ABD'nin İnsan Hakları Tutanağı'na Çin'den sert yorum
Çin'in hazırladığı tutanakta, ABD'nin ülkelerin içişlerine müdahaleye yeltendiği ve onları şeytan gibi gösterdiği ileri sürüldü
PEKİN - Çin yönetimi, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan insan hakları raporuna yine "ABD'nin İnsan Hakları Tutanağı" ile yanıt verdi.
Amerikan kaynaklarına dayanarak ABD'deki insan hakları ihlallerinin sıralandığı "tutanakta", "Kendisi cam köşkte otururken başkalarına taş atan ABD, insan hakları konularıyla uğraşarak çifte standardını ve iki yüzlülüğünü göstermektedir ve uluslararası imajını zedelemektedir" ifadesine yer verildi.
Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi tarafından hazırlanan "tutanakta", "ABD'nin yıllardır kendini diğer ülkelerin üzerinde görüp insan hakları raporları hazırlayarak bu ülkelerin içişlerine müdahaleye yeltendiği ve onları şeytan gibi gösterdiği" ileri sürüldü.
ABD'nin insan hakları durumunun can güvenliği ve kişisel güvenlik, medeni ve siyasi haklar, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, ırk ayrımcılığı, kadın ve çocuk hakları ile ABD'nin diğer ülkelerdeki insan hakları ihlalleri olmak üzere altı açıdan incelendiği "tutanakta", bu ülkeye kendi insan hakları durumuyla yüzleşmesi ve bu konuda çifte standart uygulamaktan vazgeçmesi tavsiye edildi.
Çin'in hazırladığı belgede, Amerikan Federal soruşturma Bürosunun (FBI) verilerine göre 2008'de ABD'de 17 bini cinayet olmak üzere 1,4 milyon şiddet ve 9,8 milyon gasp suçu işlendiği belirtilirken, bu ülkede her 5,8 dakikada bir cinayet işlendiğine, her 14,5 saniyede bir hırsızlık olayı yaşandığına işaret edildi. "Tutanakta", ABD'nin 2,3 milyon mahkumuyla dünyanın en fazla mahkum bulunan ülkesi olduğu savunuldu.
Böylece Çin yönetimi ABD'nin insan hakları eleştirilerine 10'uncu kez bir raporla yanıt vermiş oldu.
Öte yandan, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ma Caoşü, haftalık olağan basın toplantısında, ABD'nin kendi insan hakları sorunlarını gözden geçirerek, bu tür bahanelerle başka ülkelerin içişlerine müdahale girişimlerine son vermesini istediklerini belirtti.
Sözcü, reform ve dışa açılma politikalarının uygulanmasından bu yana geçen 30 yıl içinde Çin ekonomisinin hızla geliştiğini, demokratik hukuk sistemi inşasının sürekli ilerletildiğini ve din özgürlüğünün yeterince güvence altına alındığını savundu.