayı bulmaktadır. Yani büyük pay aracıda!
Fındık üreticilerinin kooperatifler aracılığıyla bir araya gelmesi, hem toplu alım ve satışlarla maliyetleri düşürmelerine hem de pazarlık güçlerini artırmalarına yardımcı olur.
Mevcut kooperatifin piyasa yapıcı gücü kalmadığından yeni bir yapılanmaya gidilerek önce bölgesel sonra ulusal bir birlik oluşturulması ve en büyük alıcı olarak fiyat dengesini sağlayarak diğer alıcıları da rekabetin içine sokmalıdır.
Sonuç olarak; fındık üreticilerinin karşılaştığı sorunlar karmaşık ve çok yönlü. Ancak bu sorunlara çözüm bulmak için atılacak adımlar, üreticilerin direncini artırabilir ve fındık üretiminin sürdürülebilirliğini sağlayabilir. Aksi halde net döviz girdisi sağlayan, tarımsal ihracatın en büyük kalelerinden biri düşmek üzere!