Umut ve cesaret veren bir destan : Mahabharata

Mahabharata, Hindistan’ın iki büyük destansı şiirinden biri. Serra Sağra yazdığı kitap serisinde destanın ana hikâyesini önemli yönleriyle daha anlaşılır kılıyor aynı zamanda insanın kendini keşfetme yolculuğunu da anlatıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günay DEMİRBAĞ

Kitapları için “Mahabharata Destanı’nın bir tercümesi değil, destanın ana hikâyesini ve destanda işlenen konuları çok önemli yönleriyle bulabilecek bir kaynak, destanı daha anlaşılır kılan özgün bir eser” olduğunu ifade eden Serra Sağra’dan, destan ve içeriği hakkında sorularımıza cevap aldık.

Mahabharata Destanı’nının öneminden bahseder misiniz ?

 Büyük Bharata anlamına gelen ve Bharata Hanedanı’nın hikâyesini anlatan Mahabharata Destanı, Ramayana ile birlikte eski Hindistan’ın iki destansı şiirinden biridir. Yazılı olarak korunmuş en eski hali MÖ 400 yıllarına denk gelse de kökeninin bundan çok daha öncelere dayandığı düşünülür.

Yazarı Vyasa tarafından Sanskrit dilinde yazılmıştır ve bilinen en uzun destansı şiirdir ve 18 kitaptan oluşur. 100 bin şlokanın, yani beyitin üzerindedir. Toplamda 1,8 milyon kelimeden oluşan Mahabharata; Ilyada ve Odessa’nın 10, Ramayana’nın ise 4 katı uzunluğundadır. Mahabharata Destanı’nın asıl önemi; bir kraliyet ailesinin içindeki taht kavgasının hikâyesine eşlik ederken insana kendine dair merak ettiği her konuda bilgiye ulaşabilmesi.

Zaman ve mekan değişse de insanın kendi içindeki konuları aynı kaldığından, kahramanların hikayelerine eşlik ederken okuduklarınız kendi hayatınızda yaşadığınız konulara ışık tutuyor. Ayrıca içerdiği binlerce yıllık yoga felsefesi bilgisi yaradılış, varoluş, erdem, kader, alemler, zaman, karma, aydınlanma gibi ve daha birçok konuya ışık tutarak okuyucunun varoluşunun derinliğini anlaması için çok büyük kapılar açıyor.

“Destanı daha anlaşılır kılan özgür bir eser”

 Ayrıca kahramanlarının içinden geçtiği durumlar binlerce yıl sonra bile insana kendini göstermeye devam ettiğinden, bu felsefi bilgilerin yanı sıra kitabın bazı yerlerinde okuyucunun yolculuğuna araya duraklar koyarak eşlik ettim ki bir an için durup bu hikayeler üzerinden kendi hayatına bakabilsin. Yani bu seri Mahabharata Destanı’nın bir tercümesi değil, destanın ana hikâyesini ve destanda işlenen konuları çok önemli yönleriyle bulabileceğiniz bir kaynak, destanı daha anlaşılır kılan özgün bir eser.

Sizi en çok etkileyen bölümlerinden bahseder misiniz?

Destanın bazen bir hikayesi bazense tek bir cümlesi beni çok etkiliyor çünkü her birinin üzerine uzun uzun düşüneceğiniz muazzam cümleler barındırıyor. En zor durumlarda bile yapılan erdemli seçimler, savaş bölümünde bazı kahramanların ölümü, savaşın sonunda geride kalanların kederi, oğullarını aradıkları bölüm, ana kahramanların kendi yollarında gitme konusunda içine düştüğü karanlıklar ve bu karanlıktan çıkmaları çok etkileyici.

Fakat benim açımdan en etkileyici olan destanın insana verdiği umut ve cesaret. İnsan da bu kahramanlar gibi zaman zaman hayat yolculuğunda kayboluyor. Destan insana her daim o yolu yürüyebilecek gücü olduğunu, bu hayattaki en büyük özgürlüğün insanın kendisi olması olduğunu ve yaşanan her şeye rağmen erdemli kalmaya çalışmasının onu nihai özgürlüğe götüreceğini o kadar kuvvetli bir şekilde hatırlatıyor ki insan hayatı daha kendinden emin ve sağlam adımlarla yürümeye başlıyor.

İnsanlar konfor alanı içerisinde yaşadığını ve buradan çıkması gerektiğini nasıl fark eder?

 Aslında konfor alanı hayatımızda her şeyin iyi olduğu bir alan olmak durumunda değil örneğin insanın şiddet gördüğü bir ilişki bile konfor alanı olabilir. Alışkanlıktan gelen rahatlık, içinde olan alan ona zarar verse de kişiye kontrol edilebilir ve tanıdık geldiğinden gerçek olmayan bir “huzur” algısı yaratıyor ve bu algı neticesinden insan içinden çıkmak istese de bu alanda önce biraz sıkışabiliyor. Ne zaman ki artık burada kalmak istemediğini ve büyümek istediğini- ki bu genelde başka şekilde yaşamak istiyorum olarak ortaya çıkıyor- fark ediyor işte o zaman harekete geçiyor.

Kitabı kimler okumalı, kimlere hitap ediyor?

Kitap kendini merak eden, yaşamına daha büyük bir pencereden bakmak ve bu sayede hayat kalitesini artırmak isteyen herkese hitap ediyor. İnsan mevcut halini çoğu zaman “ben buyum” diyerek kabulleniyor ve değiştirmek istediği noktalarda elinden bir şey gelmeyeceğini düşünüyor ya da kendine nereden bakması gerektiğini bir türlü bilemiyor. Bu kitabı bu şekilde hazırlamamın en büyük sebeplerinden biri de bu; insan sadece bir hikayeyi okumakla kalmasın, bu hikaye sayesinde hayatında nerelerde nasıl dönüşebileceğini görsün. Ne mutlu ki kitap her yaştan okuyucu ile buluştu hatta öyle ki akşam çocuklarına uykudan önce bu kitapları okuyan okuyucularım var.