Avrupa’nın para makinesi
Şampiyonlar Ligi 1992’de başladığında sadece bir isim değişikliği zannetmiştik. Meğer bir para makinesinin kuruluş yılıymış 1992. Aradan geçen sürede Şampiyonlar Ligi yılda 2,5 milyar euro para ödülünün dağıtıldığı dev bir turnuvaya dönüştü. Bu turnuvadan aslan payını da büyük ülkelerin ligleri almaya devam ediyor…
Yarın akşam Almanya’nın Münih kentinde oynanacak Şampiyonlar Ligi finalinde Fransız takımı Paris Saint-Germain ile İtalyan takımı Inter karşı karşıya gelecek. Bu maç sonunda bir yandan 2024- 25 sezonunda Avrupa’nın en büyüğü orta çıkacak, diğer yandan UEFA turnuvalarından en fazla para ödülü alan takım da belirlenecek. Final öncesinde Paris SG 137 milyon euroyu aşan para ödülünü garantilemiş durumda. Inter de hemen arkasında. Finali kazanan takım 6,5 milyon euro daha aktaracak kasasına ve sezonun en çok para kazanan takımı da olacak.
Bahsettiğim miktarlar dikkatinizi çekmiştir. Şampiyonlar Ligi’ne katılan sadece iki takımın geliri bunlar. Herhalde Şampiyonlar Ligi’nin fikir babaları bile Şampiyonlar Ligi’nin bugün geldiği noktayı pek hayal etmemiştir 35 yıl evvel. Mesela küresel reklam ve iletişim ajansı Saatchi & Saatchi’nin o dönemki üst düzey yöneticisi Alex Flynn 1992’nin aralık ayında ‘The European’ gazetesine yazdığı yazıda Şampiyonlar Ligi fikrinini nasıl doğduğundan bahsediyordu. O zaman ünlü Milan kulübünün kudretli başkanı ve daha sonra defalarca İtalya başbakanlığı yapacak Silvio Berlusconi’ye yaptığı sunumu anlatıyordu.
Gerçekten de o dönemde Milan, Real Madrid, Napoli gibi dev kulüpler Avrupa’nın en büyük kupasının statüsünden son derece rahatsızlardı. Turnuvanın o zamanki ismi Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’ydı. Bu kupa eleme usulü oynanıyordu. Ne lig usulü maçlar söz konusuydu ne de seri başı takım uygulaması. Napoli ve Real Madrid gibi takımlar ilk turlarda birbiriyle eşleşince iki maçta eleniyor, doğru dürüst yayın ve tribün geliri elde edemiyordu.
1992’de yeni bir marka doğdu
Bunun üzerine Alex Flynn bir model geliştirdi ve özellikle önemli futbol ülkelerinden gelen takımların birbiriyle daha fazla maç yapabileceği bir turnuva tasarladı. Onun tasarladığı turnuvanın ismi muhtemelen ‘Süper Lig’ olacaktı. Bu fikir birkaç yıl dolaşımda kaldıktan sonra kulüplerin ısrarıyla Avrupa futbolunu yöneten UEFA’nın da radarına girdi. 1991-92 sezonunda o çok talep edilen lig sistemi sekiz takımla başladı. Buna karşılık turnuvanın ismi hâlâ Şampiyon Kulüpler Kupası’ydı. 1992 yılında UEFA turnuvayı yeniden markaladı. Ortaya yeni bir logo, Tony Britten’ın yazdığı, bugün yüz milyonlarca kişinin aşina olduğu marş ve Şampiyonlar Ligi ismi çıktı. Yayın ve sponsorluk haklarını da merkezi olarak tek elden pazarlamaya ve satmaya başladılar.
O ilk yıllarda lig sistemi uygulanmaya başlamıştı ama turnuva sadece lig şampiyonlarına açıktı. Güçlü ülkelerden öyle lig ikincisi, üçüncüsü, hatta dördüncüsü takımların Şampiyonlar Ligi’ne alınması henüz benimsenmiş bir fikir değildi. Zaten ilk iki sezon sadece sekiz takımla sınırlı kaldı turnuva. Dağıtılan para ödülü de şimdikiyle kıyaslanmayacak kadar düşüktü. İlk sezonda sekiz takıma dağıtılan toplam miktar 38,4 milyon euroydu. İkinci sezonda, yani 1993-94’te rakam 55,3 milyon euroya yükseldi. Barcelona 10,8 milyon euro kazanmıştı o sezon. Keza Galatasaray sadece iki beraberlik alabildiğinden 3,6 milyon euro ile yetinmişti.
Devlere dev gelir
30 yıl sonra bugün aynı turnuvadan bahsetmek mümkün mü? O günlerin sıkı bir futbolseverini 2025’e ışınlasanız mevcut Şampiyonlar Ligi’ni kavrayabilmesi günler sürebilir. İsmi ve logosu hariç hiçbir özelliği aynı değil. Bu sezon 36 takımlı ve tek kümeli modelle beraber geçmişle bağ tamamen koptu. Lig usulü oynanan ilk aşamadan sonra ilave edilen playoff turuyla beraber takımlarına oynadığı maç sayısı arttı. Bu sezon finalist iki takımdan Paris SG 16, Inter 14 maç sonrasında bu noktaya geldiler. Ayrıca yeni medya anlaşmaları sayesinde para ödülleri de en üst seviyeye çıktı. Bu sezon 36 takım yaklaşık 2,5 milyar euroluk geliri paylaştı. İki finalistin yanı sıra beş takım daha bu sezon 100 milyon euroluk gelir seviyesini geçmeyi başardı: Arsenal, Barcelona Bayern, Dortmund ve Real Madrid. Orta seviye liglerden gelen Celtic, Salzburg gibi takımların bile 40 milyon euro civarında gelirle Şampiyonlar Ligi’nden ayrıldığını görüyoruz.
Şampiyonlar Ligi’nin bugün geldiği noktada en büyük eleştiri konusu büyük lig takımlarının hem statü hem de gelir dağılımı açısından kayrılması. İngiliz, İspanyol, Alman, İtalyan ve Fransız takımları hem çok takım yolluyor hem de gelirden aslan payını alıyor. UEFA’nın dağıttığı para ödülünün yüzde 56’sı bu beş ülkenin temsilcilerine gidiyor. Buna karşılık Portekiz, Hollanda, Türkiye, İsviçre, Avusturya, İskoçya gibi orta grup liglerden çıkan takımlar hem Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek hem de dişiyle tırnağıyla mücadele etmek zorunda. Başarılı olsalar bile kazanacakları para ödülü bir İspanyol ya da İngiliz takımının seviyesine çıkmıyor. Bu noktada bu orta boy liglerin UEFA’ya daha fazla baskı yapmaktan başka çaresi yok. Hiç olmazsa katılan takım sayısında biraz daha adalet sağlanırsa mali karşılığı da daha dengeli olabilir.
Âdeta İngiltere şampiyonlar ligi
Gelecek sezon statü sebebiyle sıradışı bir Şampiyonlar Ligi izleyeceğiz. Normal şartlarda Premier Lig’in ilk dört takımı ertesi sezonki Şampiyonlar Ligi’ne katılıyor. Bununla beraber İngiliz takımlarının bu sezonki performansından dolayı ilave bir hak daha verildi. Ayrıca bu sezonki Avrupa Ligi’ni kazanan Tottenham da gelecek sezonki Şampiyonlar Ligi’nde oynama hakkı elde etti. Böylece 2025-26 altı İngiliz kulübü birden mücadele edecek. Bir nevi İngiltere Şampiyonlar Ligi izleyeceğiz…
38 milyondan 2,5 milyara
Zamanla Şampiyonlar Ligi’nde takım sayısı hızla arttı. 1994’te 16’ya, 1997’de 24’e, 1999’da 32’ye yükseldi. Bu sezondan itibaren de takım sayısı 36’ya çıktı. UEFA’nın idari ve ticari masraflardan sonra takımlara dağıttığı gelir de aynı hızla yükseldi. İlk sezondaki 38 milyon euro, 1994’te 129 milyona, 1997’de 209 milyona, 1999’da 614 milyon euroya çıktı. 2002’de rakam 814 milyon euroydu. 2008’de 583 milyon euroya indikten sonra yeniden çıkış eğilimine girdi. 2014-15 sezonunda 1 milyar euro sınırı aşıldı. 2019-20 sezonundaysa 2 milyar euro sınırı… Bu sezon 36 takıma ve playoff’ta elenenlere dağıtılan toplam rakam 2,5 milyar euro olacak.

Şampiyonlar Ligi’nde en fazla kupa alan takımlar
Real Madrid-15
Milan- 7
Liverpool- 6
Bayern München- 6
Barcelona- 5
Ajax- 4
Man Utd- 3
Inter- 3
Chelsea- 2
Nottm Forest- 2
Benfica- 2
Juventus- 2
Porto- 2
Man City- 1
Dortmund- 1
Feyenoord- 1
Marseille- 1
Aston Villa- 1
Hamburg- 1
Crvena Zvezda- 1
FCSB- 1
PSV- 1
Celtic - 1