United’ın bitmeyen buhranı
Dünyanın en zengin takımı… Premier Lig’in en başarılı takımı… Beckham, Rooney, Ronaldo gibi küresel yıldızların takımı… Bundan 15 yıl önce Manchester United’a yakıştırılan bazı unvanlar bunlardı. Şimdi o takımın yerinde yeller esiyor. United’ın son dönemdeki düşüşünün ana sebebi Alex Ferguson sonrası modern bir yapı kuramamaları…
Efsanevi teknik direktörleri Alex Ferguson yönetiminde önce İngiltere Premier Lig’de hakimiyet kurmuşlar, sonra da bunu Avrupa’ya, Şampiyonlar Ligi’ne taşımışlardı. Mesela Ferguson yönetiminde PL’de 21 sezonda 13 şampiyonluk almışlardı. Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi ve en iddialı takımlarından biriydi Manchester United. Halbuki son 10 yılda bırakın Şampiyonlar Ligi’nde büyük hedefler peşinde koşmayı, üst üste iki galibiyet almakta bile zorlanan bir dev kulüp var.
Aslında bu düşüş son birkaç sezona özgü değil, Sir Alex’in görevi bıraktığı 2013’ten itibaren Manchester United her alanda geriledi, onun belirlediği yüksek standartlardan adım adım uzaklaştı. Halbuki onun görevde olduğu yaklaşık 27 yılda, özellikle de bunun son 20 yıllık bölümünde Manchester United’ın saha içi ve saha dışı yönetimi modern futbolda diğer kulüplerin imrenerek baktığı bir marka olmuştu. 2013’ten sonra bu standartlar ve marka algısı yerle bir olmanın eşiğine geldi.
Manchester United’ın geldiği mevcut noktayı anlatırken önce mali kısımla başlayalım: 2005’te Amerikalı Glazer ailesinin United’ı kaldıraçlı bir satın almayla devralmasından sonra sorunlar ufak ufak ortaya çıkmıştı. Glazer ailesi dünyanın en zengin kulübünü sağılacak bir inek gibi gördü ilk andan itibaren. Kulübün sırtına yükledikleri borç yükü bir yana, yıllarca temettü çektiler, milyonlarca sterlin huzur hakkı aldılar. Böylece kulübün mali yapısını bozdular. Faiz yüküyle beraber United’ın kârlılığı giderek azaldı. Mesela altı sezondur bilançoda net zarar açıklıyorlar. Bu net zarar rakamı 2021-22 sezonunda 150 milyon sterline çıkmıştı. Geçen sezonki zararsa 40 milyon sterlindi. Bu durum Manchester United’ın rakiplerine oranla alım gücünü azalttı. Artık büyük yıldızları alabilecek mali güce sahip değiller. Bu yüzden oyuncu kadrosu giderek zayıfladı. Ronaldo, Rooney, Ferdinand, Tevez gibi yıldızların bir arada olduğu yıllar geçmişte kaldı artık…
United’ın düşüşündeki ikinci kısım kulüp ve takım yönetiminde bir türlü modern bir yapı kuramamalarıyla alakalı. Sir Alex uzun yıllar boyunca birden çok şapkayı başarıyla taşımıştı. Ama o ayrıldıktan sonra bu görevlerin aynı yetkinlikteki kişilere paylaştırmakta sıkıntı çektiler. Kıta Avrupası’nda yaygın sportif direktörlük görevi bir türlü benimsenemedi. Oyuncu takibi ve transferi konusunda yetkin bir profesyonel ekip kurmakta gecikti kulüp. Halbuki Liverpool ve Manchester City gibi rakipler zaman içinde tamamen yeni bir idari ve sportif yapı kurdular. Bu sayede hem sportif başarı hem de gelir yaratmada United’ı solladılar.
Manchester United’ı rakipleri karşısında gerileten son husus ise elbette yanlış teknik direktör seçimleri oldu. Sir Alex’in halefleri David Moyes, Van Gaal, Mourinho, Solskjaer, Ten Hag ve Amorim sahada etkili bir United takımı yaratamadılar. Van Gaal ve Mourinho çok önemli kariyere sahipti ama en iyi dönemleri çok geride kalmıştı. Sahada eskisi gibi hücuma dayalı bir United takımı oluşturmaktan ziyade oyuncularla ve medyayla didişmeyi tercih ettiler. Takım geçen 13 yılda ne PL’de ne de Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olunca yönetim de sürekli teknik direktör değişikliği yapmak yoluna gitti. Yaklaşık 11 aydır görevdeki Portekizli Ruben Amorim’in de kovulmanın eşiğinde olduğu yazılıyor. Geçen hafta sonu ligde kazandılar ama yedi maç sonunda 10’uncu sıradalar. Zaten Avrupa’da oynamıyorlar… Amorim’in akıbeti de ligde hiç olmazsa ilk 6’ya girmelerine bağlı. Yoksa antrenör öğütme operasyonuna yeninden başlayacak…

Alex Ferguson'un ayrılışını küçümseyemeyiz.
Taraftarlar daha parlak bir gelecek görmeyi ümit ediyor
Spor yazarı Andy Mitten 1989’dan beri "United We Stand" adlı fanzini yayınlıyor. Aynı zamanda dünyanın en saygın yayınlarında Manchester United ve İngiliz futbolu üzerine yazılar yazıyor. Mitten’la Manchester United’ın 2013’ten beri içinde olduğu buhranı konuştuk.