Chavez'siz Venezuela'yı neler bekliyor?

Uzmanların ortak yorumu: "Chavez'in yeri kolay doldurulamaz"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Latin Amerika'nın en muhalif ve en çok konuşulan liderlerinden Hugo Chavez'in uzun süren bir hastalık sürecinin sonunda dün 59 yaşında hayata veda etmesinin ardından, ülkesi Venezuela'da kimin iktidar koltuğuna oturacağı tartışılıyor.
 
Hugo Chavez'in ölümünün ardından "geçici devlet başkanı" olan ve Chavez'in henüz hayattayken "halefi" ilan ettiği Devlet Başkanı Yardımcısı Nicolas Maduro, yeni dönemde iktidarı devralabilecek isimlerin başında geliyor. Yine Chavez geleneğinin temsilcisi olan Meclis Başkanı Diosdado Cabello'nun adı da muhtemel liderler arasında telaffuz ediliyor. Venezuela'da muhalefetin en güçlü ismi olan ve geçen yılın Ekim ayındaki seçimi Chavez'in birkaç puan gerisinde tamamlayan Henrique Capriles'in de bundan sonra yapılacak seçimlerde şansının yüksek olduğuna işaret ediliyor.
Maduro'nun Chavez'den boşalan koltuğu geçici olarak devralmasının ardından, Venezuela'da bir ay içinde devlet başkanlığı seçiminin yapılması bekleniyor. Ülke anayasası, devlet başkanının ölmesi durumunda meclisin ülkeyi 30 gün içinde yeni bir seçime götürmesini öngörüyor.
 
Chavez'in mirası
Venezuela'nın karizmatik lideri Chavez, 13 yılı aşan iktidarı boyunca, ülkesinde yerleştirmeyi amaçladığı sosyalist düzen çerçevesinde birçok sosyal programı hayata geçirdi, cehaleti azaltmaya, sağlık hizmetlerini iyileştirmeye, sosyal adaletsizliği ortadan kaldırmaya çabaladı.
"Radikal" politikaları bazı kesimlerde hoşnutsuzluk yaratsa da Chavez'den sonra iktidara gelecek ismin, halkın en fazla şikayette bulunduğu "sosyal adaletsizlik" sorunuyla başa çıkmak zorunda kalacağı belirtiliyor.
Araştırmalar, yoksul kesimin desteğini arkasına alan ve elitlerle çatışan Chavez'in devlet başkanlığı döneminde, Venezuela'da yoksulluk sınırının altında yaşayanlar ile okuma yazma bilmeyenlerin oranında ciddi bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Uzmanlar, bundan sonra iş başına gelecek hükümetin bu konulara özel bir önem vermesi gerekeceğinin altını çiziyor.
 
Chavez'in kendilerini "görünmez ve dışlanmış" hisseden insanlara "kimlik bilinci ve güven duygusu" kazandırdığına da dikkat çekilirken, halkın bundan sonraki dönemde de siyasi ve sosyal sisteme katılımını devam ettirmek isteyeceği vurgulanıyor.
Öte yandan, Chavez döneminde, hükümetin lider merkezli bir yapıya büründüğü, seçim komisyonu ve yargı kurumlarının siyasileştiği ve ekonominin iyi yönetilemediği yönünde eleştiriler de dile getiriliyor. Venezuela, her ne kadar dünyanın en zengin petrol rezervlerinden birine de sahip olsa, Chavez'in halefini ekonomik zorlukların da beklediği ifade ediliyor.
 
Uzmanlar, iktidara kim gelirse gelsin, "Chavez'in yerinin kolay doldurulamayacağı" görüşünde birleşiyor.
 
Maduro-Cabello çekişmesi
Her ikisi de Chavez yanlısı siyasetçiler olan Nicolas Maduro ve Diosdado Cabello, "Chavizm" hareketinin iki farklı kolunu temsil ediyor. Maduro, hareketin sivil kanadına yakınlığıyla tanınırken, askeri kanattan gelen Cabello, daha militarist yaklaşımıyla biliniyor.
Eski bir sendika lideri olan 50 yaşındaki Maduro'nun Küba yönetimiyle yakın bağları bulunuyor. Uzun yıllar dışişleri bakanlığı görevini de yürüten Maduro, Chavez'in uluslararası platformlardaki yüzü olarak nitelendiriliyor. Venezuela'nın İran, Suriye ve Belarus gibi ülkelerle, aynı zamanda Latin Amerikalı ortaklarıyla ve Karayipler'deki uluslarla ilişkilerini geliştiren Maduro, ülkesini Güney Amerika ortak pazarı MERCOSUR'a sokan isim olarak da öne çıkıyor. Maduro'nun göreve gelmesi durumunda, Venezuela'nın ABD'ye bakışında da bir yumuşama olabileceği konuşuluyor.
Chavez gibi eski bir ordu mensubu olan ve liderin 1992 yılındaki darbe girişiminde en büyük yardımcılarından olduğu bilinen Cabello'nun ise askeri yapıyı ön plana çıkarmak isteyeceği yorumları yapılıyor. Castro ile yakın ilişkileri bulunmadığı bilinen Cabello'nun gücünün, başkan yardımcılığını yürüttüğü Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi'nden (PSUV) ve ordudan kaynaklandığı belirtiliyor. Cabello'nun iktidarının, Venezuela'yı Küba'dan uzaklaştırabileceği ihtimaline de değiniliyor.
 
Öte yandan, aralarında farklılıklar bulunsa da her iki "potansiyel" liderin de Chavez'e sadakatle bağlı oldukları biliniyor. Şimdiye kadar aralarındaki çekişme çok fazla gün ışığına çıkmayan bu iki isim arasındaki "gizli rekabetin", önümüzdeki dönemde iyice artması bekleniyor. Böyle bir güç savaşının başlaması durumunda ise bunca zamandır Venezuela'nın itici gücü olan "Chavizm"in akıbetinin ne olacağı merak ediliyor.
 
Muhalefet lideri Capriles
Chavez'in mirasçılarının seçimi kazanmama ihtimali düşünüldüğünde ise Ekim ayındaki başkanlık seçimlerini Chavez'le başabaş bitiren muhalefetin adayı Henrique Capriles'in adı gündeme geliyor. Venezuela'nın ikinci büyük eyaleti Miranda'nın valisi olan 40 yaşındaki Capriles, merkez sağdaki Önce Adalet Partisi'nin başındaki isim.
Chavez'in oyların yaklaşık yüzde 56'sını alarak tekrar devlet başkanı seçildiği son seçimlerde, Demokratik Birlik Koalisyonu'nun adayı olarak yarışan Capriles, yüzde 44 gibi hiç de azımsanmayacak bir oy oranına ulaşmıştı. Chavez'in güçlü iktidarını sarsmayı başaran Capriles'in, Chavez'in yokluğunda yapılacak seçimlerde sermaye kesiminin temsilcisi olarak şansının eskiye göre çok daha artacağı belirtiliyor.