Funda Akay: Kültür farklılıkları iletişimle aşılamayacak şeyler değil

“Hayat tarzını değiştirmek ilk başta endişe verici gibi gözükse de aslında kişinin güvenli alanından çıkması için çok önemli bir husus. Bizler çocuklarımızı bugün o kadar fanus içinde yetiştiriyoruz ki aslında bu değişim ürkütücü gibi dursa da onlar için çok büyük bir kazanım.”

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Psikolojik Danışman Funda Akay, çalışmalarını Küçük Ev adlı kitabıyla Çisil’in öyküsü ile taçlandırıyor. Sade bir dil ve çizgilerle anlatılan öykü 7+’yı kapsıyor. Bir ailenin atlatacağı en zor süreçlerden biri olan taşınma - göç aşamalarını ve yaşanan adaptasyonu anlatıyor. İyi bir iletişim aile içi ve kültürler arası her problemi kolaylıkla çözer mottosunu her sayfada hissettiriyor. Şu anda Küçük Ev’in ikinci kitabını hazırlayan Akay’a öyküyü daha iyi irdeleyebilmemiz için sorularımızı yönelttik.

Funda Hanım Dünya Kitap okuyucularına kendinizden bahseder misiniz?

Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık bölümünü bitirdikten sonra okullarda anaokulundan liseye dek her kademede psikolojik danışman ve yönetici olarak çalıştım. Son yıllarda ergen ve yetişkinlere bireysel danışmanlık vererek ilerliyorum. Bunun yanı sıra bolca yazıyorum. Hatta şu anda kitabım “Küçük Ev ”in devamı niteliğinde olan ve karakterimiz Çisil’in ergenlik dönemi ile ilgili ikinci kitabı yazmaktayım.

Kitabın giriş bölümünü okuyunca öykünün sizin bir hayalinizden doğduğunu anlıyoruz. Bu öyküyü size yazdıran sebepleri aktarır mısınız?

Ben bundan yaklaşık 5-6 sene önce ilk kez Tiny Houseları gördüğümde ve bu küçücük evlerin taşınabilir olduğunu okuduğumda kalbim çarpmaya ve hayal kurmaya direk başladım çünkü zaten minimal yaşam çok ilgimi çeken bir şeydi ve bunu taşınabilir, dünyanın her yerine götürebilecek bir evle yapmak çok mantıklı geldi bana. Çünkü diğer bir tutkum ise dünyayı dolaşmak, yeni insanlar yeni kültürler tanımak, oralarda belli bir süre yaşamak ve hatta o kültürler üzerine karşılaştırmalı araştırmalar yapmak.

Kitabın yaş gurubu yelpazesi nedir?

Kitap sekiz yaş üstü olarak geçiyor. Ancak yedi yaştan itibaren rahatlıkla okunabilir.

Öyküdeki ailenin hayat tarzını değiştirmesi ve bu geçiş sürecini çocuklarına aktarması bir rehberlik niteliğini taşıyor. Ailenin kararlı ve bilgi hareketi, çocuğunda olayları çabuk kabul edişini sağlıyor. Hayat tarzı değiştirme, minimal hayata geçiş, sürdürülebilir yaşamın bizlere kattığı şeyler neler?

Evet kesinlikle o noktada ailenin kararlı olması ve bu kararı tatlı dille, dikte etmeden yumuşak geçişlerle yapıyor olması çok değerli. Malum çocuklar bizlerden çok daha kolay öğreniyorlar ve alışıyorlar yeniliklere dolayısıyla bu kararlı tutum Çisil’in de bu büyük değişime ayak uydurmasını kolaylaştırıyor.

Hayat tarzını değiştirme ilk başta endişe verici gibi gözükse de aslında kişinin güvenli alanından çıkması için çok önemli bir husus. Bizler çocuklarımızı bugün o kadar fanus içinde yetiştiriyoruz ki aslında bu değişim ürkütücü gibi dursa da onlar için çok büyük bir kazanım.

Minimal yaşama gelince, onun üzerine belki saatlerce konuşulabilir. Çünkü şu anda ciddi bir tüketim toplumu içerisindeyiz. Ve bu konuda genellikle ebeveynlerin sınır koyma zorlukları bulunuyor. Oysa kullandığımız ürünleri iyi durumda olanları tabii ki başkalarıyla paylaşıyor olmak, hem ekonomiye, hem doğaya hem de aslında insan oluş haline o kadar büyük bir yatırım ki. Bir anda gerçekleştirilebilecek bir şey değil belki ama en azından adımını atmak bile çok değerli.

Aile sadece hayat biçimini değil coğrafi sınırları aşarak ülkesini de değiştiriyor. Böylesine köklü bir değişimde önemli olanlar nelerdir?

Burada tabii ki gitmeden önce o ülkeyi araştırmak, onunla ilgili okumak, dilini biliyor olmak önemli şeyler ama belki şunu bilmek bizi rahatlatabilir. İnsan her yerde insan, hangi ülkede olursa olsun paylaşım yapabileceğimiz, bize iyi gelen, bizi geliştirebilecek kişiler bulabiliriz. Sınırlar coğrafi olarak çizilmiştir ama insanlara sınırlar bu kadar kesin ve net değildir. Bunu çocuklarımıza belirtmek çok önemli.

Öyküden elde ettiğimiz yaklaşımı hayatımızda değişiklik yapabileceğimiz her kararda uygulayabilir miyiz?

Tabi uygulayabiliriz. Değişim asla kolay değil ama uygun şekilde, kararlılıkla, sevdiklerimizin desteği ile yapıldığında kişiyi inanılmaz geliştiren bir şey.

Öykünün genel çerçevesinde detaylara inilen mesajlar bulunuyor. Bunları açar mısınız, okuyucuya ne tarz bir hayat sunuluyor?

Aslında genel mesajlar ne diye bakarsak, çocuklarımıza değişimin o kadar da korkutucu bir şey olmadığı mesajını veriyoruz ki burada değişim minik adımlarla da olmadı aslında oldukça hızlı oldu. Burada ebeveynlerin yaklaşımı, aile bağları o kadar sağlamdı ki geçiş beklenenden daha yumuşak oldu.

Yine aslında bir diğer nokta da bu değişimler sırasında duygu yoğunluğu ve düşüncelerin olumsuzluğu karşısında aslında onları bastırarak değil, onları ifade ederek, onları gözlemleyerek, onların içinden gönüllü bir biçimde geçerek üstesinden gelebileceğimiz mesajı da çok önemli.

Yine bir diğer mesaj ise mutlu olmak için, tam hissetmek için çok eşyaya ya da çok insana ihtiyacımız yok. Belki de mutlu olmak için en önemli unsur kurulan sağlıklı bağlar ve paylaşmayı biliyor olabilmek.

Tabi bir diğer önemli nokta ise doğaya dönüş. Sanırım en zoru bu bizim için. Çisil ve ailesi bu anlamda çok şanslı çünkü okul ve ev arasındaki ya da iş arasındaki hayatlarından doğada yaşamaya, bitki, sebze yetiştirmeye başlayabildiler. Çisil sokakta oynamayı deneyimleyebildi ve teknoloji olmadan da oyunlar kurabileceğini, eğlenebileceğini gördü.

Kitabın sonunda çocuklar ve yetişkinler için ayrı soru bölümlerinin bulunmasının amacı nedir?

Biz hayatın koşturmacası içinde ne kadar paylaşım yaptığımızda düşünsek de çocuklarımızla yüzeysel paylaşımlar yapabiliyoruz sanırım. Aslında kitabın arkasındaki sorular aracılığıyla ebeveynler ve çocuklar birbirlerini çok daha iyi tanıyabilirler. Hayallerine ortak olabilirler, düşünce sistemlerini ve  duygularını anlayabilirler. İşte zaten bağ da bu şekilde kuruluyor.

Şehirden kaçılamasa da hayalini kurmanın rahatlatıcı özelliği var mı?

Olmaz mı hiç? Ben mesela şu anda şehirden çok limitli kaçabiliyorum ama Tiny House fotoğraflarına bakıp, hayal kurarak ama sadece hayal kurmakla kalmayıp bu hayaller için küçük de  olsa adımlar atıp planlar yaparak, doğa fotoğraflarını inceleyerek ve nasıl bir hayat istiyorum, neye ihtiyacım var sorularını kendime yönelterek de kendime iyi gelebiliyorum.