AB Bağımsız Türkiye Komisyonu raporu yayınlandı

Bağış, raporda Avrupa'daki akil adamların ve Türkiye'nin AB üyeliğine önyargılı yaklaşmayan kesimlerin düşüncelerinin yansıtıldığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA -  Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Nobel Barış Ödülü sahibi Finlandiya Eski Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari Başkanlığındaki Bağımsız Türkiye Komisyonunun (BTK) hazırladığı son raporda "Kürt sorununun çözümü konusunda ülkemizde atılan adımlar da övülmekte ve bazı AB ülkelerinin PKK konusundaki gevşek tutumları eleştirilmektedir" dedi.

Bağış, raporda Avrupa'daki akil adamların ve Türkiye'nin AB üyeliğine önyargılı yaklaşmayan kesimlerin düşüncelerinin yansıtıldığını söyledi. 

Raporun AK Parti İktidarı'nın reform sürecindeki kararlılığını ve Türkiye'nin artan stratejik önemini bir kez daha teyit ettiğini vurgulayan Egemen Bağış, "Avrupa'da sağduyu sahipleri de var. AB'nin Türkiye aleyhine dar hesaplarla itiraz eden siyasetçileri çıkmaz sokaktadır. Avrupa'da Türkiye konusunda sağduyunun bağnazlığı yeneceğinden eminim. Türkiye'ye AB'nin hukuki yükümlülüğü olduğunu unutturmaya çalışanlara karşı bu rapor sağlam bir karşılıktır" diye konuştu.

 BTK'da Avrupa'nın birçok ülkesinden önde gelen devlet adamlarının bulunduğuna dikkat çeken Egemen Bağış, Komisyon Başkanı Marti Ahtisaari'nin Nobel Barış Ödülü sahibi biri olması nedeniyle raporda yer alan görüşlerin daha büyük anlam ifade ettiğine dikkati çekti.

Bağış, "Rapor'un medyada yansımasının ardından, daha önce Türkiye'ye şüpheyle yaklaşan ve AB üyeliğine karşı çıkan birçok Avrupalı dostum beni arayarak Türkiye'nin AB sürecinde ve uluslararası ilişkilerde katettiği mesafeyi takdirle izlediklerini ifade etti" dedi.

"AB'ye Kıbrıs için sadık kalma çağrısı"

 Türkiye;nin AB standartlarında bir ülke olma hedefine hızla yaklaştığının bu raporla da kanıtlandığını vurgulayan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, şunları kaydetti:

"Bugün tamamen duygusal ve iç politik saiklerle Türkiye'ye yaklaşanlar yarın siyaset sahnesinde olmayacaklar. Kimsenin Türkiye ve AB'nin ortak geleceklerini inşa etmesini engellemeye hakkı yok. 2004 yılındaki Raporu'yla BTK, Türkiye'nin AB üyeliğine 'verilen bir sözden daha fazla' anlam ifade etmişti. BTK'nın bu ikinci raporu Türkiye'ye adil davranılmadığını ortaya koymaktadır. Oy birliğiyle kararlaştırılan üyelik süreci konusunda tümüyle ülkeleri defalarca girdikleri taahhütlerine sadık kalmaya çağırmaktadır. Bununla beraber Kıbrıs konusunda tartışmalara önemli bir denge getirmekte ve AB'ye de 26 Nisan 2004 kararını uygulama çağrısında bulunmaktadır.

Kürt sorununun çözümü konusunda ülkemizde atılan adımlar da övülmekte ve bazı AB ülkelerinin PKK konusundaki gevşek tutumları eleştirilmektedir. Ülkemizdeki dini azınlıkların sorunlarının çözümü konusunda attığımız adımları vurgulayan bu rapor Türkiye'nin bölgesinde dış politikada artan ağırlığına da dikkat çekmekte ve aynı zamanda Ermenistan'la açılımı teşvik etmektedir. Türkiye'nin son dönemde Doğu'yla artan ilişkilerinin İslamcı bir siyaset olarak görülmemesi gerektiğini de vurgulayan bu rapor, küresel ekonomik kriz karşısında ülkemizin ekonomisinin esnekliği ve dayanıklılığını da övmektedir."

"Muhalafet raporu okumalı"

 BTK başta olmak üzere Türkiye'nin AB üyeliğine mantıklı ve dengeli yaklaşım gösteren çevrelere de teşekkür eden Bağış, şöyle devam etti:

 "Rapor, AB'yi uyarmaktadır. Türkiye'ye yönelik tavrın AB'nin temel ilkelerine ters düştüğünü açıkça belirtmektedir. Avrupa'nın gerçek sahipleri AB'nin ilkeli ve hukuka uygun bir yapıda kalmasını tercih etmekteler, rapor da bunun yansımasıdır. Ayrıca rapor, Türkiye'nin üyelik sürecinin 1.5 milyarlık İslam alemi ve tüm dünyada yakından izlendiğini yeniden vurgulamaktadır. Sağduyu sahipleri, AB'nin Türkiye vesilesiyle dünya çapında sınavdan geçtiğini ifade etmekteler. Bu sağduyu sahiplerinin temel yaklaşımıyla AB sokak siyasetçilerinin kısa vadeli yaklaşımları arasında fark vardır. Ancak zamanla gelişmeler, bu raporda ifade edildiği gibi sağduyu sahiplerinin gösterdikleri yönde gelişecektir. Bizim asıl muhatabımız ve önceliğimiz bu sağduyu sahibi akil adamlardır. Sokak siyasetçileri gelip geçici, hak hukuk ve temel ilkeler kalıcıdır. AB kurumlarından bundan sonra başka rapor ve gözlemler de gelecektir. Bu belgeleri de titizlikle izleyeceğiz. Ancak AB'den gelecek mesajları Türk kamuoyunun ve Türkiye'deki AB muhaliflerinin de dikkatli izlemesi gerekiyor. Bu raporlar bütünlük içinde değerlendirmeli, seçmece terim ve cümleler seçilerek öne çıkartılarak AB yaklaşımları çarpıtılmamalıdır. AB içindeki Türkiye karşıtları ve Türkiye içindeki AB karşıtları aynı zeminde buluşmaktadır. İki tarafa da aynı mesajı veriyoruz; Hak hukuk ve tarih Türkiye ile AB'nin bütünleşmesinden yanadır.

 Bugün ne yazık ki Avrupa'daki Türkiye karşıtları kadar Türkiye'deki AB karşıtları ile de uğraşmak zorunda kalıyoruz. İnanıyorum ki bu arkadaşlarımız da Atatürk'ün hedef gösterdiği Türkiye'nin muasır medeniyet yolculuğuna inanıp, daha çok destek vereceklerdir. Zira BTK üyeleri ile yaptığım görüşmelerde Türkiye'nin eninde sonunda AB'nin tam üyesi olacağına olan inancım daha da güçlendi. Ben tüm muhalefet partilerimize bu raporu okumalarını tavsiye ediyorum."