IMF'den korkutan uyarı: Savaş çıkabilir

Ekonomik dengesizliklerin geri gelebileceğini belirten IMF Başkanı, toplumsal ve siyasi istikrarsızlığın savaşa yol açabileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Önce Tunus ve ardından Mısır'da hayat pahalılığı, işsizlik ve gelir dağılımındaki uçurumun yarattığı toplumsal çalkantı bölge ekonomilerini etkilemeye başladı.

Arap dünyasında kızgınlık artarken, bu coğrafyadaki halkın yönetimi duyduğu öfkesinin Asya'da da değişiklik için baskı oluşturabileceği konuşulmaya başlandı. Tunus ve Mısır'daki gelişmeler zengin ve fakir arasındaki farkın gittikçe büyümesi ve siyasi özgürlüklerin olmaması sebebiyle duyulan rahatsızlığın arttığını gösterirken, Uluslararası Para Fonu (IMF) korkutan bir açıklama yaptı. Fon'un Başkanı Dominique Strauss-Kahn, dünyada ekonomik dengesizliklerin geri gelmeye başladığını, toplumsal ve siyasi istikrarsızlıktaki artışın savaşlara yol açabileceğini söyledi.

Strauss-Kahn, dünya ekonomisinin iyileşme kaydettiğini, ancak yüksek işsizlik ve fiyatlardaki artışın, ticarette korumacılık ve şiddetli sosyal huzursuzluğun artmasına neden olabileceği uyarısı yaptı. Singapur'da yaptığı konuşmada Strauss Kahn, "Kriz öncesi dönemde görülen küresel dengesizlikler yeniden ortaya çıkıyor. ABD gibi büyük dış açıkları olan ekonomilerde büyüme hâlâ iç taleple sağlanıyor.

Çin ve Almanya gibi büyük dış fazlaya sahip ekonomilerde de büyümeye hâlâ ihracat güç veriyor. Ülkeler arasındaki gerilim arttıkça, ticarette ve finansta korumacılığın yükseldiğini görebiliriz. Yine bu gerilim arttıkça ülkeler arasında toplumsal ve siyasi istikrarsızlıkta artış, hatta savaş bile yaşanabilir" şeklinde konuştu.

Artan gıda ve yakıt fiyatları son aylarda yoksul ülkeleri giderek daha çok etkilemeye başladı. Bunlar, Tunus ve Mısır'da yönetimlere karşı baş gösteren şiddetli protestolara yol açan nedenler arasında görülüyor.

Strauss-Kahn, Mısır'da bir haftadır süren protestoları değerlendirdiği açıklamasında, isyanın bir numaralı nedeni olarak yüzde 8.9 düzeyindeki yüksek işsizliği gösterdi. Strauss-Kahn şunları söyledi:

"Bu tip olaylarda IMF olarak direkt bir rol üstlenemeyiz. Bizim rolümüz olaylar olmadan önce farklı olasılıkları değerlendirip uyarıda bulunmaktır. Şunu hatırlıyorum, Fas'ta yaptığım bir konuşmada, Tunus ve Mısır da dahil olmak üzere Arap ülkelerindeki işsizlik sorununa değinmiştim. O zaman bu konuyu bir tür saatli bombaya benzetmiştim. Bölgenin bu sorunu çözmesi gerektiğini ve bu durumun uzun süre bu şekilde devam etmeyeceğini belirtmiştim.

Tabii ki bu konuşmadan birkaç ay sonra bu tip olaylar yaşanacağını tahmin etmiyordum. Aslında bu ülkeler makro ekonomi anlamında iyi performans sergilediler. Ancak genç işsizlik ve eşitsizlik sosyal bir çalkantı yarattı."

Mısır'la ilgili olarak Strauss-Kahn, büyüme için gereken koşullara değindi: "Rejim değişikliği tartışması politik bir konu. Bütün toplumun desteği olmadan iyi bir ekonomik büyüme yakalayamazsınız. Eğer sosyo-ekomomik gelişim çatışma içinde olan bir topluma dayanıyorsa,, bir gün bu tip olaylarla karşılaşmanız kaçınılmaz olur. Benim tavsiyem, bu tip durumlardan en fazla etkilenen kesime destek olabilmek için bazı kaynakların korunmaya çalışması olacaktır. Çünkü bu gibi durumlardan en fazla fakirler zarar görür.

Petrol şoku endişesi; fiyatlar 100 doları aştı

MISIR'DA dün gerçekleşen dev miting öncesinde Brent petrolü 2008'den bu yana ilk kez 101 dolara ulaştı. ABD ham petrolü ise 92 doların üzerine hızlı bir hareket gerçekleştirdi. Petrol fiyatları iki günde yüzde 8 yükseliş gösterdi.

Dünya petrolünün yüzde 2'si Mısır'ın denetimindeki Süveyş Kanalı ya da Kızıldeniz'i Akdeniz'e bağlayan paralel kanaldan geçiyor. Küresel ticaretin yüzde 8'i de Süveyş üzerinden yapılıyor. Petrol fiyatlarını psikolojik eşik olan 100 doların üzerine getiren bir başka unsur ise Tunus ve Mısır'daki olayların zengin doğalgaz yataklarının bulunduğu Cezayir ile petrol zengini Libya hatta Körfez ülkelerine sıçraması olasılığı.

Ayrıca Mısır'da köktenci bir rejimin genel olarak Ortadoğu'da barışa tehdit oluşturabileceğinden endişe ediliyor. Dün petrol fiyatları 100 doların üzerindeki seyrini sürdürürken, OPEC piyasaları yatıştırmaya çalıştı. OPEC Genel Sekreteri Abdullah El Bedri, Mısır'daki kargaşanın petrol akışını etkilemeyeceğini belirtti.

İsrail'de benzine zam

Bu arada İsrail'de son bir ay içinde benzin fiyatları ikinci kez zamlandı. 95 oktanlı benzinin fiyatı, 12 agorot (1 Şekel 100 agorot) artışla 7.26 Şekele (yaklaşık 3.32 TL) çıktı. Benzin fiyatlarında son 6 ayda yapılan artışın yüzde 13.3'ü bulduğu bildirildi.

Yediot Ahranot gazetesi ise Mısır'daki olayların Mübarek'in devrilmesine yol açması ve Mısır'da bir İslami hükümetin kurulması halinde, bunun İsrail ekonomisinde bir kargaşaya yol açabileceğini belirtti. Haberde, Mısır'daki olayların İsrail'e doğal gaz sevkiyatını henüz etkilemediği, mısır'da Mübarek yönetiminin devrilmesi durumunda laik bir rejimin gelmesi halinde de gaz ithalatının etkilenmesinin beklenmediği vurgulandı.

WSJ: Protestolar sürerse Türkiye riske açık olur

WALL STREET JOURNAL'IN yayımladığı "Türkiye için Mısır Risk ve Fırsat" başlıklı analizde Türkiye'nin ayaklamaların olduğu Ortadoğu ülkeleri için alternatif bir model oluşturabileceği, bunun da etkinliğini artıracağı belirtildi. Analizde yine Türkiye'nin sıcak paraya dayanması ve büyük bir enerji ithalatçısı olması nedeniyle "Bölgedeki protestolar sürerse Türkiye riske çok açık olur" görüşüne de yer verildi.

Bunun nedeni olarak Türkiye'nin, hızla yükselen cari açığın finansmanında giderek artan bir biçimde bu tür spekülatif yatırımlara dayanmasının gösterildiği analizde Londra'daki Capital Markets Economics'in yükselen piyasa ekonomisti Neil Shearing'in "Bölgede protestolar sürerse ve bölgede daha çok protesto olursa Türkiye riske çok açık olur. Sadece coğrafyası nedeniyle değil, ekonomisinin yapısı, hızlı bir sıcak para çekilişi ve ülkenin büyük bir enerji ithalatçısı olduğu için yüksek petrol fiyatlarının, cari açığı kötüleştireceği anlamına gelir" değerlendirmesi de aktarıldı.

Yazıda, Mısır'daki yoğunlaşan protestoların borsaları vurduğuna, petrol fiyatlarını yukarıya çektiğine, yatırımcıların yükselen piyasalardan uzak kalmalarına yol açtığına dikkat çekilen analizde Türk hisselerinin düştüğünün, borsa endeksi ve liranın zayıfladığının borç sigortalama maliyetinin son beş ayın en yüksek düzeyine çıktığının altı çizildi. Analizde şöyle devam edildi:

"Türkiye'nin Mısır ve Tunus ile olan yıllık 4 milyar dolarlık ticaret hacmi, 300 milyar dolarlık toplam ticaret hacminin sadece küçük bir kısmıdır. Ancak iktisatçılar, Türkiye'nin çok canlı ekonomisinin, petrol fiyatları tırmanırsa veya tedirgin uluslar arası yatırımcılar bölgesel bir risk algısı ile ülkeye akmış olan sıcak para yatırımlarını geri çekerse, özellikle riske açık olacağını söylüyorlar" denildi.

Göstericiler 2 milyonu buldu

Mısır'ın başkenti Kahire'de, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek aleyhinde dün yapılan gösteri adeta gövde gösterisine dönüştü. Başkente giden bütün yolların tutulması ve şehre tren seferlerinin durdurulmasına rağmen gösteri engellenemedi. Mısır Ordusu'na dayandırılarak verilen haberlerde, Kahire'de toplanan göstericilerin sayısının 2 milyon kişiyi bulduğu belirtildi.

İskenderiye kentindeki gösterileri takip eden basın mensupları da bu kentte de bir milyon kişinin toplandığını bildirdi. Tahrir Meydanı‘nda toplanan iki milyon kişiden büyük kalabalık Başkanlık Sarayı‘na doğru yürüyüşe geçmek istedi. Ancak halkın yürüyüşe geçmekte zorlandığı, bunun en büyük nedenininse göstericiler arasında onları yönlendirecek bir lider bulunmaması bu yüzden de kimsenin yürüyüşü başlatacak işareti verememesi olduğu bildiriliyor.

Tahrir Meydanı'nda toplanan iki milyondan fazla kişinin yanı sıra, eşzamanlı gösterilerin yapıldığı İskenderi kentinde bir milyondan fazla, Süveyş ve Mansure'de 250 binin üzerinde kişinin gösterilere katıldığı bildiriliyor. Göstericilerin "Defol Mübarek" diye sloganlar attıklarını ve Cumhurbaşkanı‘nı asılmış gösteren veya fotoğrafında "kafan düşecek" yazılı afişler taşıdıkları görüldü. Bu arada, Mısır'da Müslüman Kardeşler, muhalif grupların oluşturduğu koalisyonun Mısır hükümetine, demokrasiye geçiş konusundaki görüşmelere sadece Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in çekilmesi halinde başlayacaklarını söylediklerini bildirdi.

Müslüman Kardeşler grubunun üyesi olan eski milletvekili Muhammed el Beltagi, "Bizim öncelikli isteğimiz Mübarek'in gitmesi. Sadece bunun ardından ordu teşkilatıyla huzurlu bir iktidar değişiminin detayları konusunda diyalog başlatabiliriz" dedi.

Mübarek'in gidişine İran sevinecek

Dünya medyası ve düşünce kuruluşlarında Mısır'da yaşanan olaylara ilişkin yapılan bazı tartışmalarda, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in "gitme zamanının" geldiği, ancak göstericilerin belirli bir gündem ve tek liderden yoksun olduğu noktaları ön plana çıkıyor.

Washington Post gazetesinde yer alan bir yazıda, milyonların sokağa döküldüğü Mısır'da Mübarek'in uzlaşma işaretlerini verdiği, ama görevden ayrılmaya dair herhangi bir sinyal göndermediği belirtilerek, Cumhurbaşkanı Yardımcılığına atanan Ömer Süleyman'ın da diyalogdan söz etmesine karşın zamanı ve kapsamına dair hiçbir ayrıntı vermediğine işaret edildi. "Diğer başarılı demokratik isyanların aksine, Mısır'daki isyanın bir liderden ve Mübarek'i düşürmek dışında açık bir gündemden yoksun olduğuna" dikkat çekilen yazıda, muhalif liderlerden Muhammed El Baradey'in de diyaloğa hazır oldukları yönünde işaret verdiği, bununla birlikte protestocuların muhalefet liderlerini temsilcileri olarak görmedikleri kaydedildi.

Financial Times yazarı da Gideon Rachman, "Ortadoğu'da Mübarek hükümetinin düşmesine sevinecek tek ülkenin İran olduğunu" savundu. Financial Times yazarı Gideon Rachman, Mısır'da yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği yazısında, "Ortadoğu'da Mübarek hükümetinin düşmesine kesin surette sevinecek tek bir ülke varsa o da İran'dır" yorumunu yaptı.

Ürdün'de hükümet feshedildi

MISIR'DA bir dönem noktası olarak nitelenen halk ayaklanmasının 8'inci gününde Ürdün'de siyasi kriz patladı. Ürdün Kralı Abdullah'ın hükümeti feshett ve başbakanlığa Samir Rifai'nin yerine Maruf Bakit'i atadı.

Ürdünlü bir yetkili, Kral Abdullah'ın dün zengin bir siyasetçi olan Başbakan Samir Rifai'nin istifasını resmen kabul ettiğini ve eski askeri danışmanı Maruf Bakit'ten yeni kabineyi kurmasını istediğini açıkladı. Bakit'in asker kökenli olduğu ve 4 yıl önce başbakanlık yaptığı bildirildi. Ürdün'de hükümet değişikliğine, halkın, Tunus ve Mısır'daki protestolardan etkilenerek hayat pahalılığına karşı gösteriler düzenlemesi ve Başbakan Samir Rifai'nin görevden alınmasını istemesinin etkili olduğu düşünülüyor

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir