ABD'nin yeni balonu sağlık sektörü!

ABD ekonomisini yeni bir tehlike bekliyor; sağlık harcamaları. Hükümetin sağlık sektörüne yaptığı harcamalar ekonomideki büyümeden daha hızlı artıyor ve uzmanlara göre sürdürülebilir bir durum değil.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

İSTANBUL - Öğrenci kredileri, sosyal medya şirketleri, Apple... Tüm bunlar ABD'nin patlamaya hazır yeni büyük balonu olmaya aday gösteriliyordu. Ancak finans kuruluşu Citigroup'un bir raporu listeye yeni bir aday ekledi; ABD sağlık sektörü. Bankanın analistlerinden Steven Wieting ve Shawn Snyder, sağlık sektöründeki dinamikleri 2007 yılında krize sürüklenmeden önce konut sektörünün içinde bulunduğu duruma benzeterek sağlık sektörünün topun ağzında olduğunu iddia etti.

ABD Başkanı Barack Obama, sağlık sisteminde son 40 yıldaki en büyük değişiklikleri kapsayan ve iki yıl önce imzaladığı sağlık reformunu hayata geçirmek için büyük bir çaba harcıyor. Yasayla sağlık sigortası olmayan 36 milyon Amerikalının sigortalanacağı, sağlık ya da gelir durumlarına bakılmadan Amerikalıların yüzde 96'sına sağlık sigortası imkanı tanınacağını belirtiliyor. Yasayla 10 yıllık dönemde 138 milyar dolarlık tasarruf edilmesi planlanıyor. Ancak uzmanlara göre, bu yasaya rağmen ABD'nin sağlık harcamaları sürdürülemez bir hızla artmaya devam ediyor. ABD'nin reform çabalarına rağmen, ABD'nin sağlık harcamaları her yıl yüzde 5.7 ile diğer tüm gelişmiş ülkelerden daha büyük bir hızla artıyor. Reformlar ortadan kalkarsa, harcamaların yıllık yüzde 6.3'lük bir büyüme göstereceği tahmin ediliyor.

Kişi başına harcama OECD'nin iki katı

ABD,  gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oran bazında dünyada en fazla sağlık harcaması yapan ülke. Ülkede harcamaların büyüklüğü GSYH'nin yüzde 18.2'sine ulaşıyor fakat Dünya Sağlık Örgütü'ne göre sağlık sistemi performans açısından dünyada 37'inci sırada. ABD'nin ardından sağlık sistemine en büyük harcamayı yüzde 12.3 ile İsviçre, yüzde 12 ile Fransa yapıyor. Ancak GSYİH'ye oran yerine, yapılan toplam harcama miktarı dikkate alındığında ABD kendine en yakın ülkeden yüzde 50 sağlık harcaması gerçekleştiriyor. Bireysel olarak bakıldığında da ABD'de sağlık harcamalarını diğer ülkelerin üzerine çıktığı görülüyor. ABD'de kişi başına sağlık harcaması diğer OECD ülkelerinin ortalamasının neredeyse iki katı.  Amerikan halkı, gelirinin yüzde 6.9'unu sağlık giderlerine harcıyor. Diğer gelişmiş ülkelere göz atarsak, bu oran Kanada ve Japonya'da yüzde 4, İngiltere'de yüzde 2 dolayında. ABD'lilerin kişi başına sağlık harcaması, Norveç halkının yüzde 60 üzerinde. Ülkenin sağlık sistemi hakkında hazırlanan raporlar ve yayınlanan makalelerin işaret ettiği nokta şu: ABD'de sağlık sistemi çok pahalı ve yine de yeteri kadar iyi bir bakım sunulamıyor. Diğer yandan sağlık sigortası ve tıbbi bakım maliyeti ile hükümetin sağlık sektörüne yaptığı harcamalar ülke ekonomisindeki büyümeden çok daha hızlı artıyor. 2000 yılında sağlık giderlerinin ülkenin ekonomik büyüklüğüne oranı yüzde 13.8 iken, şu anki artış hızıyla sağlık harcamalarının 2030 yılından sonra Amerikan ekonomisinin üçte birini tüketir hale geleceği hesaplanıyor. Uzmanlara göre, bu tahminler, Amerikan sağlık sektöründe sürdürülemez bir artış seviyesine işaret ediyor. Sorun ise, bu artışı yeteri kadar yavaşlatacak bir mekanizmanın hayata geçirilemiyor olması.

Özel/kamu ortaklığındaki Medicare endişe kaynağı

Citi'nin raporuna göre, sektörde doğru işleyen bir fiyat rekabeti yaşanmıyor ve harcamalar son 10 yılda gelirlerin 2.5 katı artış gösterdi. Bunun nedenlerinden biri, ABD'deki sağlık harcamalarının sadece yüzde 12'sinin hastalar tarafından finanse edilmesi, geri kalanının ise tıpkı konuttaki finansman balonuna neden olan kamu/özel sektör ortaklığı benzeri şekilde özel sigortalar ve devletin Medicare sistemi tarafından finans edilmesi. Ciddi reformlar gerçekleştirilmezse bu payının gelecek 10 yıl içinde yüzde 10'a gerilemesi bekleniyor. Eğer maliyetler hastalara daha fazla yansıtılırsa, pahalı tedavilere talep azalır. Bu noktada vergi mükellefleri tarafından fonlanan Medicare programı uzmanlar için ciddi bir endişe kaynağı oluyor ve Citi, ABD'nin sağlık-bakım sektöründeki gelişmelerin konut sektöründeki balonu hatırlattığı uyarısı yapıyor. Citi bu durumu şöyle açıklıyor; vergi mükelleflerinin finanse ettiği devlet teşvikleri hane halkı gelirinin artık destekleyemediği kadar büyük bir konut sektörü yarattığında talep çöktü ve fiyatlar baş aşağı gitti. Sağlık sisteminde de eğer hastalara daha fazla maliyet yansıtılırsa, bazı pahalı hizmetler ve bunların fiyatlarında çöküş yaşanabilir. Mortgage şirketleri Fannie Mae ve Freddie Mac'in kriz sonrasında devlet kontrolüne geçmeden önce, konut sektörüne sağlanan devlet tişviklerinden gelir elde ettiklerine dikkat çeken Citigroup analisti Wieting, ABD'deki özel sağlık hizmeti sunan şirketlerin de benzer yapıda olduğunu hatırlattı. Gelir düzeyinin çok üzerinde konut üretimi ve tüketimi olmasının sonuçta fiyatların çökmesiyle sonuçlandığını ifade eden Wieting, "Konut sektöründeki balonun patlamasının inşaat ve emlak sektöründe istihdamı vurduğu gibi, fiyatların çökmesi sağlık sisteminde de benzer sonuçlar doğurabilir" uyarısı yaptı.

Doğum ve ameliyat Avrupa'dan çok daha pahalı

Wieting, yaptığı analizde, sorunun Amerikalıların diğer gelişmiş ülkelerin vatandaşlarından daha fazla sağlık hizmeti alması olmadığının altını çizdi. OECD üyesi 34 ülkenin verilerine dayanarak Wieting, ABD'lilerin diğer 33 ülke ile karşılaştırıldığında doktora daha az gittiğini, kişi başına göre değerlendirildiğinde daha az ameliyat geçirdiğini belirtti. Ancak Amerikalılar, diğer gelişmiş ülkelerin vatandaşlarına göre neredeyse iki kat fazla tahlil yaptırıyor. Wieting'e göre ABD'nin en büyük farkı sağlık masraflarının çok daha yüksek olması. Uluslararası Sağlık Planları Federasyonu'ndan elde edilen dataya göre, ABD'de normal bir doğumun fiyatı 9 bin doları bulurken, Avrupa'da 4 bin dolardan daha az. ABD'de tipik bir by-pass ameliyatının maliyeti yaklaşık 68 bin dolarken, Avrupa'da sadece 19 bin dolar. Yüksek fiyatlara rağmen, ülkedeki sağlık hizmetlerinin kalitesini ise çok yüksek olmadığı belirtiliyor.

ABD'nin sağlık sektöründen bazı notlar...
* ABD'de sağlık reformuna karşın sağlık harcamaları her yıl ortalama yüzde 5.7 artıyor.
* ABD'de kişi başına sağlık harcaması, diğer tüm gelişmiş ülkelerden daha hızlı artıyor. ABD'de kişi başına sağlık harcaması Hollanda'nın iki katı.
* Son on yılda sigorta primleri, maaşlardan üç kat hızlı yükseldi.
* ABD'de sigorta gideri işi başına 516 dolarla OECD ortalamasının 7 katı.
* ABD, 2009'da sağlık ve bakıma 2.5 trilyon dolar harcadı. Bu, İngiltere'nin GSYH'sinden fazlaydı.
* ABD'de doktorların sadece yüzde 28'i tıbbi kayıtlarını elektronik ortamda tutuyor. İngiltere'de bu oran yüzde 90.
* Doktorlar, her yıl hastaların ihtiyacı olmayan 210 milyar dolarlık harcamaya yol açıyor.
* ABD'de reçete ile satılan ilaçlar, diğer sanayileşmiş ülkelerden yüzde 50 daha pahalı.
* ABD'lilerin yüzde 42'si reçeteli satılan ilaçlar için her yıl kendi cebinden 500 dolardan fazla ödeme yapıyor.
* Obesite, kanser ve astım gibi kronik hastalıklar, artan sağlık harcamalarının üçte ikisini oluşturuyor.
* Avrupa'da doktorların çoğunun maaşları performansa göre belirlenirken, ABD'de bu oran sadece yüzde 30. 
* Hatalı tedavi ve işlemler için her yıl 200 milyar dolarlık alacak veya tazminat oluşuyor.
* Ülkenin sağlık-bakın harcamalarının, Amerikan şirketlerinin 1.3 trilyon dolarlık karlılıklarının üzerinde.
*  ABD'lilerin yüzde 20'si tıbbi bir hata ile karşı karşıya kalıyor. Bu gelişmiş ülkeler içindeki en kötü performans.
* ABD'nin sağlık harcamaları bir ülke olsaydı, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alırdı.
* Ülkede çalışan başına sağlık maliyetinin 2019 yılında 2009'a göre üçe katlanarak 28 bin 350 dolara çıkması bekleniyor.
* Ülkedeki hastanelerin yüzde 47'si acil bölümlerinde aşırı yoğunluk bildiriyor.
* ABD'deki hastanelerde kişi başına yatak sayısı giderek azalıyor.
* ABD'de kişi başına doktor sayısı Yunanistan'dakinin yarısı kadar.
* ABD'li çocuklara antidepresan ilaç gereksiniminin Avrupalı çocuklardan üç kat fazla olduğu belirtiliyor.
* ABD'de her yıl 30 bin yeni doğan hayatını kaybediyor.
* ABD'de yeni doğan bebek ölümleri, Fransa'dan yüzde 87 fazla.
* Amerikan hastanelerinde her yıl tıbbi yanlışlar nedeniyle 195 bin kişi ölüyor.
* Amerikalı kadınların yüzde 11'i depresyonla mücadele etmek için ilaç kullanıyor. Bu dünyadaki en yüksek oran.
* ABD'de cezaevlerinde kalanlar için yapılan yıllık sağlık harcaması 4.5 milyar dolar.