Filtrelerden ilham alıyorlar beklentiler gerçekçi değil

Sonbahar-kış sezonunda estetik cerrahi, bireysel ihtiyaçları ve mevsimsel trendleri harmanlıyor. Podyumlardan ilham alan berry dudaklardan cilt bakımına, cerrahi işlemlerden yapay zekâ destekli yeniliklere kadar estetik dünyası yeni trendlere yer açıyor.

Filtrelerden ilham alıyorlar beklentiler gerçekçi değil

Gülbin ÖZBEY BOZTEPE

Estetik cerrahi, kişiselleştirme ve doğal sonuçlarla yeniden tanımlanıyor. Soğuk havaların avantajlarıyla cilt bakımı ve cerrahi işlemler daha konforlu hale gelirken, sosyal medyanın etkisiyle talepler de çeşitleniyor. 2026’nın heyecan verici yeniliklerini estetik cerrah Op. Dr. Burak Pasinlioğlu’yla konuştuk.

Estetik cerrahide “kişiselleştirme” kavramı giderek önem kazanıyor. Trendlerle hastaların bireysel estetik hedeflerini nasıl birleştiriyorsunuz?

Benim için her şey hastayı dinlemek ve beklentilerini anlamakla başlıyor. Hastanın beklentilerini öğrendikten sonra hastanın ayrıntılı bir muayenesi yapıyorum. Estetik işlemler tek bir ifade veya şekil oluşturmayı değil hastanın özelliklerine göre kendisi özelinde en iyi sonucu almayı hedeflemeli. Sonbahar döneminin gelmesiyle havalar soğuyor ve bu yaz dönemine kıyasıyla daha fazla ameliyat ve estetik işlemi daha rahat yapabileceğimiz anlamına geliyor. Yaz boyunca deniz, havuz, güneş ve sıcaklığın etkisiyle cildimizde kuruluk, matlaşma ve lekelerde artış görülmekte. Sonbaharda bu etkileri azaltmak ve geri döndürebilmek için cilt tedavilerine ağırlık veriyoruz. Hem medikal hem de cerrahi estetik işlemlerde hastanın beklentileri ve bizim yapabileceklerimiz doğrultusunda en faydalı işlemleri seçmeyi amaçlıyoruz. Tüm bunlar bir arada olduğunda doğal sonuçların da alınması çok kolaylaşıyor.

2025 sonbahar-kış sezonunda, podyumlarda öne çıkan “berry dudaklar” ve koyu, mat tonlar gibi doğal ama iddialı dudak trendleri estetik cerrahiye nasıl yansıyacak? Dudak dolgu uygulamalarında bu trendlere uyum sağlamak için hangi yenilikleri önerirsiniz?

Dudakta kullanılan koyu tonlar, asimetrileri ve konturu daha görünür kılıyor. Bu yüzden dolguda daha rafine bir yaklaşım şart. Dudak konturu için daha elastik, gövde için orta yoğunlukta hyalüronik asit kullanıyoruz. Aşırı projeksiyon yapmadan, küçük boluslar ve tünelleme tekniğiyle doğal bir dolgunluk elde ediyoruz. Bazen üst dudakta çok hafif bir “lip flip” uygulaması da trende uygun bir görünüm sağlıyor. Yenilik olarak ise daha stabilize, su tutma kapasitesi yüksek dolgularla dudaklara hem renkli ruj olmadan da “glossy-hydrate” etkisi verebiliyoruz. Bu da mat rujların kurutucu etkisini dengeliyor.

Botox gibi minimal işlemler ile cerrahi işlemler arasında kış döneminde bir denge kurmak mümkün mü? Hangi genel estetik prosedürler, soğuk havalarda daha az şişlik ve hızlı iyileşme sağlıyor?

Soğuk aylar aslında estetik için avantajlıdır. Güneş daha az olduğu için lazer, peeling gibi işlemleri güvenle yapabiliriz. Aynı zamanda cerrahi operasyonlarda da şişlikler kıyafetlerle daha rahat gizlenir. Soğuk havalarda ödem daha az olur. Küçük dokunuşlarda toksin enjeksiyonları, hafif dolgular ve skinbooster’lar kışın çok popüler. Daha büyük operasyonlarda ise rinoplasti veya meme estetiği gibi ameliyatların iyileşme süreci kışın daha konforlu geçiyor.

Sürdürülebilir estetik yaklaşımları hakkında ne düşünüyorsunuz? Trendlerin hızlı değiştiği bir dönemde, hastalarınıza uzun vadeli estetik planlama konusunda nasıl rehberlik ediyorsunuz?

Trendlerin gelip geçtiği bir dönemde hastalarıma uzun vadeli planlar yapmayı öneriyorum. Yıllık bir yol haritası çıkarıyoruz: Her üç ayda küçük bakım işlemleri, yılda bir kez yenileyici uygulamalar. Asıl amaç her yaşta sağlıklı bir cilt ve doku kalitesi. Kollajen üretimini destekleyen biyostimülatörler, enerji bazlı cihazlar, düzenli retinoid ve antioksidan kullanımıyla “zamana yayılan bir estetik” elde ediyoruz. Böylece sonuç hem doğal hem sürdürülebilir oluyor.

Estetik cerrahi sonrası bakımda, sonbahar-kış mevsiminin getirdiği cilt hassasiyetlerini yönetmek için hangi ürün veya rutinleri önerirsiniz? Özellikle nemlendirme ve güneş koruması dışında kışa özel tavsiyeleriniz var mı?

Nemlendirme ve güneş koruması tabii ki olmazsa olmaz. Bunun dışında cildin kışa özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Örneğin, rozase eğilimi olan ciltlerde azelaik asit öneriyorum. Boyun, dekolte ve elleri de mutlaka dahil etmek gerekiyor. Ev ortamında nemlendirici cihaz kullanmak, parfümlü ürünlerden uzak durmak ve rüzgâra karşı fiziksel bariyer sağlamak da basit ama etkili önlemler.

2026’ya baktığımızda, estetik cerrahide hangi yenilikler sizi heyecanlandırıyor?

Kişiselleştirilmiş tedaviler beni çok heyecanlandırıyor. 3D yüz analizi ve yapay zekâ destekli doz planlamaları çok yakında günlük pratiğe girecek. Ayrıca yeni nesil biyostimülatörler, ciltte daha uzun süre kalıcı ve doğal etki sağlayacak. Benim hastalarıma söylediğim şu: “Hedefin daha genç görünmek değil, her yaşta daha sağlıklı ve iyi hissettiren bir doku kalitesi.” Bu yaklaşım motivasyonu yüksek tutuyor.

Sosyal medya platformları talepleri nasıl etkiliyor? Örneğin filtrelerden ilham alan taleplerde artış görüyor musunuz?

Kesinlikle çok büyük bir etkisi var. Filtrelerden ilham alan talepler artıyor, hatta bazen gerçekçi olmayan beklentilerle gelebiliyorlar. Bizim görevimiz, bu istekleri hastanın yüz oranlarına göre normalize etmek. Canlı mimik analizi, ışık-gölge okur-yazarlığı ve simülasyonlarla gerçekçi bir plan sunuyoruz. Hastaya şunu söylüyorum: “Filtreler ilham verebilir ama reçete olamaz. Altın standart sizin yüzünüzdür.”

Yemek molasında yaptırabileceğiniz işlemler

Artık birçok işlem “lunch break procedure” dediğimiz aralıkta yapılabiliyor. Mikro doz botox, göz altı mezoterapisi, skinbooster, hafif peeling ya da lazer ton eşitleme gibi uygulamalar 15–40 dakika içinde tamamlanıyor. Sosyal ortamlardan uzak kalma çok az; hasta makyajını yapıp işine geri dönebiliyor.