Ege barışını birlikte gerçekleştireceğiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan'la ilgili olarak "Karşılıklı uçuşlar da dahil, bu tür gerilimlere yol açmayacak bir Ege barışını birlikte gerçekleştireceğiz" dedi.
ANKARA -
"Yaşadığımız çağın dinamiklerini ve parametrelerini çok iyi anlamak, buna göre stratejiler üretmek durumundayız" dedi.
Başbakan Erdoğan, Erzurum'da devam eden Üçüncü Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, şçyle konuştu:
"Çok açık net dostuma (Papandreu) bunu söylemek durumundayım... Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde hiçbir ülkeye yapılmayan, hiçbir ülkeye yaklaşım itibarıyla sunulmayan tarz Türkiye'ye yapıldı. Zira 1959 yılında ilk adımı atacaksın, 1963'te resmen müracaatınız olacak ve o günden bugüne kadar yaklaşık 50 yıllık bir süreç içerisinde Türkiye ile adeta kendilerine göre dalga geçen Avrupa Birliği üyesi var 27 tane.
2004 yılına kadar biz tüm AB liderler zirvelerine katılırken, 2004'ten sonra liderler zirvelerine de bizi kabul etmeme durumuna girdiler. Bu da samimiyetlerinin, bu da Türkiye'ye karşı yaklaşımlarının ne denli yanlış olduğunun açık, net ifadesidir. Yani burada AB üyesi ülkeler ne derlerse desinler, bize bunu anlatamazlar. Bunu kendileriyle çok açık, net konuştuğum için bunları da değerli dostumun yanında tekrar söylüyorum."
Kıbrıs sorunu
Erdoğan, Kıbrıs'ta yaşanan gelişmelere de değindi.
Davos ve Burgenstock'ta, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile başlattıkları süreçte "kazan kazan" (win-win) esasına göre Kıbrıs sorununun çözülmesi önerisi getirdiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Burgenstock'ta bizzat işin başındaydım ve orada kapandık, çalışmalara başladık. Ne yapacaktık? Kıbrıs sorununu çözecektik. İmzalar atıldı ve atılan imzalara rağmen 26 Nisan 2004'te AB bu işi çözme noktasında kararlı olduğunun sinyallerini verdi. Oybirliği ile o gün karar verildi. Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyon son bulacaktı. Sorun son buldu mu? Bulmadı.
Peki ben bir başbakan olarak, bir siyasetçi olarak sorumlu bir kimlikteki insan olarak ne yapayım? Karşımdakilerin yaptığı bu. Oy birliği ile karar alıyorsunuz, hala bu kararı Kuzey Kıbrıs'a uygulamıyorsunuz. Hala izolasyon var. Ve hep siz verirsiniz. Kuzey Kıbrıs versin, Türkiye versin. Kusura bakmayın. Masaya oturacağız, karşılıklı menfaat esasına dayalı olarak bu işi çözeceksek çözeceğiz.
Ege barışı
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin son dönemde, tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı bir ilerleme gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, 25 mutabakatın imzalandığını hatırlattı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ege'deki gelişmelerde şüphesiz ki, sorunların tümüne ortak çıkarlara dayalı, kapsamlı bir çözümü bulmamız lazım. Bunu bulacağız."
Papandreu: Erdoğan'a inanıyorum
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Türk-Yunan sorunlarının çözümü sürecinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a inandığını söyledi.
Papandreu, güvenin hızlı bir şekilde kaybolabildiğini belirterek, çarşamba günü Türkiye'nin 8 savaş uçağının küçük bir Yunan adası üzerinde uçtuklarını, bu uçakların Yunan egemenliğini ihlal ettiklerini iddia ederek, şunları söyledi:
"Türkiye neyi ispatlamak istiyor? Bu hareketler statüyü değiştirmeyecek. Bu, Türkiye için rutin bir hareket olmuş olabilir ama bunların Yunanistan için de rutin olduğunu düşünmeyin lütfen. Benzer her girişim Yunanistan'da, 'acaba Türkiye farklı ilişkiler mi kurmak istiyor' diye soru işaretleri oluşturuyor. Size soruyorum, biz gerçekten gerginliğe, şüpheciliğe mahkum muyuz? Yıllarca süren çabalar sonucu elde edilen sonuçları küçük bir hareketle ortadan kaldırmaya mı mahkumuz? Ben buna inansaydım burada olmazdım. İnanıyorum ki, kaderimiz bizim ellerimizde ve Sayın Tayyip Erdoğan'a inanıyorum. Ben son derece değerli bir muhataba sahibim ve ülkelerimiz arasında öncelikle güveni ve daha sonra kalıcı barışı tesis edebilirim diye düşünüyorum."
"Gerginlik ilişkilerimizi zehirliyor"
Papandreu, kıta sahanlığı sorununu çözmemenin artık büyük bir tehlike yaratmakta olduğunu ifade ederek, bu konuda 2002'de başlayan temasların bugün daha da yoğunlaştırdıklarını söyledi.
Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin gecikmekte olduğunu belirterek, bunun 3 sebebi olduğunu ifade eden Papandreu,birincisinin Türkiye'deki iç gelişmeler, ikincisinin bazı AB ülkelerinin itirazları, üçüncüsünün de Kıbrıs sorunu olduğunu söyledi. Papandreu, "Bunlar sürecin oksijenini tüketen sorunlar. Bunlar gerçekten var olan sorunlardır ve bunları çözmek zorundayız, çünkü aksi takdirde bu süreç donma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir" dedi.