Çin gözünü Ortadoğu'ya dikti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

PEKİN - Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan ve kalkınma hızı nedeniyle büyük enerji ihtiyacı bulunan Çin'in son dönemde Ortadoğu'ya olan ilgisinin artması, bölgede aktif bir rol üstlenmeye çalışma politikaları hem bölge ülkeleri hem de büyük devletler tarafından ciddiyetle takip ediliyor.

İç kalkınması devam eden Çin, henüz Ortadoğu'da büyük bir yatırımcı olmamasına rağmen büyümesinin lokomotifi olan enerjinin güvenliğini sağlamak için bölgeye büyük ilgi gösteriyor ve petrol zengini ülkelerle ilişkilerini hızla geliştiriyor.
Ortadoğu'ya doğrudan en çok yabancı yatırımın halen ABD ve Avrupa'dan olduğu biliniyor. Çin ise bölgeye yönelik yabancı yatırımda oldukça gerilerde.
Ülke bu anlamda uzak coğrafyasına rağmen Ortadoğu'daki barış sürecine angaje olarak İsrail-Filistin meselesine doğrudan taraf oldu ve iki ülke lideriyle Pekin'de görüşmelerde bulundu.
Çin, Ortadoğu ve körfez ülkelerinden yoğun bir şekilde petrol alırken, Suudi Arabistan dahil birçok körfez ülkesinde metal, ulaşım ve tarım sektörlerinde yatırım yapıyor. Yatırım yaparken dikkatli olan Çinliler, potansiyel yatırım risklerine rağmen gerilim olan birçok bölgede yatırım alanını genişletmek için diplomasi kartını oynuyor.
AA'ya konuşan Şanghay Sosyal Bilimler Akademisi Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma görevlisi Prof. Dr. Yü Cienhua, Çin'in son 20 yıldır yakaladığı hızlı ekonomik büyüme ivmesi nedeniyle Ortadoğu ülkelerinin de Çin ile olan ekonomik işbirliği ve ticaretini artırma eğiliminde olduğunu dile getirdi.
Yü, Çin;in ithalatının yüzde 50;den fazlasının Ortadoğu ülkelerinden yapıldığına dikkati çekerek, ham petrol ithalatının yarısına yakınının bölge ülkelerinden geldiğini belirtiyor.
Çin'in, Irak'ta, Çin Milli Petrolleri aracılığıyla 2008'den bu yana üç proje için milyarlarca dolar yatırım yaptığı biliniyor. Irak;ta uzun zamandır petrol çıkarma ve işleme alanında yatırımlar olduğunu anlatan Yü, Çin'in "Siyasi dönüşüm sürecini istikrarlı bir şekilde devam ettiren Mısır ve Tunus gibi ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkilerini istikrarla sürdürdüğüne" işaret etti.
Çin firmaları genelde gittikleri bölgelerde finansal yardım ve altyapı geliştirme paketleri sunarak, kaynaklara erişimde tercih edilen olmak için çaba sarfediyor. Bu anlamda bölgesel etkinliğini artırmak için tüm ekonomik yolları deniyor ve girdiği tüm ülkelerde dev bir Çin şirketi, ekonomi ve ticaret işbirliği bölgeleri kurup, Çin firmalarının akın etmesi için altyapı oluşturuyor.

İran ile yakın ilişkiler
Arap dünyasının dışında Çin, İran'la ilişkilerini sıkı tutuyor ve İran'a uygulanan yaptırımlara rağmen ülkenin en büyük ticaret ortağı konumunda. Bunun karşılığında İran'daki petrol sahalarında Çin'in devlet şirketi olan Sinopec ile Çin Milli Petrolleri'nin milyarlarca dolarlık yatırımı bulunuyor.
Çin, Ortadoğu'da yaptığı yatırımlar sayesinde hem bölgenin enerji kaynaklarından faydalanmayı hedeflerken, yeniden yapılanan bölgelerdeki altyapı çalışmalarından da payını almayı hedefliyor. Ayrıca ürettiği düşük kaliteli tüketim maddeleri için de yeni pazarlar açılmış oluyor.

"Çin'in bu süreçte aktif rol alması gerekiyordu"
Çin, ilk kez kendi bölgesinde olmayan bir meseleye, Filistin-İsrail meselesine doğrudan taraf olmak için çaba harcıyor. Bu durum Çin'in dışa açılımının babası Dıng Şiaoping'in, temel olmayan sorunlarda "düşük profil olma, ihtilaf ve anlaşmazlıklardan kaçınma" tavsiyesinin dışına çıkan bir durum olarak dikkat çekiyor. Ancak Çin bu durumu ilgi alanının temeline yerleştirerek "Ortadoğu meselesinin özünün Filistin-İsrail sorunu olduğunu" belirtiyor ve bu konuda birinci ağızdan "Filistin'in haklı davasında kararlılıkla yanında olduğunu" açıklıyor.
Yü, Ortadoğu'da kalıcı barışın sağlanmasıyla İsrail ve Filistin sorununun çözümünde ABD, AB, Rusya ve BM;nin 2002;den bu yana girişimleri olduğunu ancak henüz somut bir sonuç alınamadığını söylüyor ve "BM;de daimi üye statüsü bulunan Çin;in bu süreçte aktif rol alması gerekiyordu" ifadelerini kullanıyor.
Çin'in, 2020'ye kadar petrolünün neredeyse beşte dördünü bu bölgeden ithal etmesi tahmin edilirken, temel petrol kaynaklarının başında gelen bölgedeki istikrarsızlığı enerji güvenliği ve ekonomik büyümesine muhtemel tehdit olarak gördüğü belirtiliyor.

"Abbas'ın Çin ziyareti yatırımların önünü açacak"
"Çin, Filistin'in tam bağımsız devlet kurmasına başından beri destek veriyordu" diyen Çinli uzman Yü, "Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas;ın Pekin;e yaptığı ziyaret sonrası şunu söyleyebiliriz ki; Çin, Filistin;i haklı davasında desteklemeye devam edecek" diye konuştu.
Yü, Abbas;ın Çin ziyaretinde özellikle Çin;den ekonomik yardım bulma arayışında olduğunu söyleyerek , "Bu ziyarette Çin ve Filistin arasında ilk defa olarak ekonomik işbirliği alanında bir anlaşmaya imza atıldı. Halihazırda İsrail;de olan Çin yatımlarının artık Filistin;de de olması için Abbas;ın ziyaretinin iyi bir başlangıca vesile olacağına inanıyorum" ifadesini kullandı.
Yü, "Çin'in Ortadoğu;da eskiye nazaran çok daha aktif bir rol üstlendiğini söylemek mümkün" diye konuştu.