Brent Scowcroft'tan teminat

İSTANBUL- Türk-Amerikan Konseyi Başkanı Brent Scowcroft, ABD'deki seçimler sonucunda başkanlığa kim seçilirse seçilsin, yeni yönetimin Türkiye'nin merkeziyetini, önemini ve bir dost ve müttefik olarak değerini yakından tanıyacağını bildirdi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Amerikan İş Konseyi tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Scowcroft, Türkiye ziyareti kapsamında yoğun bir hafta geçirdiğini belirterek, Ankara'da gerçekleştirdiği temaslar çerçevesinde en çok terör örgütü PKK ve Ermeni meselesinin konuşulduğunu, her iki konuda da geçen yıl önemli mesafe alındığını ancak gerekirse daha fazlasını yapmaya hazır olduklarını görüşmeleri sırasında da ifade ettiğini hatırlattı.

Daha sonra gerçekleştirdiği Van ziyaretine de değinen Scowcroft, Türkiye'nin çok büyük bir kesiminin daha fazla yatırım, ticaret ve Türk-Amerikan Konseyi gibi delegasyonlarda yer alan yabancı iş adamlarının ilgisine ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Scowcroft, her zaman Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini, ancak bu süreçte Türkiye ve ABD arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin unutulmaması gerektiğini, Van'dayken, bölgenin potansiyelinin unutulduğu hissine kapıldığını söyledi.

Global finansal krizin etkilerine ilişkin olarak da Scowcroft, ABD'nin global ekonomik liderliğinin sorgulandığını belirtti.

ABD'nin ekonomik iyileşmesi bizim kadar Türkiye'nin de çıkarınadır

Türkiye'nin şimdiye kadar en kötü durumdan kaçındığını ve bunun devam edeceğini umduğunu ifade eden Scowcroft, "Sizin de hemfikir olacağınızı düşünüyorum ki, Amerikan ekonomisinin ve ABD'nin ekonomik liderliğinin hızla iyileşmesi bizim olduğu kadar Türkiye'nin de çıkarınadır" diye konuştu.

Türkiye-ABD arasındaki ticari ilişkilerde, son yıllarda gözlemlenen rekor seviyelerin 2008'de tekrarlanmasının pek muhtemel görünmediğini, finansal krizin mutlaka bir etkisi olacağını söyleyen Scowcroft, şöyle konuştu:

"Amerika şirketlerinin Türkiye yatırımları 2006 ve 2007'de milyarlarca dolarlık işlemleri içeriyordu. Bunun bu sene tekrarlanması pek mümkün görünmüyor. Amerikalı yatırımcılar, bu yılın başlarında Anayasa Mahkemesinde görülen dava nedeniyle 'bekle ve gör' konumuna geçtiler. Şu anda da, sorunların merkezinde yatırım değil likidite yatıyor.

Enerji özelleştirmeleri, nükleer santral ihalesi ve kamu teşekküllerinin özelleştirilmesi, beklediğimiz ölçüde Amerikan şirketlerinin ilgisini çekmedi. Enerji Bakanı Hilmi Güler'e de bu konudaki hayal kırıklığımızı ve Amerikan nükleer sanayisinin daha fazla bir hazırlıkla ortaya çıkarılan bir ihaleye ilgi göstereceğini ilettik."

Türkiye'nin AB üyeliğini teşvik ettiklerini ve Türkiye'nin sonunda başarılı olacağına inandıklarını belirten Scowcroft, aynı zamanda Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini de desteklediklerini vurguladı.

ABD'nin seçim döneminde oluşu krize tepkisinde yavaşlamaya sebep oldu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da içinde bulunduğumuz dönemde terör örgütü PKK'nın saldırıları, küresel ekonomik kriz, Gürcistan-Rusya arasında yaşanan çatışmalar ve ABD'deki seçimlerin gündem maddelerini oluşturduğunu belirtti.

Küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin herkes tarafından hissedildiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, geçtiğimiz salı günü Avrupa Parlamentosunda 45 ülkeden 700 şirketin yer aldığı bir toplantıya katıldığını, bu toplantıdaki şirketlerin yüzde 65'inin yatırım planlarını ertelediğini ve neredeyse tüm şirketlerin ekonomik büyümede bir yavaşlama beklediğini dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, şu anda ABD'nin seçim döneminde olmasının, böyle dönemlerde iç meselelere daha çok odaklanıldığı için küresel krizde olumsuz rol oynadığını ifade ederek, "Eğer ABD seçim döneminde olmasaydı, küresel krize daha hızlı tepki gösterilebilirdi. Ekonomik aktörlerin paniğe kapılmalarının önüne geçilebilirdi" dedi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, küresel ekonomik krizin Türkiye'ye olası negatif etkilerini izlemeye ve öngörmeye çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkede ekonomik büyüme beklentilerinin olumsuz yönde yeniden gözden geçirileceği açıktır. Böyle bir ortamda, iş dünyası olarak bazı tedbirlerin hızla alınması gerektiğini açıkça dile getiriyoruz. İlk olarak, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir anlaşma yapılması gerekmektedir. İkinci olarak, AB üyelik süreci hızlandırılmalı ve hepimiz, reform sürecine odaklanmalıyız. Bunlar, Türkiye ekonomisinde güven ortamı yaratmak için önemli işaretler olarak görülecek noktalardır."

ABD istihbarat desteği

Türkiye'nin AB üyeliği, uluslararası terörizm ve PKK ile mücadele gibi alanlarda ABD'nin Türkiye'ye destek verdiğini kaydeden Rifat Hisarcıklıoğlu, özellikle terör örgütü PKK ile mücadelede Türkiye'nin ABD'den istihbarat desteği aldığının söylendiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

"Bu işbirliği için müteşekkiriz. Ancak, Türkiye'deki sıradan vatandaşlar, ne zaman Irak'ın kuzeyinden bir saldırı gelse, bunda sorumlu taraflardan birinin de ABD olduğunu düşünüyor. Senatör Obama ve Senatör McCain seçim kampanyaları sırasında Türkiye hakkında her ne derse desin, her ikisinden de görevi devralmaları durumunda mantıklı bir şekilde davranmalarını bekliyoruz. Bu nedenle de, sözde Ermeni soykırımı konusunda yeni bir krizle karşı karşıya kalmak istemiyoruz."

Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer ise Türkiye ile ABD arasında uzun yıllar boyunca güvenlik gündemi üzerine kurulu derin bir ilişki bulunduğunu belirtti.

Dinçer, "Fakat ABD ile geçen 40 yıl boyunca güvenlik üzerine kurulmuş ilişkimiz, gelecek 40 yıl içinde de sürdürülebilir mi? Bu noktada cevabın hayır olduğuna inanıyorum. İki ülke arasındaki bağ, sadece güvenlik hususuna bağlı olarak devam edemeyecek kadar önemlidir. Değişmelidir ve çeşit kazanmalıdır. İkili yatırım ilişkilerimizi geliştirmeli, firmalarımız arasındaki ortaklığı artırmalı ve ülkelerimiz arasındaki ekonomik işbirliğini ilerletmeliyiz" diye konuştu.