'Büyük salon için ara verin'e ret

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

MÜNİH – Almanya'da Münih Eyalet Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen aşırı sağcı "Nasyonalsosyalist Yeraltı" (NSU) terör hücresi davasının ikinci duruşmasında kısaltılmış iddianame okundu.

Öğleden sonraki duruşmada mahkeme heyeti, baş sanık Beate Zschaepe'nin avukatlarının daha büyük bir salonda yapılması için davaya ara verilmesi talebini reddetti.

Mahkeme Başkanı Manfred Götzl, öğle arasından sonra Zschaepe'nin avukatı Wolfgang Heer'in salonun küçük olduğu, akreditasyonda hata yapıldığı, salondaki yer tanzimi, görüntünün yansıtılmasında salonda bulunan herkesin görünmemesi, dinlenecek şahitlerin oturacağı yer ve bazı hakimlerin, savunma avukatlarının bilgisayarlarını ve dosyaları görebileceği itirazları nedeni ile davanın başka bir salona alınması taleplerini dinledi.

Buna karşılık söz alan müdahil avukatlar ve savcılık, talebin reddedilmesini istedi.

Bu arada mahkeme heyeti başkanı Götzl'in, Zschaepe'nin avukatı Heer'e bir arka sırada yer alabileceğini söylemesi üzerine ikili arasında küçük bir tartışma yaşandı. Heer, arkasındaki masayı uygun olmayan bir masa olarak niteleyerek, "Ben müvekkilimin yanında oturmak istiyorum" şeklinde cevap verdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Götzl, daha sonra talebi görüşmek için duruşmaya 15 dakika ara verdi.

Götzl, salonun duruşmaya uygun olduğunu belirterek, Heer'in talebini reddettiklerini ifade etti.

Bunun üzerine Heer, kararın fotokopisini talep ederek diğer avukatlarla ve müvekkili ile konuşmak istediğini bunun için mahkeme heyetinden bir kez daha duruşmaya ara vermesini istedi.

Aradan sonra sanık avukatı Heer'in itirazları devam etti. Heer, şahitlerin mahkeme salonunda nerede dinleneceği konusunda kroki talep ettiğini, şüpheli olarak gördükleri ikinci akreditasyon uygulaması konusunda dosyalara baktıklarında değerlendirme yapacaklarını ve taleplerinin reddedilmesi konusunda ceza muhakeme yasalarına göre yeterince sebep gösterilmediğini ileri sürdü.

Savunma avukatlarının çeşitli konulardaki itirazları sebebi ile duruşmaya birçok kez ara verilmek zorunda kalındı.

Sanıkların kimliklerinin tespit edilmesi

Aradan sonra heyet başkanı Götzl, Heer'in heyete verdiği taleplerin reddedildiğini açıklarken, Heer'in, müvekkilinin konuşmayacağını ifade etmesi üzerine kimlik bilgilerini de Götzl okudu.

Diğer sanıkların kimliklerinin okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Götzl, iddianamenin okunması için savcılığa söz verdi.

Savcılık, toplam 488 sayfa olan asıl iddianamenin geçici olarak kısaltılmışı olan 35 sayfalık metni okudu.

Baş sanık Zschaepe, iddianamenin okunması sırasında ilk başta bilgisayarıyla ilgilendi daha sonra ise bilgisayarı kapatarak sandalyeye yaslandı ve iddianameyi önüne bakarak dinledi.

Başsavcı Herbert Diemer'in okuduğu iddianamede Beate Zschaepe, NSU terör örgütünün işlediği 10 cinayette suç ortaklığı, kundaklama ve terör örgütüne üyelik ile suçlandı. Duruşmada cinayetlerin kronolojisi de okundu.

Avukatlar davanın devamından yana

Mağdur avukatlarından Aziz Sarıyar ilk duruşmada olduğu gibi dilekçe verilmeye devam edildiğini belirterek, "Sanık avukatları üzerlerine düşeni yapıyorlar. İddianamenin okunması ve yapılan suçların dile getirilmesini ertelemeye çalışıyorlar. Biz de müdahil avukatlar olarak buna engel olmaya çalıştık. Bugün duruşmanın iptal edilmesi ve durdurulması ile gösterilen gerekçe mahkeme salonunun yetersizliği. Bir şeyi kabul etmemiz gerekir. Doğru, salon yetersiz."

Sarıyar, duruşmanın devam edebileceğini düşündüğünü çünkü gereken seyirci sayısının ve avukatlar için yeterli yerin olduğunu söyledi.

Öldürülen Yunan Theodoros Boulgarides'in avukatı Yavuz Selim Narin de davanın beklendiği gibi gittiğini söyledi.

Yeşiller Milletvekili Avukat Memet Kılıç ise ikinci duruşma gününde savunma avukatlarının mahkemeyi daha çok usule yönelik dilekçelerle adeta boğmaya çalıştıklarını söyledi. Kılıç, "Sürekli mahkemeyi meşgul etmeye çalışıyorlar. Sanıyorum umutları şu: Ne kadar usule ilişkin dilekçe verirsek, mahkeme bunlardan birkaçında belki bir hata yaparsa bu davayı yüksek mahkemede düşürürüz. Böyle bir hedefleri var. Bu strateji bir yere kadar işler. Ondan sonra ters teper. Konunun aslına girmek için mahkemeyi çok uğraştıracaklar" dedi.

Beate Zschaepe'nin hali ve tavrının hiç hoş olmadığını vurgulayan Kılıç, "Çünkü sürekli saçlarını düzeltiyor, vitrinlere konuşmalar yapıyor. Sanki kendi görüntüsüyle meşgul. Kişi suç işlemişse bu konuda pişmanlığı olabilirdi. Masumsa veya mahkemenin önündeyse o zaman da öyle bir hali olurdu. 'Ben masum olduğum halde neden buradayım' derdi. Üzgün olabilirdi, gayet rahat, memnun ve sürekli tribünlere konuşuyor. Kendi avukatlarıyla konuştuğunda da mimiklerini çok artırıyor. Oradan gözüküyor ki tribünlere konuşuyor. Bunu çok yadırgadım" ifadelerini kullandı.