Siyah taşların mavi sularla dansı: Sakız Adası

Ege’nin incisi Sakız Adası’nda, volkanik taşlı plajlardan taş sokaklı tarihi köylere, damla sakızlı lezzetlerden sakin koylara uzanan bir macera sizi bekliyor. Çeşme’den kısa bir feribot yolculuğuyla tarih, doğa ve huzurun buluştuğu bu eşsiz adayı mutlaka keşfedin.

Siyah taşların mavi sularla dansı: Sakız Adası

Yaz yaklaşırken, Türkiye’ye çok yakın ama sınır ötesi­bir dünyaya adım atmak isteyenler için Ege’nin karşı kı­yısındaki Yunan adaları harika bir seçenek. Bu yaz her hafta bu adaların en güzellerinden birini sizlerle paylaşacağım. İlk durağı­mız, Ege’nin saklı kalmış cevher­lerinden biri olan Sakız Adası.

Yaklaşık 30 dakikalık bir feri­bot yolculuğuyla Çeşme’den ula­şabileceğiniz Sakız Adası (Chios), insana “Keşke daha önce gelsey­dim” dedirten bir yer. İsmini sade­ce burada yetişen sakız ağaçların­dan alan bu ada, geçmişin izlerini taşıyan köyleri, siyah taşların ma­vi sularla buluştuğu plajları ve ne­fis yemekleriyle Ege’nin öte yaka­sındaki huzuru vadediyor.

Siyah taşların mavi sularla dansı: Sakız Adası - Resim : 1

Taş sokaklar, sessiz köyler

Sakız Adası’nın kalbi, güney­deki “Mastihohoria” yani Sakız köylerinde atıyor. Bu taş köyler hem damla sakızının üretildiği yerler hem de tarihin hâlâ yaşadı­ğı açık hava müzeleri gibi.

● Pyrgi, dış cepheleri siyah-be­yaz geometrik desenlerle süslü evleriyle dikkat çekiyor. Her ev, ince işçilikle kazınmış desenle­riyle bir sanat eseri gibi.

● Mesta, kale köylerinden biri. Labirent gibi taş sokaklarında ge­zerken, korsanlara karşı savun­ma amaçlı inşa edilmiş bu yapı­nın ne kadar etkileyici olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

● Olympi, daha küçük ama bir o kadar büyüleyici. Hemen yakının­daki Olympi Mağarası, yaz sıca­ğında serin bir kaçamak noktası.

Bu köylerde yürürken taş so­kakların gölgesinde dinlenen yaş­lılar, pencere önlerinden sarkan sardunyalar ve yıllardır değişme­yen gündelik ritim size zamanın yavaşladığını hissettiriyor.

Siyah taşların mavi sularla dansı: Sakız Adası - Resim : 2

Sakız’ın plajları

Sakız Adası’nın sahilleri, Ege’nin o tertemiz, davetkâr yüzünü sergi­liyor. Burada deniz sadece bir man­zara değil, bir yaşam biçimi.

● Mavra Volia Plajı, adanın en özel plajlarından biri. Siyah vol­kanik taşların maviyle buluştuğu bu koyda, denizin içine yürürken adeta başka bir gezegene ayak basmış gibi hissediyorsunuz.

● Karfas, daha kumlu ve sığ de­niziyle aileler için ideal. Şezlon­ga uzanıp dalga sesini dinlerken saatler nasıl geçiyor anlamıyor­sunuz.

● Daha sakin bir gün isteyenler için Lithi, Nagos ve Agia Fotini gibi küçük koylar da huzurlu bi­rer alternatif.

Doğa yürüyüşü sevenler için ise ada içlerine doğru uzanan pa­tikalarda sakız ormanları arasın­da yapılan yürüyüşler gerçek bir terapi. Özellikle ilkbaharda etrafı lavanta ve kekik kokusu sarıyor.

Siyah taşların mavi sularla dansı: Sakız Adası - Resim : 3

Tabakta Ege, damakta Sakız

Sakız mutfağı, tanıdık ama bir o kadar da farklı. Taptaze deniz ürünleri, zeytinyağlılar ve sakız­la tatlandırılmış tatlılar burada sadece yemek değil, önemli bir gastronomi deneyimi.

● Liman bölgesinde yer alan To Apomero, lezzetli mezeleriyle öne çıkıyor.

● Porto Chios ve Meltemaki, gün batımına karşı taze ahtapot ya da kalamar eşliğinde keyifli bir akşam sunuyor.

● Mutlaka tatmanız gereken­ler: mastelo peyniri, karides sa­ganaki, domates köftesi ve sakızlı muhallebi.

Tatlı sonrası gelen mastika likö­rü, serin bir akşamda ada esinti­si gibi. Sokak aralarındaki küçük dükkânlarda yer alan ev yapımı re­çeller, sakız sabunları ve hediye­liklere göz atmak bile ayrı bir keyif.

Siyah taşların mavi sularla dansı: Sakız Adası - Resim : 4

Yapmadan dönmeyin

Sakız sadece dolaşılacak değil, yaşanacak bir ada. İşte adaya git­tiğinizde mutlaka yapmanız ge­rekenler:

● Bir sakız tarlasına gidin ve damla sakızının ağaçlardan nasıl toplandığını yerinde görün.

● UNESCO Dünya Mirası lis­tesindeki Nea Moni Manastırı’nı gezin. İçerideki freskler nefes ke­sici.

● Sakız şehrinde liman boyun­ca yürüyüş yapın, yerel halkla sohbet edin.

● Anavatos köyüne çıkın. Terk edilmiş taş evler arasında sessiz­liği dinleyin.

● Arkeoloji ve Bizans müzele­rinde adanın geçmişine kısa ama etkileyici bir yolculuk yapın.

Vize kolaylığı ile Ege’nin öte yanı

Yaz aylarında Türk vatandaşları için uygulanan kapı vizesi sayesinde, birkaç belge ve pasaportla adaya ulaşmak oldukça kolay. Çeşme limanından kalkan feribotla sadece yarım saat içinde Sakız’da olabilirsiniz. Günübirlik ziyaretler için bile ideal.

Ruhun dinlendiği bir durak

Sakız Adası; siyah taşlı plajları, mavi suları, tarihle iç içe köyleri ve samimi atmosferiyle Ege’nin öte yakasında kalmış ama bize çok benzeyen bir dünya. Burada zaman yavaş akıyor, telaş azalıyor, yemekler sohbetle birleşiyor. Kalabalıklardan uzak ama kültürle dolu bir kaçamak arıyorsanız, Sakız sizi bekliyor. Sabah Çeşme kıyısında gözünüzü karşıya çevirin... Belki de o gün yeni bir adaya doğru yol alma vaktidir.