doğru iletişim için…

Dil güzel bir şeydir ve onun çeşitliliği derinliğinden gelir. Ancak lafı dolandırmak ise tersi etki yaratır. O nedenle iletişime dair verilebilecek belki de en önemli mesaj, konuşmadan veya yazmadan önce "ben gerçekten ne anlatmak istiyorum" diye kendimize sormaktır.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MENEKŞE POLATCAN SERBEST

Yayıncı Larry Smith, 2006 yılında farklı insanlardan hayatlarını altı kelimeyle anlatmalarını istedi. Bir tesisatçı, "Tuvaleti onar ve iyi b.k başardın," derken bir kadın ise hayatını "Eroin bağımlısı olan çocuğunun bağımlılıktan kurtulması" olarak anlatmıştı.

Dil güzel bir şeydir ve onun çeşitliliği derinliğinden gelir. Ancak lafı dolandırmak ise tersi etki yaratır. O nedenle iletişime dair verilebilecek belki de en önemli mesaj, konuşmadan veya yazmadan önce "ben gerçekten ne anlatmak istiyorum" diye kendimize sormaktır.

Amerikalı yazar Robert Greene, klasik güç stratejilerini topladığı İktidar: Güç Sahibi Olmanın 48 Yasası kitabında güçlü algılanmanızı sağlayacak ipuçları verir. Ve kitapta öncelikle bahsettiği konu, bir tartışmada sanılanın aksine çok konuşmanın faydalı olmadığıdır. Eğer çok konuşursanız argümanlarınızın etkisi azalır. Heyecanlı bir tarzdan ziyade sakin ve arkadaş canlısı görünmek her zaman işe yarar. Leonardo da Vinci, bu konuyu çok güzel ifade ediyor:

"İstiridyeler dolunayda tam olarak açılır; yengeç açık olduğunu görünce istiridyenin içine bir taş veya yosun atar, böylece istiridye bir daha kapanamaz ve yengecin yemi olur. Bu, ağzını çok fazla açıp kendisini dinleyicinin insafına bırakan kişinin kaderidir."

Ayrıca, rakibinize zeki olduğunu hissettirmek (sanılanın aksine) çok işe yarayabilir. Rakibiniz sizin tehlike olmadığınızı hissettiğinde ise gardını indirecektir ve o noktada pazarlığı istediğiniz noktaya getirebilirsiniz. Diğer yandan, bir konuda tartışmaya girmeden önce o konuda net olmanız gerektiğini bilmeniz de önemidir. Çünkü şüphe ve tereddüt sadece argümanınızı hafifletir.

İnsanlar, cesurların hatalarını affeder ama şüphe edenlere güvenmez.

İletişim, kaçmanın mümkün olmadığı, "aşk" gibi bir durum diyor İletişim Kitabı'nın yazarları Mikael Krogerus ve Roman Tschappeler. Öyle ki, soru sormadan, okumadan, açıklama yapmadan, yazı yazmadan, dinlemeden kavga etmeden, tartışmadan ya da bazen sadece sessiz kalmadan geçen bir günümüz yok. İletişim üzerine yazılmış kitaplar ve akademik hipotezlerde bir o kadar fazla. O nedenle bu kitap biraz daha anlam kazanıyor. Önemli teorilerin tozunu alıp bizlere anlaşılır ve etkili şekilde sunarken iknadan ilişkilere farklı alanlara da değiniyor. Kitapta üzerinde durulan bir diğer ipucu, "Doruk noktası kuralı". Bu kural, sıklıkla duyduğumuz, iletişimdeki ilk izlenimin etkisine ayrı bir boyut katıyor. İlk izlenim önemli ancak etkinin kalıcı olabilmesi için son izlenimin faydasının daha büyük olduğunun altı çiziliyor. Konu iletişim olduğunda bir toplantıyı nasıl başlattığımız, atmosferi nasıl ayarladığımız, havayı nasıl yumuşattığımız önemlidir. Fakat Kahneman'ın araştırmasına göre bir o kadar da nasıl bitireceğimize odaklanmamız gerekiyor. Aynen yazar Elfriede Jelinek'in dediği gibi:

"Açılış cümleleri umurumda bile değil. İlgimi çeken tek şey kapanış cümlesi. Çünkü okuyucu yatağına bu cümleyle gider."

İLETİŞİM KİTABI: Doğru İletişim İçin 44 Fikir, Mikael Krogerus ve Roman Tschappeler, Türkçesi: Fatma Özmeral, The Kitap Yayınları, 200 s.