Orta Koridor’un çok kritik bir kavşağı: Zengezur Koridoru

Zengezur geçişi, bir ucunda Çin, diğer ucunda AB Pazarı olan Orta Koridor’un çok kritik bir kavşağı. Şimdi bu kavşağa geldi ABD oturdu. Adının da Trump Barış ve Refah Yolu olarak değiştirileceği konuşuluyor. Bu isim kalıcı olur mu, Başkan Trump’ın Nobel Barış Ödülü hayaline ulaşmasına destek olur mu, bilemiyoruz.

Orta Koridor’un çok kritik bir kavşağı: Zengezur Koridoru

BİLGEHAN ENGİN-Uluslararasi Taşımacılık ve Lojisktik HizmetÜretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı

ABD, Trump yönetimi ma­rifetiyle Kanada, İzlan­da ve kritik lojistik öne­mi olan Panama’ya talip oldu ve şu anki duruma bakılırsa Zenge­zur Koridoru’nu aldı. Kısa bir sü­re önce ABD Ankara Büyükelçisi Thomas Barack’ın dile getirdiği, koridorun 99 yıllığına ABD yöne­timine girmesi bir anda gerçek ol­du. Elbette konunun bir arka pla­nı vardır. Bu arka planın izlerini şimdi, haziran ayında Azerbay­can ve Ermenistan liderlerinin arka arkaya yaptığı Ankara zi­yaretlerinde görebiliyoruz. Da­ha sonra aynı iki lider oval ofiste Başkan Trump’ın ev sahipliğinde el sıkıştılar ve sıcak ve samimi bir ortamda aralarındaki barışı ko­nuştular. Belli ki Zengezur Kori­doru’nun hemen hemen tüm ta­rafları 99 yıllık ABD yönetimine cevaz veriyordu.

Hemen hemen diyorum zira Zengezur geçişi, bir ucunda Çin, diğer ucunda AB Pazarı olan Or­ta Koridor’un çok kritik bir kav­şağı. Şimdi bu kavşağa geldi ABD oturdu. Adının da Trump Barış ve Refah Yolu olarak değiştirile­ceği konuşuluyor. Bu isim kalıcı olur mu, Başkan Trump’ın Nobel Barış Ödülü hayaline ulaşması­na destek olur mu, bilemiyoruz. Şu aşamada yapabileceğimiz tek şey hayırlı olmasını dilemek. Zira ülkemiz için en büyük öncelik bu koridorun ve devamında Orta Ko­ridor’un işlev kazanması. Ne var ki belirttiğim şekilde bu denkle­min içine Çin ve AB’yi de katmak ve sonuçları bütüncül olarak de­ğerlendirmek gerekiyor.

Orta Koridor’un çok kritik bir kavşağı: Zengezur Koridoru - Resim : 1

Çin tarafından nasıl karşılanacak?

Çeşitli platform ve yayınlar sı­rasında dile getirmeye çalışmış­tık; bu yol Orta Koridor'u Tür­kiye’ye sımsıkı bağlıyor, önemi büyük; dolayısıyla Türkiye’nin önderliğinde, Azerbaycan ve Er­menistan’ın da katkı verdiği bir yönetim modeli oluşturulmalıy­dı. Bu düşüncemizin temel nede­ni Çin’in bu işe nasıl bakacağını az-çok kestirmemizden ileri ge­liyor. Çin’in küresel bir aktör ola­rak jeopolitik ve askeri konularda açıktan tavır koyup, oyun kurma­dığını biliyoruz. Kendi ekonomik ve teknolojik gelişimini tüm hı­zıyla sürdürürken, büyük bir has­sasiyetle çizdiği iki kırmızı çiz­gisi var. Tayvan ve tedarik zin­cirlerinin aksamadan çalışabilir olması. Temmuz ayının başın­da Trump’ın duyurduğu ABD – Vietnam Ticaret Anlaşması’nda, Çin’i ilgilendirebilecek konular vardı. Trump bu anlaşmada Viet­nam’ın hammadde ve yarı ma­mül maddelerini nereden tedarik edeceğine karışabileceğini ima ediyordu. Çin, hemen Ticaret Ba­kanı seviyesinden tepki verdi ve tedarik zincirlerinin tıkanıklığı­na neden olabilecek bölgesel ve küresel gelişmelere sessiz kala­mayacaklarını duyurdu.

Şimdi, olan olduktan sonra Tür­kiye şuraya odaklanmalı: Zenge­zur Koridoru’ndaki bu gelişme Çin tarafından nasıl karşılanacak ve Orta Koridor’un zaten sorunlu olan işleyişini nasıl etkileyecek?

Kalkınma yolu projesi

Bölgemiz jeopolitiğinde Türki­ye’yi lojistik kaldıracı ile yüksel­tebilecek ve Zengezur’daki geliş­melerin yakın geleceği hakkında ipucu verebileceği bir başka lojis­tik kavşak daha var; o da Kalkınma Yolu Projesi. Burada merkezi Irak hükümeti ile çok yakın bir ilişki var, dolayısıyla daha az ülkenin müdahil olduğu bir süreç yöneti­mi olduğu ve projede işlerin tıkı­rında gittiği düşünülebilir. Ancak Ortadoğu’nun içinde bulunduğu büyük belirsizlik durumu, İsra­il ve ABD’nin Suriye’de kat ettiği mesafe ve şimdi Zengezur geliş­meleri neticesinde, Kalkınma Yo­lu Projesi’nde Türkiye güçlü ko­numunu korumak için hemen her gün zemin kontrolü yapmak zo­runda. Netice itibarıyla sadece adı olan ancak işlevsiz bir Orta Kori­dor ve Ortadoğu ile kırılgan bir ti­cari bağlantı, ülkemizin sahip ol­duğu kritik jeopolitik konuma ciddi darbe vurur. Türkiye elinde­kini korumakla yetinmemeli, ay­nı zamanda elindekinin üzerine koymayı hedeflemelidir.