”Bizlerin ata yurdu Kazakistan”
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'nda yaptığı konuşmada, dün Ankara'da birlikte Türkiye ile Kazakistan arasında stratejik işbirliği anlaşması imzaladıklarını, bu anlaşma imzalanmadan önce de stratejik ortak gibi hareket ettiklerin
İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye ile Kazakistan'ın birlikte iş yapabileceği çok güçlü sebepler bulunduğunu belirterek, her iki ülkenin iş adamlarını daha çok işbirliğine davet ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'nda yaptığı konuşmada, dün Ankara'da birlikte Türkiye ile Kazakistan arasında stratejik işbirliği anlaşması imzaladıklarını, bu anlaşma imzalanmadan önce de stratejik ortak gibi hareket ettiklerini anlattı.
Gül, "Çünkü, iki kardeş ülkeyiz. Bir milletin iki ayrı parçasıyız. Bizlerin ata yurdu Kazakistan'dır. Oradan ayrılıp buraya geldiysek hiçbir zaman ata yurdumuzu unutmadık. Ne zaman Kazakistan'a gitsem daima bu duygularla yaşadım ve özellikle son zamanlarda iki ziyaret yaptım ve bu iki ziyarette de çok büyük bir misafirperverlik gördüm" diye konuştu.
Nazarbayev'in Türk dünyasına verdiği önemi en yakın bilen kişilerden birisi olduğunu ifade eden Gül, 2 hafta önce Nahcıvan'da tarihi bir belgeye tarihi bir imza attıklarını belirterek, "Bu da 17 yıldır görülen rüyanın gerçekleşmesiydi. 17 yıldır bir Türk Şurası'nın, Türk Konseyi'nin kurulması hepimizin en büyük arzusuydu. Bunu gerçekleştirdik ve bununla ilgili resmi belgeleri koyduk. Burada en büyük katkıyı sağlayan Sayın Cumhurbaşkanı Nazarbayev olmuştur" diye konuştu.
Kazakistan'ın bağımsızlığını kazandığından bugüne kadar inanılmaz mesafeler katettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, "Şu bir gerçektir; Kazakistan, Asya'nın gerçekten parlayan yıldızı olmuştur ve Kazakistan önce ulusal bütünlüğünü sağlamıştır ve bunu pekiştirmiştir" dedi.
Gül, Kazakistan'ın bölgede ve uluslararası politikada da dikkati çeken roller oynamaya başladığını, bütün bunların Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in önderliği sayesinde gerçekleştiğini anlattı.
Abdullah Gül, "Dünyanın en önemli ülkeleri ile komşu olup, Rusya, Çin gibi... Çin ile 2 bin 500 kilometre, Rusya ile 8 bin kilometre sınırı olup hiçbir sınır problemi bırakmayan bir lider. Ülkesinin kuruluşunu çok sağlam temeller üzerine sağlamıştır ve gelecek nesillere eminim ki çok güçlü bir yapı bırakmaktadır" diye konuştu.
Üçüncü ülkelerle iş yapma arzusu
Toplantıya katılan topluluğa baktığında Türkiye'nin çok değerli iş adamlarını, başarıları Türkiye dışına taşmış çok büyük firma sahiplerini gördüğünü dile getiren Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"Bütün bunlar, Kazak kardeşleri ile daha çok iş yapmak, daha çok beraber olmak, sadece Türkiye'de veya Kazakistan'da değil üçüncü ülkelerde de beraber iş yapma arzusu içindedirler. Bizler, sizleri teşvik etmek için buradayız. Daha çok iş yapın diye. Ne kadar çok iş yaparsanız o kadar çok mutlu oluruz. Biz altyapıları gerçekleştiriyoruz. Ulaştırma konusunda, İpek Yolu'nu adeta tekrar hayata geçiriyoruz, demir yolu üzerinden. Kars-Tiflis-Bakü demir yolu bitmek üzere. Kazakistan içerisinde kara yolları yapılmakta. Bunun ilk desteğini yine Sayın Nazarbayev vermişti. Temellerini üç sene önce attık ve yakında gerçekleşecek. Çin, Kazakistan üzerinden, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Avrupa'nın ortasına bağlanacaktır."
Kazakistan'ın Nabucco'ya katılımı
Nabucco projesiyle ilgili hükümetler arası mutabakat imzalanırken Kazakistan'ın da buna ilgi gösterdiğini ve "Bu projenin içerisinde olacağını" söylediğini ifade eden Gül, "Ümit ediyorum ki bu da gerçekleştiğinde Kazak gazlarının da aynı petrol gibi Avrupa'ya nakli söz konusu olacaktır" dedi.
Abdullah Gül, Nazarbayev'in Samsun-Ceyhan boru hattını destekleyeceklerini ve Ceyhan'da rafineri yapılmasına ortak olmak istediklerini açıkça deklare ettiğini anlatarak, bütün bunların büyük stratejik projeler olduğunu belirtti.
Gül, "Bunun ötesinde diğer alanlarda da finans, altyapı yatırımları, turizm ve sosyal, eğitim amaçlı kültürel faaliyetlerde de iki ülkenin çok büyük ortak çalışmaları vardır. Bunlar gerçekleşiyorsa bunlar Sayın Nazarbayev'in ve Türkiye olarak bizlerin tam desteğindendir" dedi.
Kazakistan'ın kalkınma hamlelerinde Türk müteahhitleri ve iş adamlarının katkılarına işaret eden Gül, "Bazılarınız rahmetli Turgut Özal'la başladınız, bazılarınız oraya ilk günlerde gittiniz, ama sizlerin de oradaki başarıları Kazak yetkililer, başta Sayın Cumhurbaşkanı destek vermeseydi, bu da mümkün olmazdı" diye konuştu.
Bunun en iyi şahitlerinden birinin kendisi olduğunu söyleyen Gül, gerek Cumhurbaşkanı olarak, gerek Dışişleri Bakanı olarak gittiği toplantılarda sadece Türk iş adamları için ayrıcalık yapıldığını, onlar için salonda ayrı masalar kurulduğunu gören bir kişi olduğunu kaydetti.
Gül, "Başka ülkelerden hiç iş adamları yokken sadece resmi heyetlerin bulunduğu toplantılarda çok seçkin iş adamları kabul edilmiştir ki, bu da büyük bir kadirşinaslıktır. Bundan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.
"Almanya, Fransa, İngiltere'nin sanayi mallarıyla rekabet ediyoruz"
Türkiye'nin 750 milyar dolara yakın Gayri Safi Milli Hasılası olan bir ülke olduğuna işaret eden Gül, şöyle devam etti:
"Avrupa'ya en çok sattığımız mal otomotivdir. Fransa'da Türk Günleri yapılıyordu, bir Türk otomotiv şirketinin başkanının şu demecini gördüm; 'Eyfel Kulesi'ne çıkıp da (Türkiye'de yapılmış bir otobüs görmedim) diyen varsa bu doğru söylemiyor' demişti. Türkiye de bu noktaya gelmiştir. Avrupa ile 10 senedir Gümrük Birliği içerisindeyiz. Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin sanayi mallarıyla rekabet ediyoruz. Onların hepsi Türkiye'ye gümrüksüz girebilir. Buyursun girsin girebiliyorsa, satabiliyorsa. Biz de onlara gümrüksüz giriyoruz. Dolayısıyla böyle bir öz güvenimiz var."
Türk müteşebbisi ve sanayicisinin kendisine güvendiğini ve dünyayla rekabet ettiğini anlatan Gül, Türkiye'nin en büyük sermayesinin güçlü iş adamları, müteşebbisleri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, "Arzumuz şudur; Başta tabii ki dostlarımızla daha çok iş yapmak, kardeşlerimizle daha çok iş yapmak, bütün dünyaya açılmak. Bu konuda Kazakistan'ın potansiyelini çok iyi biliyoruz. Kazakistan'ın da çok güçlü şirketleri var. Dolayısıyla her iki tarafın da iş yapabileceği çok güçlü sebepler var. Sizleri daha çok işbirliğine davet ediyoruz. Daha çok iş yapmaya, mevcut klasik alanların dışına taşmaya sizleri teşvik ediyoruz. Hem Türkiye'de, hem Kazakistan'da yeni yeni iş alanlarına girin ve yeni yeni işler gerçekleştirin. Potansiyel çok büyüktür" şeklinde konuştu.
Eskiden ziyaretlerin 2-3 senede bir olduğuna işaret eden Abdullah Gül, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Senede bir ziyaret edilirse, bir daha gitmek sanki fazlaymış gibi gelirdi. Sanki protokole uygun değilmiş gibi görünürdü. Bu zihniyetten vazgeçildi. Gerekirse senede 3-4 kez ben Kazakistan'a gideceğim, Sayın Cumhurbaşkanı 3-4 kez Türkiye'ye gelecekler. Daima birbirimizin gözü önünde olacağız. Bunu sadece Türkiye ile Kazakistan arasında değil herkesle, bütün Türk dünyası içerisinde çok daha fazla gidip geleceğiz. Protokol dışı buluşacağız, protokol çerçevesinde buluşacağız, ama gözden ırak olmayacağız. Çünkü gözden ırak olununca gönülden de ırak olunuyor."
"Samruk Kazna Yönetim Kurulu Başkanı Kelimbetov"
Kazakistan National Welfare Fund (Samruk Kazna) Yönetim Kurulu Başkanı Kairat Kelimbetov, hedeflerinin Türk iş adamlarıyla yatırım potansiyelini geliştirmek olduğunu söyledi.
Kelimbetov, "Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, hedeflerinin Türk iş adamlarıyla yatırım potansiyelini geliştirmek olduğunu dile getirerek, Kazakistan ve Türkiye arasında 2008 yılında ticaret hacminin 3 milyar dolara ulaştığını ifade etti.
Türkiye'nin Kazakistan'da önemli bir iş birliği partneri olarak görüldüğünü belirten Kelimbetov, Türk şirketlerin, Kazakistan'daki özelleştirme projelerine katılabileceğini, özellikle ağır sanayi konusunda işbirliklerinin oluşabileceğini kaydetti.
Kelimbetov, Türkiye ile Kazakistan arasındaki stratejik istikametlerden birinin enerji alanı olduğunu vurgulayarak, Kazakistan'daki Hazar projesinin önemli bir konu olduğuna dikkati çekti.
Ceyhan'da petrol rafineleri için çalışmalar yapıldığının altını çizen Kelimbetov, Kazakistan'da önemli hidrokarbon kaynaklarının bulunduğunu, Kazakistan'daki birleşik kimya şirketlerinin Türkler için iyi bir partner olabileceğini vurguladı.
Şekerbank'ta hisse sahibi olduklarını ve bu ilişkiyi geliştirmek istediklerini belirten Kelimbetov, Kazakistan Kalkınma Bankası ile Türk bankaları arasında 750 milyon dolarlık bir projenin gerçekleştirilmekte olduğunu dile getirdi.
Türk iş adamlarının Güney Kazakistan'da inşaat malzemeleri alanında faaliyet göstereceklerini anlatan Kelimbetov, Kazakistan ve Türkiye'nin gerçek bir sıçrama yapmak için büyük bir potansiyeli olduğunu söyledi.
Azat Permashev
Kazakistan Ulusal Ekonomi Odası (ATAMEKEN) Başkanı Azat Permashev ise Türkiye ve Kazakistan arasındaki işbirliğinin krizden sonra daha esnek, daha dinamik ve güçlü bir hale geleceğine inandıklarını dile getirdi.
Permashev, bu iş forumu platformu çerçevesinde iş bağlantılarının kurulduğunu belirterek, "Sadece birbirimize bir şeyler satmak amacında değiliz. Ortak çıkarlarımızı geliştirmeye çalışıyoruz" dedi.
Azat Permashev, Türkiye'deki iş adamlarıyla bir araya gelmenin kendileri için çok büyük bir fırsat olduğunu kaydetti.
Zhumabek Zhanykulov
Kazakistan İş Adamları Derneği (KAZKA) Başkanı Zhumabek Zhanykulov ise bu toplantılarla Türk ve Kazakistan iş adamları için büyük bir zemin hazırlandığına dikkati çekerek, 100'den fazla Kazakistanlı girişimcinin Türk iş adamlarıyla buluştuğunu ifade etti.
Zhanykulov, "Hedefimiz Türkiye'nin de bulunduğu bütün ülkelerle işbirliğini geliştirmektir" şeklinde konuştu.
Devlet Bakanı Çağlayan
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türk ve Kazak iş adamlarına hitaben, "Gelin aramızdaki ticaretteki bütün engelleri kaldırma noktasında el birliği, gönül birliği yapalım ve koymuş olduğumuz 2012 yılındaki 15 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini birlikte aşalım" dedi.
Zafer Çağlayan, Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumunda yaptığı konuşmada, 1992 yılında Kazakistan'a ilk defa gittiğini ve o tarihten bu yana Kazakistan'daki gelişmelere şahit olduğunu ve bu gelişmelerden çok memnun kaldığını belirtti.
Kazakistan'ın bölgesinde çok güçlü ve yıldızı parlayan bir ülke olduğunu dile getiren Çağlayan, iki kardeş, dost ve ortak tarihi bulunan iki önemli ülkenin yaptığı toplantıların çok önemli olduğunu kaydetti.
Çağlayan, Kazakistan'da yatırım yapan yabancı şirketler arasında Türk şirketlerinin ilk 3'ün içinde yer aldığına işaret ederek, bunun çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Kazak iş adamlarının Türkiye'ye yaptığı yatırımın 700 milyon dolar seviyesinde olduğunu dile getiren Çağlayan, şöyle devam etti:
"Bugün 70 ülkede 40 milyar dolardan fazla uluslararası taahhüdü gerçekleştiren Türkiye'nin her yerdeki elçileri kabul etmiş olduğunuz müteahhitlerimize, Kazak kardeşlerimizin ve Kazak devletinin göstermiş olduğu ilgi sayesinde 10 milyar dolardan fazla iş olmuştur. Kazakistan'a yaptığımız ihracatımız, 2008 yılında 800 milyon dolar, Kazakistan'ın Türkiye'ye yaptığı ihracat 2 milyar 300 milyon dolar. Bunları topladığınız zaman ortaya 3 milyar dolarlık bir ticaret hacmi çıkmaktadır."
Bakan Çağlayan, Türkiye ile Kazakistan'ın 10 yıl önce karşılıklı ticaretinin 360 milyon dolar olduğunu, 7 yılda bunu 10 katına çıkardıklarını ve 3,2 milyar dolarlık bir ticaret hacmine sahip olduklarını vurgulayarak, "Gelin 2012 yılı ile ilgili sizlerle bir hedef koyalım, madem ki 7 yılda 10 katına biz ticaretimizi artırdık, 2012 yılında dış ticaretimizi karşılıklı olarak 15 milyar dolara çıkartalım. Gelin aramızdaki ticaretteki bütün engelleri kaldırma noktasında el birliği, gönül birliği yapalım ve koymuş olduğumuz 2012 yılındaki 15 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini birlikte aşalım" diye konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Petrokimya dalında ve rafine merkezleri dalında son derece tecrübeli dost ve kardeş ülke Kazakistan'ın, tecrübelerini Türkiye'deki açılacak yeni iş sahaları ile birlikte mutlaka burada bizimle paylaşması doğru olacaktır" dedi.
Bakan Yıldız, "Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu"nda yaptığı konuşmada, fiyatların artışı ile kaynak ülkelerin önemini bir kez daha görmüş olduklarını, bunlardan bir tanesinin de Kazakistan olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin bulunduğu coğrafyasıyla, hemen Batısında bulunan yüzde 65'lik tüketim noktalarıyla, Kazakistan'ın da içinde bulunduğu hemen Doğusunda bulunan yüzde 65'lik kaynakları birleştirmek durumunda olduğunu, böyle bir konumda bulunduğunu" ifade eden Yıldız, "Biz şu anda üretim miktarları olarak Kazakistan'daki operasyonlarımız da dahil olmak üzere önemli bir rezerve doğru gidiyoruz" dedi.
Taner Yıldız, Kazakistan'ın hem petrol hem de doğal gazla alakalı rezervlerinin Batıdaki birçok tüketim açısından dikkati çektiğini hep beraber sevinerek gördüklerini, bunun kendilerini daha da güçlendirdiğini kaydetti.
Hem Kazakistan'daki iş dünyasının hem de kamu kesiminin, Türkiye'deki dostlarıyla yapabileceği çok fazla iş bulunduğunu, karşılıklı işbirliğini mutlaka geliştirmek zorunda olduklarını vurgulayan Yıldız, iki ülkenin ulaştığı ticari rakamların gerçek potansiyelinin çok gerisinde bulunduğunu söyledi.
Özellikle son yıllarda Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile beraber Kazak petrollerinin de Akdeniz'e bu yolla ulaşmış olmasını son derece sevindirici bulduğunu belirten Yıldız, şöyle devam etti:
"Bu konuda desteğini esirgemeyen sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ve Sayın ekselansları Nazarbayev'in önemli iradelerini burada vurgulamak istiyorum. Bu artan dozlarda devam edecek. Geçen hafta da Milano'da imzaladığımız anlaşmayla Samsun-Ceyhan boru hattı ile beraber aynı zamanda Kazak petrollerinin de yine bu yolla Akdeniz'e inmesini sağlamış olacak. Bunlar iki ana projemiz. Bunu mutlaka desteklemek zorundayız."
Karşılıklı işbirliği zorunlu
Bakan Yıldız, Türkiye'deki iş adamlarının geldiği ticari hacim ve bilgi birikimi ile Kazakistan'daki dostlarının bilgi birikiminin karşılıklı işbirliğini zorunlu kıldığına işaret ederek, "Yalnızca Avrupa'da kullanılan 522 milyar metre küplük gazın önümüzdeki 15 yılda 700 milyar metre küplük tüketime çıkması öngörülüyor, o zaman Kazakistan'daki doğal gazların da Türkiye üzerinden Doğu-Batı aksında aktarılabileceği ve buralarda tüketilebileceği son derece açık bir gerçek. Biz bu tür işbirliklerine her zaman hazırız ve varız. Samsun-Ceyhan petrol boru hattındaki yapılacak işlemler aslında birçok yan sektörleri de harekete geçirecek" şeklinde konuştu.
Şu ana kadar enerji dışındaki sektörlerde gerek bankacılık gerekse turizmdeki atılımların değerli, ama yeterli olmadığına dikkati çeken Yıldız, "Petrokimya dalında ve rafine merkezleri dalında son derece tecrübeli dost ve kardeş ülke Kazakistan'ın, tecrübelerini Türkiye'deki açılacak yeni iş sahaları ile birlikte mutlaka burada bizimle paylaşması doğru olacaktır diye düşünüyorum. Şu ana kadar yapılan 4 milyar dolarlık yatırımların enerji sektörüne de mutlaka bir sinerji kazandıracağına inanıyorum" dedi.
Taner Yıldız, Türkiye'nin önümüzdeki 9 yıl içinde enerji sektörünü hemen hemen iki katına çıkarmak durumunda olduğunu dile getirerek, bunların içinde üretim, dağıtım, iletim tesisleri bulunduğunu söyledi.
Yıldız, geçtiğimiz hafta 3 dağıtım bölgesinde yapılan ihale hazırlıklarına 27 konsorsiyumun müracaat ettiğini, bunun Türkiye'deki özelleştirmelerin hedefinin ne olduğunu göstermesi açısından önemli olduğunu ifade etti. Yıldız, "2010 yılı sonuna kadar bunları mutlaka özelleştirmek durumundayız" dedi.
Dağıtım ve üretim şirketlerinin özelleşmesi ile ikili anlaşmaların yolunun açılabileceğini belirten Yıldız, "Kazak dostlarımızla beraber burada daha fazla iş yapma imkanına sahip olacağız" diye konuştu.