Gelişen ülke paraları dolara direnemiyor!
Fed'in faiz artışına gelecek ay başlayabileceğine ilişkin beklentiler dolara güç katıyor. Dolar/TL, yeniden 2.80'e dayanırken diğer gelişen ülke paraları da sarsıldı.
DIŞ HABERLER
ABD Merkez Bankası'nın (FED) politikaları para piyasalarını sarsıyor. Dolar endeksi, Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart'ın eylül ayında faiz artışına destek veren açıklamalarının ardından 3.5 ayın zirvesi olan 98.222'yi gördü. Gelişen ülke paraları hızlı değer kaybına uğradı. İçeride dolar/TL, yeniden 2.80 seviyesine dayandı ve haftanın en yüksek seviyesine çıktı. Yurtdışı piyasalarda gelişen ülke paralarının bazıları 10 yılı aşkın sürenin en düşük seviyesine indi. Altın fiyatları da güçlü doların etkisiyle son 5.5 yılın en düşük seviyesini gördü. Lockhart, faiz artışına eylül toplantısıyla başlanmasından yana olduğunu belirterek, ekonomide ancak bir kötüleşme olursa faiz artışı için beklemenin makul olacağını ifade etti. Fed'in ilk faiz artışına gelecek ay başlayabileceğine ilişkin artan beklentiler küresel piyasalarda doların gücüne güç katarken, dolar endeksi 3.5 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Küresel piyasalarda artan dolar talebi ile son 2 haftanın en düşük seviyesine gerileyen euro/dolar ise gün içinde en düşük 1.0849'u gördü. Güçlü dolar asıl darbeyi gelişen ülke paralarına indirdi. Fed beklentilerine paralel dolar/TL'de buna paralel olarak yükselerek 2.79'u aştı. Devam eden siyasi belirsizlik ile terör örgütü PKK ve IŞİD'e yönelik operasyonlarla yükseliş eğiliminde hareket eden dolar/ TL, haftanın en yüksek seviyesi olan 2.7933'e çıktıktan sonra günü 2.7860 seviyesinden kapadı.
Emtia üreticilerinin paralarına büyük darbe
Asya paraları paraları, özellikle de emtia üreticisi ülkelerin paraları da sarsıldı. Önde gelen kauçuk ve palm yağı üreticilerinden Malezya'nın parası ringit, artan siyasi sorunların da etkisiyle 1997-98 Asya krizinden bu yana en düşük seviyeye indi. Yine kauçuk ve palm yağının büyük üreticilerinden Endonezya Rupisi son 17 yılın en düşük seviyesini gördü. Asya dışında en büyük düşüş Güney Afrika Randı'nda yaşandı. Başta altın olmak üzere madenciliğe dayalı ekonomisi güçlü dolardan zarar göreceği endişesiyle rand, 14 yılın en düşük seviyesinden satıldı. Latin Amerika paraları da doların doların baskısını yeniden hissederken, Kanada Doları, Yeni Zelanda Doları düşüş eğilimindeki diğer para birimleri. Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart, Wall Street Journal'daki röportajında Fed'in faiz artışına yakın olduğunu belirtti. Lockhart, eylül ayında faiz artışını desteklememesi için ABD ekonomisinde "ciddi bir bozulma" olması gerektiğini ekledi. Lockhart'ın açıklamaları ABD merkez bankası Fed'in eylül ayında faizleri artırabileceği ihtimalini daha da yükseltti. Lockhart, Fed'in Federal Açık Piyasa Komitesi'nde "merkez" görüşe sahip bir üye olarak biliniyor ve komitede bu yıl oy kullanma hakkına sahip olan beş bölgesel banka başkanından birisi. Lockhart yılın başlarında istihdam piyasası hakkında endişeli olsa da mayısdan bu yana eylül ayında faiz artışının mümkün olduğunun sinyallerini veriyor. Altın fiyatları 5.5 yılın en düşük seviyesinde Altın fiyatları da dün ABD'den gelecek veriler öncesi beş buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi. New York Ticaret Borsası'nın Comex bölümünde Aralık vadeli altının onsu yüzde 0.8 düşüşle 1.082,40 dolardan işlem gördü. Salı günü altın fiyatları yüzde 0.12 oranında değer kazanarak 1.090,70 dolara kadar yükselmişti. Altın fiyatları temmuzda yüzde 6.72 oranında değer kaybetti. Borçlanma maliyetlerinin yükseleceği ile ilgili beklentiler, altın için ayı piyasası olarak yorumlanıyor. Altın bu yıl gerileyerek 2013 ve 2014'teki kayıpları genişletti ve altın üreticilerinin hisse senedi fiyatlarına zarar verdi.
Kurda 2.80-2.85 bandı kalıcı olabilir
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) önceki gün yayınladığı Gelişmekte Olan Piyasalarda ‘Kusursuz Fırtına' adlı raporda, içerisinde Türkiye'nin de bulunduğu gelişen pazarların hem tahvil, hem hisse hem de para birimlerinde düşüşler olduğu tespiti yapıldı. Türkiye, Brezilya, Rusya ve Güney Afrika'da ise durumun daha kötü ayrıştığı, yatırımcı güveninin bu ülkelerde düştüğü vurgulandı. Türkiye ekonomisinin ise koalisyon hükümeti veya erken seçim konusundaki politik belirsizden kötü etkilendiği, ayrıca ekonomik politika yapıcıların siyasallaşmasının da sorun yarattığı ifade edildi. Brezilya'da mali konsolidasyon çabalarının politik krizle sekteye uğradığı belirtilirken, Rusya'da düşen petrol fiyatları ve ekonomik yaptırımların en büyük zorluklar olduğu ifade edildi. Güney Afrika'da ise kamu idaresinde sorunlar olduğu ve işçi grevlerinin etkili olduğuna değinildi. IIF yönetici direktörü Hung Tran "Gelişen piyasa ülkeleri sert küresel ekonomik ve finansal şartların üstesinden gelmek için güçlü ekonomik politikalarla kırılganlıklarını azaltmalı" uyarısı yaptı. Bu ülkelerin yeni bir reform ajandasıyla gelecekteki potansiyel büyümelerini artırması gerektiği vurgulanan raporda bu fırtınanın sebepleri de detaylı analiz edildi. Raporda, faiz artırımı beklentisinin gelişen pazarlardan sermaye çıkışına yol açması, gelişen pazarlarda finansal olmayan şirket borçlarının GSYH'nin yüzde 80'ine yükselmesi, emtia fiyatlarındaki düşüş, gelişen ekonomilerde ihracatın yavaşlaması ve küresel ticaretteki yavaşlama fırtınanın sebepleri arasında gösterildi. Yurtiçi piyasada dolar kuru 2.80 liraya dayandı. Kısa vadede TL'ye değer kaybettiren etkilerin ortadan kalkmasını beklemeyen analistlere göre, piyasada en kötü senaryo FED'in faiz artırımına siyasi belirsizlik (erken seçim) ile yakalanmak. Analistler, "Önümüzdeki günlerde erken seçim fiyatlanmaya başlanırsa kur 2,80'nin üzerine oturabilir, 2,80-2,85 bandına çıkabilir. Fakat şimdilik koalisyon ihtimali bulunuyor. Erken seçim riski TL'ye baskı yapıyor. Hükümetin kurulması, ABD verisinin kötü gelmesi ile kur 2,70-2,65 bandına çekilebilir" dediler.
Gelişen pazarlarda 'kusursuz fırtına' uyarısı
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) önceki gün yayınladığı Gelişmekte Olan Piyasalarda ‘Kusursuz Fırtına' adlı raporda, içerisinde Türkiye'nin de bulunduğu gelişen pazarların hem tahvil, hem hisse hem de para birimlerinde düşüşler olduğu tespiti yapıldı. Türkiye, Brezilya, Rusya ve Güney Afrika'da ise durumun daha kötü ayrıştığı, yatırımcı güveninin bu ülkelerde düştüğü vurgulandı. Türkiye ekonomisinin ise koalisyon hükümeti veya erken seçim konusundaki politik belirsizden kötü etkilendiği, ayrıca ekonomik politika yapıcıların siyasallaşmasının da sorun yarattığı ifade edildi. Brezilya'da mali konsolidasyon çabalarının politik krizle sekteye uğradığı belirtilirken, Rusya'da düşen petrol fiyatları ve ekonomik yaptırımların en büyük zorluklar olduğu ifade edildi. Güney Afrika'da ise kamu idaresinde sorunlar olduğu ve işçi grevlerinin etkili olduğuna değinildi. IIF yönetici direktörü Hung Tran "Gelişen piyasa ülkeleri sert küresel ekonomik ve finansal şartların üstesinden gelmek için güçlü ekonomik politikalarla kırılganlıklarını azaltmalı" uyarısı yaptı. Bu ülkelerin yeni bir reform ajandasıyla gelecekteki potansiyel büyümelerini artırması gerektiği vurgulanan raporda bu fırtınanın sebepleri de detaylı analiz edildi. Raporda, faiz artırımı beklentisinin gelişen pazarlardan sermaye çıkışına yol açması, gelişen pazarlarda finansal olmayan şirket borçlarının GSYH'nin yüzde 80'ine yükselmesi, emtia fiyatlarındaki düşüş, gelişen ekonomilerde ihracatın yavaşlaması ve küresel ticaretteki yavaşlama fırtınanın sebepleri arasında gösterildi.