Global HR Summit 2025, kritik konudaki noktayı koydu: Yapay zekâ insanın yerini alamayacak
‘Yapay Zeka Çağı, Teknoloji, İnsan’ temasıyla 27-28 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenen Global HR Summit 2025’te yer alan 110 oturumdaki 140 konuşmacının neredeyse hemen hepsi, içinde bulunduğumuz dijital teknolojik gelişmeler fırtınası içindeki insanı ele aldı. Konuşmacıların ortak mesajı, "yapay zekâ insanın yerini alamayacak" şeklinde oldu.
Yapay zekâ iş kaybına yol açmayacak, insanın yerini alamayacak. Bu iddialı cümle, 27-28 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenen Global HR Summit 2025’te 110 oturumda söz alan 140 uzman konuşmacının neredeyse ortak mesajıydı. Bu yıl beşincisi düzenlenen ve ABD, Avrupa ve Türkiye’deki binlerce İK lideri ve yöneticiyi ‘Yapay Zeka Çağı, Teknoloji ve İnsan’ teması etrafında düşündürerek buluşturan zirve; elimizdeki bilgilerle nasıl daha iyi yaşayabiliriz, bundan sonra ne yapmalıyız ve gelecekte neler olacak sorularını masaya yatırdı.
DÜNYA'nın da sponsorları arasında yer aldığı zirvenin açılış konuşmasını yapan Global HR Summit’in kurucusu ve Zirve Başkanı, KREA M.I.C.E. Yönetim Kurulu Başkanı Seda Mızraklı Ferik, insan kaynakları (İK) sektörünün İstanbul’daki en büyük global buluşması olan zirvede; bu seneki gündemleri olan yapay zekânın gelişiminin sektöre getireceklerini, detayları güncel vaka analizleri ve gerçekleşen örnekler ile fütüristlerin görüşlerini de harmanlayarak katılımcılarına aktaracaklarını belirtti. “Yapay zekâ değişimine adapte olarak dönüşümü yönetmekte öncü olun” diyen Mızraklı Ferik, ayrıca kişisel gelişim içeriklerine ilişkin olarak da özel hazırlık yaptıklarını söyledi.
Cin şişeden çıktı…
Tribewanted Kurucusu, Raaise Eş Kurucusu, Topluluk Oluşturucusu Ben Keene, yaptığı konuşmada “Dünyaya daha iyi hale getirmek için yapay zekâ bize yardımcı olabilir” dedi. Yapay zekânın kolaylaştırıcı özelliğiyle iklim felaketlerini öngörebilme, atık yönetimi, restoranlarda gıda atığını azaltma ve etki oluşturmada uygulama örnekleri anlatan Keene, 2030’da dünya enerjisi kullanımını yüzde 2 artıracağına dikkat çekti. Bu konuda temkinli olunması gerektiğini kaydeden Keene, “Yapay zekâ cini şişeden çıktı” dedi. Yapay zekâ kullanılmasa ne kadar enerji tasarrruf edilebileceğinin düşünülmesi gerektiğini de ifade eden Keene; “Meta, DeepSeek ve Amazon”a göre daha tasarruflu olarak “Mistral, Hugging Face, TinyML, DigitalTwin ve CodeCarbon ile Google”ı saydı. Kullanılan araçların tasarruflu, güvenilir ve hedeflere uygun olması gerektiğini belirterek “Bunu şekillendirmek size bağlı. Yapay zekâ insanın yerini almayacak. Asıl etkiyi yapay zekâyı kullanan insanlar yapacak” diye konuştu.
Yapay zekâyı bir güç çarpanı olarak tanımlayan Endüstri analisti, HR Hacking Matt Burns, çeşitli vakalar anlattı. Chipotle Mexian Grill’de işe alım ve iş gücü taleplerinin yapay zekâ ile değerlendirildiğini, 8 günlük işe alım sürecini 4 güne indirdiğini, Johnson and Johnson’da 55 bin çalışanın bilgi, deneyim ve kariyer planlamasındaki öğrenme metotlarının yapay zekâ ile oluşturulduğunu aktardı. “Yapay zekâ iş kaybına yol açmayacak” diyen Burns, çalışanları korkutup işini kaybedeceklerini söylemenin, yapay zekâ kullanımının birkaç kişiyle sınırlandırmanın ve parlak yeteneklere değil de araçlara odaklanmanın doğru olmadığını söyledi. İnovasyon bağlamına güven, geri bildirim döngüsü ve çapraz bilgi paylaşımı konusunda soru işaretleri bulunduğunu, kurumsal yapay zekâ kabulünün ilk günlerinde olunduğunu belirterek ABD’de ancak 120 şirketin yapay zekâyı anlamlı bir şekilde kullandığını anlattı. Burns, yapay zekâ ile ortak yaratımın önemine değinerek, “Yapay zekâ bir değişiklik ve adaptasyon hazırlık aracı, değişim yönetimi sağlayıcısı” dedi. Burns, konuşmasını “İşin geleceğine baktığımızda yapay zeka, nasıl çalışacağımız ve liderlik yapacağımız konusunda bir araçtır” diyerek tamamladı.

Pluxee Türkiye CEO’su Eda Uluca Özcan (solda), bazı meslekler yok olurken bazılarının yenilerinin çıkmasıyla yüzde 7’lik iş artışı beklendiğini kaydetti. Özcan, “Gözümüzü korkutmadan hepimiz yeni dönemin parçası olacağız ve kendimizi geleceğe taşıyacağız” dedi.
Ne yaptığımızı değil nasıl yaptığımızı etkileyecek
The Brick Coach Kurucusu, Yönetici Koçu ve konuşmacısı Amale Ghalbouni, “Yapay zekâ ne yaptığımızı değil, nasıl yaptığımızı değiştirecek. Bunun içinde de analitik ve eleştirel düşünme, yetenek kullanımı, değişim ve uyuma ihtiyaç olacak. Yapay zekâya soru sormak için yeterince zeki, değerlendirebilmek için yaratıcı olmalıyız” diye konuştu. Yeni dönemde liderliğin değişeceğini, strateji kadar deney kültürünün önemli olacağını, ekip olarak akıllı inovasyonlar yapılabileceğini söyledi. Deney kültürü için bağ kurma, hedefte netlik, risk alma cesareti ve iyi-kötü performansı kutlama başlıklarını sayan Ghalbouni, “Yapay zekâ ve diğer belirsizliklerin sesini kısmak için bu dört şıktan faydalanabilirsiniz” dedi.
“Modern İK’nin babası” olarak nitelenen ve zirveye online katılan Michigan Üniversitesi Ross School of Bussiness Profesörü, RBL Group Kurucu Ortağı Dave Ulrich ise yapay zekânın bir konu hakkında başkasının ne yaptığını çok iyi anlattığını ancak gelecekte ne olacağını söylemediğine dikkat çekti. Ulrich, yapay zekânın tüm İK süreçlerinde bilgi ve stratejik hedefler konusunda liderlerin bilgi erişiminde yardımcı olabileceğini ancak bir sonraki adımda neyin iyi-kötü olduğunu raporlayamadığını ya da bazı şeyleri çok akıllıca ortaya koyamadığını ve riskler içerdiğinin altını çizdi. İK’nın daha dijital ve akıllı yönetmeye ihtiyacı olduğunu belirterek “Verileri iyi kaynaklardan almamız gerek” dedi. Verimlilik için liderliği yaratmak mı, çalışan bağlığını artırmak mı konularına odaklanılacağını aktaran Ulrich, “Çalışan başına geliri daha da artırmak için nereye yatırım yapmak gerek? İnsan kapasitesinin şirket organizasyonu için heyecan verici olması gerek” önerisinde bulundu. Ulrich, teknoloji olmasaydı insanın çok yavaş kalacağını belirterek “Gelecekte en önemli şeylerden biri empati” dedi.
En mutsuz çalışanlar Marmara Bölgesi’nde
Mutluluk Endeksi Kurucu Ortağı, X2 İş Yeni Mutluluğu yazarı, konuşmacı Matthew Phelan, Pluxee iş birliğiyle yaptıkları, Türkiye’de 2 bin 500’den fazla çalışanın katıldığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Buna göre Türkiye’de en mutlu çalışanlar sırasıyla Doğu Anadolu (7,2), Güneydoğu Anadolu (7,1) ve Karadeniz (7,1) bölgelerinde bulunuyor. Ardından Akdeniz (7) Ege (6,6), İç Anadolu (6,4) geliyor. En mutsuz çalışanlar ise Marmara (5.9) bölgesinde yer alıyor. Sektörlere göre en mutlu çalışanlar doğal ürün üreticileri (7,5), otel ve benzeri yerde çalışanlar (7,4); en mutsuz çalışan sektör ise ticari perakende (6). Seviyeye göre mutluluk skalası ise şöyle: Asistan (6,1), uzman, (6), müdür (6,6), direktör (6,8), CEO-başkan (7,9). Yaşa göre mutluluk ise 19 yaşında iş yerinde mutsuzluğa dönüyor Türkiye’de. 18 yaşına kadar 7,2 birim iken, 19-30 arasında 6,1’ e düşüyor. 31-40 yaş arası 6,1; 41-50 yaş arası 6,7; 51-60 yaş arası 7, 60 yaş ve üzeri 7,2 birim.
Phelan, “19-30 yaş arası en mutlu dönem beklenirken bu rakamlar bizden değişim istiyor. Onların istediği bir iş hayatı yaratmak zorundayız” diyerek sözlerini noktaladı.