İşinizde kopyalanabilirliği nasıl önlersiniz?

İş büyüklüğü fark etmez; KOBİ’lerin ve büyük ölçekli firmaların önemli bir ortak kaygısı var: “Ya iş modelim kopyalanırsa?” Bunun yerine belki de bu doğru soru “Kopyalansam bile rekabet avantajımı nasıl korurum?” olmalı.

İşinizde kopyalanabilirliği nasıl önlersiniz?

Yönetim Danışmanı Metin TABALU

Patentler, marka tescilleri ve ticari sırlar, firmalar için bir nevi zırh gibidir. Teknolojiyi, ta­sarımı veya benzersiz bir iş mode­lini korur; ama bu zırhın ağırlığını taşımak da kolay değildir. ABD’de bir otomobil şirketinin batarya teknolojisi patentleri, bir tekno­loji devinin marka ve tasarım hak­ları ya da Çin’de bir drone üretici­sinin motor ve kontrol algoritma­ları, hukuki koruma altındaki fikri mülkiyetlerdir.

Hukuki koruma tek başına ye­terli değildir; patent ve tescil sü­reçleri zaman alabilir, maliyetli­dir ve bazen fikri korumak, onu geliştirmekten daha zorlaşır. Asıl güç, hukuki korumayı ürün, sü­reç ve topluluk bariyerleriyle bir­likte stratejik şekilde kullanabil­mektir.

Ağ etkisi ve veri avantajı

Popüler sosyal medya plat­formlarını değerli kılan, kullanı­cıların birbirine bağlı olduğu ağ etkisidir. Kullanıcı sayısı arttık­ça ürünün değeri katlanır ve ra­kiplerin aynı seviyeye ulaşma­sı daha da zorlaşır. Rakipler, bu platformları kullanan insanların birçok bağlantıyı yeniden oluş­turmak zorunda kalacağını bi­lir; bu nedenle kullanıcılar kolay kolay platformu bırakmaz. Veri hacmi ve çeşitliliği, bu bariyer­leri güçlendirir. Bir içerik plat­formu, kullanıcı alışkanlıklarını analiz edip öneri algoritmasını sürekli optimize ederek, rakiple­rin aynı deneyimi kopyalamasını neredeyse imkânsız hâle getirir.

İlk ve hızlı uygulayan olmanın avantaji

Fikirler ucuzdur, onları haya­ta geçirmek her şeydir (“Ideas are cheap, execution is everything”). SpaceX örneği bunun çarpıcı bir örneğiydi. Sundukları ve uygula­maya geçirdikleri roket teknolo­jisi yeni bir fikir değildi; ABD’de yıllardır çeşitli havacılık firma­ları uzay projeleri yürütüyordu. Hatta Honda ve Hayabusa’da bu­nu benzer zamanlarda denediler. Ama SpaceX, hızlı geliştirme, ma­liyetleri düşürme ve ölçeklenebi­lir üretim yapma becerisiyle sek­törde devrim yarattı. Güney Ko­re’de Samsung’un mobil cihazları hızlı ticarileştirme becerisi veya DJI’in drone teknolojilerini hızla optimize etmesi de benzer şekilde onları öne geçirdi.

Marka ve topluluk etkisi

Marka sadakati, kopyalanma­sı en zor değerlerden biridir. Bir markanın toplulukla kurduğu bağ, tekil ürün özelliklerinden çok daha güçlüdür. Kullanıcılar veya müşteriler, markayla olan dene­yimlerini ve aidiyet hislerini ko­layca başka bir yere taşımak iste­mezler. Bir başka örnek; Rivian, sadece elektrikli araç platformu üretmekle kalmayıp aynı zaman­da “dış mekân ve macera yaşam tarzı” ile markasını bütünleştiri­yor. Yani araç tasarımı, yazılımı ve marka deneyimi, topluluk bağlılı­ğıyla birleşerek rakiplerin kolay­ca kopyalayamayacağı bir ekosis­tem yaratıyor.

Topluluk da kopyalanması zor bir bariyer yaratır; ürün benzer olsa da bağlılık ve deneyim kolay­ca taklit edilemez. Topluluk (ko­münite) etkisi de önemlidir. Al­manya merkezli SAP, yazılımı ve çevresinde oluşturduğu uygula­ma ve geliştirmecilerle ile küre­sel ölçekte kalıcı bir güç kazandı. Japonya’da Nintendo, oyun top­lulukları sayesinde ürün yaşam döngülerini aylardan yıllara uza­tabildi.

Dağıtım ve operasyonel verimlilik

Bir şirketin değerini sadece ürettiği ürünle ölçmek ne kadar doğru olur? Büyük oyuncuların başarısı çoğu zaman lojistik ağla­rının genişliğinde, depoların ve­rimliliğinde, siparişlerin müşte­riye ulaşma hızında gizlidir. Dü­şünün, uzak bir adada, zorlu arazi koşullarında hizmet veren bir iş­letme var. Her paketi hedefe ulaş­tırmak için yollarını, taşımacılık yöntemlerini ve süreçlerini öyle bir optimize etmiş ki, başka bir ra­kip aynı ürünü sunsa bile, onun hızına ve güvenilirliğine yetişe­mez.

ABD’de Thrive Market, organik ürünleri müşteriye hızlı ve güve­nilir ulaştıran bir operasyon us­talığı örneğidir. Sırları üründe de­ğil; depodan teslimata kadar sü­recin detaylı planlanması ve veri ile yönlendirilmesinde… rakipler ürünleri taklit edebilir, ama bu hı­zı ve doğruluğu kolayca yakalaya­maz. Japonya’da Yamato, kırsal bölgelere yapılan teslimatlarda, yerel altyapıyı ve müşteri alışkan­lıklarını dikkate alarak özelleş­tirilmiş çözümler sunmaktadır. Örneğin, dağlık alanlarda ulaşım zorluklarını aşmak için özel araç­lar, rotalar kullanmakta ve tesli­mat saatlerini yerel halkın günlük rutinlerine göre ayarlayarak müş­teri memnuniyetini artırmak­tadır. Bu stratejiler, Yamato'nun kırsal bölgelerdeki teslimat sü­reçlerini daha verimli ve güvenilir hale getirmektedir.

Küçük bir fark, rakipler için kopyalanması neredeyse im­kânsız bir avantaja dönüşebilir. Dağıtım kanallarınızı, operas­yon süreçlerinizi ve müşteriler­le kurduğunuz etkileşimi yeniden düşünün. Ürün taklit edilebilir, fi­kir kopyalanabilir; ama aynı hızla, aynı güvenle ve aynı sorunsuzluk­la hizmet sunmak çok daha zor­dur. Asıl güç burada gizlidir: Sü­reçleri optimize etmek, detaylara özen göstermek ve müşteri dene­yimini sürekli iyileştirmek, rakip­lerin kısa sürede yakalayamaya­cağı bir farklılaşma yaratır.

Özetle, kopyalanmayı tama­men önlemenin tek bir yolu yok. Patentler ve marka tescilleri önemlidir ama tek başına yeterli değil. Asıl güç, ürün, teknoloji, hız, marka ve topluluk etkisi, iş mode­li ve dağıtım gibi farklı avantajla­rı bir arada kullanabilmekte. Ör­nekler gösteriyor ki, mesele kop­yalanmamak değil; kopyalansanız bile nasıl farklılaşacağınız. Uzun vadede kazanan, tek bir ürün veya teknolojiyle değil, sürekli yenile­nen ve birbiriyle uyumlu strateji­lerle ilerleyenlerdir.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL