ABD diplomasiyi bir kenara mı atıyor?
ABD’nin eski İstanbul Başkonsolosu Jennifer Davis, Facebook hesabında yaptığı paylaşımda “Bugün Amerika için üzücü bir gün” dedi. Sebebi, ABD Dışişleri Bakanlığı, Trump yönetiminin aldığı karar doğrultusunda Dışişleri Bakanlığı’ndan 1300 kişiyi işten çıkarmasıydı. Bu kararın, Amerika'nın küresel liderliğini ve yurtdışındaki tehditlere karşı mücadelesini zedeleyeceği söyleniyor.
İpek YEZDANİ
Bu hafta artık neredeyse hiç bakmadığım Facebook sayfalarında tesadüfen dolanırken, Amerikalı arkadaşlarımın birinin sayfasında şöyle bir gönderiye denk geldim: “Bugün, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Amerika için üzücü bir gündü.” “Allah Allah ne oluyor acaba?” diye daha dikkatli okuyunca paylaşımı yapan kişinin ABD’nin eski İstanbul Başkonsolosu Jennifer Davis olduğunu fark ettim.
Davis, Ağustos 2016- Eylül 2019 yılları arasında İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu’nda Başkonsolos olarak görev yapmış, sıcak ve samimi tavırlarıyla Türk halkının gönlünde adeta taht kurmuştu. Kendisiyle ilk röportajı yapan Türk gazeteci olarak Davis’in Orhan Pamuk okuduğunu öğrendiğimde fazla şaşırmamıştım ancak “Ezel” dizisinin hayranı olduğunu söylediğinde şaşkınlıktan “İşte ortak noktamız!” diye bağırmıştım.
Güler yüzü ve samimi tavırlarıyla görüştüğü herkeste sempati uyandıran, zaman içinde Facebook’tan da arkadaş olduğumuz Ezel hayranı bu diplomat, şimdi Facebook’tan “ABD için üzücü bir gün” diye paylaşım yapıyordu. Hemen paylaşımın içeriğine baktım, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir günde 1300 kişi işten çıkarılmıştı. Bunların aralarında yaklaşık 250 kariyer diplomat da vardı. Dışişleri Bakanlığı binası önünde toplanan personel ise ellerinde kutularla binayı terk eden arkadaşlarına destek olmak amacıyla onları alkışlarla ve gözyaşlarıyla uğurluyordu. Jennifer Davis de bunlardan biriydi. Davis, paylaşımında şöyle diyordu:
“Bugün, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Amerika için üzücü bir gündü. Yüzlerce işten çıkarılan meslektaşımızı onurlandırdık ve onların fedakarlıkları ve özverileri için teşekkür etmek amacıyla ayrılırken alkışladık. Bu kamu görevlileri, aramızdaki en iyileridir - daha kazançlı fırsatları geri çevirip ailelerini zorlu yerlere götürmeye razı olan, yabancı diller öğrenip ana dillerinde olmayan zorlu işleri yapan, hizmet etmek için sık sık kendilerini tehlikeye atan insanlar (…) Şimdi, onlara en çok ihtiyaç duyduğumuz anda sayıları çok azalacak ve küresel rakiplerimiz onların yokluğundan memnuniyetle yararlanacaklar. Onurlu hizmetleriniz için teşekkür ederiz, meslektaşlarımız.”
İşten çıkarılma kararının, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun mayıs ayında duyurduğu “yeniden yapılanma” planı çerçevesinde hayata geçirildiği belirtiliyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Bakanlıkta gereksiz büyümeyi ve ideolojik odaklı yapılanmaları hedef aldıklarını belirtti. Rubio ayrıca, “bürokratik hantallık”tan kurtulmak istediklerini vurguladı.
ABD Dışişleri’ndeki bu tasfiye, mevcut ve eski diplomatlar tarafından, ABD'nin dünyadaki etkisini ve küresel anlamda ortaya çıkan tehditlere karşı koyma yeteneğini zayıflatacağı gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirildi.
2011 yılında Irak ve Afganistan'da görev yaptıktan sonra Dışişleri Bakanlığı'ndan emekli olan ve işten çıkartılan diplomatlara destek vermek amacıyla eyleme katılan Anne Bodine, “Ülkelerine hizmet eden ve ‘Amerika Önce’ye inanan insanlara davranılması gereken şekil bu değildir” dedi.
Eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde dışişleri bakanı olarak görev yapan Antony Blinken ise tasfiyenin gerçekleştiği gün X'te şu mesajı paylaştı: “Bugün Dışişleri Bakanlığı'nın erkek ve kadın çalışanlarını, Dışişleri Servisi ve Kamu Servisi çalışanlarını düşünüyorum. Ulusal çıkarlar ve Amerikan halkına hizmet etme konusundaki adanmışlıkları eşsizdir.”
Başkan Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Cumhuriyetçi müttefikleri tarafından, “bakanlığı daha yalın ve verimli hale getirmek için gecikmiş ve gerekli bir adım” olarak övülen bu büyük tasfiyenin Amerikan Dışişleri’nde büyük bir işgücü kaybına yol açacağı muhakkak. İşten çıkarmaları sadece “kesinti” olarak gören ve bundan mali bir kazanç elde etmeyi bekleyen Trump yönetimi aynı zamanda dünyaya şunun da mesajını vermiş oluyor: Önceliğimiz artık diplomasi değil.