bu dünyadan Nöstlinger geçti

Ayfer Gürdal Ünal bu ay çocuk edebiyatı devi olan Christine Nöstlinger'in en son yayımlanan 4 kitaplık Franz dizisinden 3 kitabı tanıtacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYFER GÜRDAL ÜNAL

28 Haziran 2018 tarihinde dünyamızdan sonsuzluğa göçen 1936 doğumlu Avusturyalı yazar Christine Nöstlinger gerçek bir çocuk edebiyatı deviydi. Alanın en görkemli ödülleri ile taçlandırılmış, 1973'te Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'nün, 1984 yılında Hans Christian Andersen Ödülü'nün ve 2003'te Astrid Lindgren Anma Ödülü'nün (ALMA) sahibi olmuştu. 2011'de Avusturya Devleti Üstün Hizmet Madalyası ile de taltif edilmişti.

Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, Nöstlinger'in kaybının tüm adaletsizliklere ve baskıya karşı çıkan yüksek ve güçlü bir sesin kaybı olduğunu vurguladı.

ALMA ödülü ona verildiğinde altı çizilen özelliği "saygı sınırlarını zorlayan mizah, çok net bakış açısı olan ciddiyet, hemen fark edilmeyen sıcaklık ve çocuklar ama özellikle marjinal çizgide yaşayan çocuklara verdiği büyük destek" olmuştu.

Kanımca Astrid Lindgren'in başı çektiği "anti terbiyeci" çizgide başkaldıran, çocuğu güçlendiren, kendi olması yönünde yüreklendiren, esprili bir yaratıcıyı yitirdik.

Nöstlinger'in 100'ü aşkın eseri var. Ülkemizde eserlerini ağırlıkla Günışığı Kitaplığı ve Nemesis Çocuk yayımlıyor. Ben, en son yayımlanan 4 kitaplık Franz dizisinden (Günışığı Kitaplığı) 3 kitapla bu büyük ustaya saygımı sunmak istiyorum. Okuma serüvenin başındaki çocukları hedefleyen bu dizi yazarın tüm güçlü taraflarını örnekliyor.

franz ve arkadaşlık hikâyesi

Franz ve Arkadaşlık Hikâyesi kısa kitabı 56 sayfa ve birden ikiye geçenlerle, ikinci sınıfı okumakta olanlar için biçilmiş kaftan. Kitabı dilimize kazandıran Mine Kazmaoğlu, nefis bir çeviri yapmış, çok doğal ve akıcı. Anlatıdan kahramanımız Franz Fröst'ün 9 yaşına girmek üzere olan bir ikinci sınıf öğrencisi olduğunu, 6 yaş büyük ağabeyi Joseph'e hayranlık duyduğunu Joseph'in ondan "yer mantarı", "cüce", "cırtlak fare" diye bahsettiğini, belli ki aynı hayranlığı kardeşine beslemediğini öğreniyoruz. Gerçekten de Franz heyecanlanınca sesi cırtlak çıkıyor, bir de boyu çok kısa. Franz'ın en iyi arkadaşları Gabi Gruber ile Egon Most. Yalnız şöyle bir sorun var. Egon ile Gabi birbirlerini çekemiyorlar. Egon, Gabi'yi cadalozun teki olarak görüyor. Gabi'de Egon'u bayıcı ve sıkıcı buluyor.

Üçü ne zaman beraber bir şey yapmaya kalksalar her seferinde kavga çıkıyor. Onun için Franz şöyle bir yol buluyor. Egon ile sabah, Gabi ile öğleden sonra arkadaşlık ediyor. Gördüğünüz gibi yazar birkaç usta darbe ile karakterin temel özelliklerini, olası çatışma alanlarını belirleyiveriyor. Çok da tanıdık karakterler, her çocuğun başına gelebilecek durumlar. Olaylar Franz'ın eczanede kendinden de kısa boylu bir kız görmesi ile başlar. Üstelik kız dilsiz herhalde ki bir deftere "Size nasıl yardımcı olabilirim?" diye yazar. "Dilsiz olmak ara sıra ciyaklamaktan bile daha kötü" diye düşünür Franz. Rezene çayı isteyen Franz'a yazarak bedelini söyler kız. Franz bedeli öderken "Benim adım Franz" der. Kız da yazarak"Benimadım Elfi" der.

İşte bir dostluğun tohumu böyle atılır. Eczaneye dönmek için fırsat kollayan Franz, ikinci kez eczaneye gittiğinde tezgâhın arkasında oldukça yaşlı bir beyle karşılaşır. Dedesi olmalı diye düşünür. Kulakları ağır işiten beye zorlukla yumurta boyası istediğini duyurabilir. O sırada, elinde not defteri Elfi çıkıverir. "Hiç yumurta boyamız kalmadı" yazmaktadır defterde. Yaşlı adamın defteri okuması ile öfke patlaması geçirmesi bir olur.

"Senin kadar görünüşüne düşkün çocuk yoktur. Diş teli takan milyonlarca çocuk var ama hiç biri senin gibi aptalca davranmıyor böyle." İşte o zaman Elfi'nin dilsiz olmadığını anlar Franz. Sonunda meselenin aslı anlaşılır. Elfi, "Artık yeter", demiştir. Her yerden herkesten kısa olduğu yetmiyormuş gibi, sol kulağı kepçe ve bir gözü kahverengi diğeri yeşilken üstüne bir de diş teli eklenmiştir. "Çok güzelsin ama" der Franz içtenlikle. Elfi ağzını kocaman açıp diş tellerini gösterir. Her diş telinin üstünde bir mavi çiçek vardır. "Müthiş" der Franz, "Şahane bir diş teli" bu.

Bazen bir tek arkadaş yeter ya sizi daldığınız endişe kuyusundan çıkarmaya. Bu öyküde de öyle olur. Gerisi dişi telli bir kızın özgüvenini kazanma öyküsü ile, Gabi'nin sevgili arkadaşı Franz'ı Elfi ile paylaşamama öyküsü olarak da okunabilir. Franz yeni arkadaşı ile dostluğuna sahip çıkabilecek midir? Gabi ile arasındaki sınırları belirleyebilecek midir? Arkadaşlar arasında yeni dengeler kurulacak mıdır? Bu kadar kısa anlatıda bu kadar esprili, yaşamın tam içinden bir öykü yaratıp çok değerli mesajları hiç hissettirmeden vermek için işte Nöstlinger olmak gerekiyor.

franz ve köpek hikâyesi

İkinci kitap, Franz ve Köpek Hikâyesi başlığını taşıyor. Köpeklerden çok korkan Franz, bir gün arkadaşı Egon'un yatağının altından kocaman bir köpeğin çıkması ile taş kesilir. Ancak, Berta isimli köpek kendini sevdirmeye kararlıdır. Gerçekten de aralarında öyle bir dostluk gelişir ki Franz her öğleden sonra Berta'yı sevmeye koşar. Berta, Egon'un hastaneye yatan teyzesine aittir, geçici bir süre Egonlara misafir gelmiştir.

Köpek, iki arkadaşın yaşamını değiştirir. Onu gezdirmek için sokaklarda ve parklarda dolaşırken, bir zorba takımın tacizine uğrarlar. Parkta Franz oturmakta, bankın altına gölge diye girmiş olan Berta uyuklamakta, Egon ise oyun alanında sırtı Franz'a dönük durmaktadır. Tacizci 3 çocuk, Franz'ı sıkıştırıp parasını sökülmesini söyler ve içlerinden biri Franz'ı tekmelemeye yeltenirken Berta'nın ulu kafası bankın altından belirir ve saldırganların yüzüne esner. Zorbalar nasıl kaçtıklarını bilemezler.

Artık Franz'ın tek dileği, Egon'un teyzesinin hastaneden çıkınca bir bakım evine gitmesi, orada köpeklerden nefret eden bir adamla tanışıp evlenmesidir. O zaman belki Berta temelli Egonlarda kalır. Ancak bu hayal gücü kanatlanmış çocuğun istediği olmaz. Teyze iyileşir, Berta sahibine döner. Franz'ın üzüntüsüne dahiyane bir çözüm bulan Gabi olur. Gabi, yaşlı büyük teyzesinin köpeğini her gün bir saat gezdirmeye talip olmuştur. Tontiş, Berta ile kıyaslanamayacak bir köpektir. Miniciktir üstelik tombuldur. Berta gibi Franz'ı zorbalardan koruyamaz. Artıkbu görev Franz'a aittir. Tontiş'e musallat olanlardan Tontiş'i korumak için Franz cesaret sınırlarını zorlar. Gabi de ona yardım eder. Gözüpek olmak Tontiş sayesinde her geçen gün Franz'a daha kolay gelir.

franz ve futbol hikâyesi

Üçüncü kitap, Franz ve Futbol Hikâyesi adını taşıyor. Nefis. Franz, ağabeyi Josef gibi uzun boylu, güçlü ve cesur ve onun gibi harika bir futbolcu olmak ister. Ancak, son maçta alnına şiddetli bir top darbesi alınca çelimsiz bulunup takımdan atılır. Çok üzülür. Bu sırada arkadaşı Gabi, sınıftan 8 kızla bir futbol takımı kurar. Kurar kurmasına da oyun bir türlü başlayamaz, çünkü takım arkadaşları Berti tam oyun başlayacağı sırada "Bir dakika anlamadığım bir şey var, kaleciler karşı takımın kalesine gol atabilir mi? Ya da koşmaktan böğrüne sancı saplanan ne yapmalı?" gibi sorular sorar. O kadar çok soru sorarki Gabi dayanamayıp "Odun kafalının tekisin" der. Berti oyunu terk eder. Bunun üzerine kızlar, Franz'a oyuna girmesini teklif eder, ancak Franz görenlerin kendisine kız diyeceklerinden endişe etmektedir. Fakat kızlar o kadar çok yalvarıp ısrar ederler ki Franz tekliflerini kabul eder. Bundan sonrasını okumak gerek. Hem çok akıllıca bir toplumsal cinsiyet algısı eleştirisi, hem önyargılarla yüzleşme fırsatı sağlayan bir metin, hem de kazanmaya odaklanmış bir toplumda gelişen iki yüzlülüğün eleştirisi. Sonu ise hiç ders vermeden ders veren bir final. Gerçekten NöstlingerUstahakkınıvermiş. Nur içinde huzurla uyusun, daha çok çocuk onu okuyarak mutlu olup güç bulacak. Bir yazının daha sonuna geldik. Siz bu yazıyı okurken sonbahar hükmünü sürüyor olacak. Vedam, Nâzım Hikmet'in Mevsim Sonbahar şiiri ile olsun. Sevgi ile, kitapla kalın.

çiçekli badem ağaçlarını unut. / değmez, / bu bahiste / geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı. / ıslak saçlarını güneşte kurut / olgun meyvelerin baygınlığıyla parıldasın / nemli, ağır kızıltılar… / sevgilim, sevgilim,/ mevsim/ sonbahar…

ahru@tnn.net

Bu konularda ilginizi çekebilir