Irak'tan terörle mücadele sözü
Irak Başbakanı Maliki, Irak toprakları kullanılarak komşu ülkelere saldırı düzenlenmesinin kendileri için büyük sorun olduğunu söyledi.
BAĞDAT/İSTANBUL - Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Irak toprakları kullanılarak komşu ülkelere saldırı düzenlenmesinin kendileri için büyük sorun olduğunu bildirerek, "Bu sorunun tedaviye ihtiyacı var. Bunun tek tedavisi komşu ülkelerin güvenliğini hedef alan teröristlerin üstesinden gelmektir" dedi.
Maliki, Başbakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında, komşu ülkelerin Irak sınırlarını ihlal etmesi karşısında Irak hükümetinin tutumunun ne olduğu yönündeki soru üzerine, Irak devletinin içinde bulunduğu zor şartların bazı terörist gruplar tarafından kullanılarak, komşu ülkelere saldırılar düzenlendiğini ve bunun kendileri için büyük sorun teşkil ettiğini, bu sorunun biran önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
Terörist grupların Irak topraklarının bir kısmını komşu ülkelere saldırı düzenlemek için hareket noktası olarak kullandığını ifade eden Maliki, şöyle konuştu:
"Bu sorunun tedaviye ihtiyacı var. Bunun tek tedavisi komşu ülkelerin güvenliğini hedef alan teröristlerin üstesinden gelmektir. Komşu ülkelerin topraklarımıza girmesi ya da topraklarımızı bombalamaması ve bunun neticesinde vatandaşlarımızın ölmemesi için komşu ülkelere haklı gerekçe vermemek lazım. Bunun için de teröristlerin üstesinden gelmemiz gerekir. Siyasi sorumluluğumuz gereği egemenliğimizin çiğnenmesini ve topraklarımıza girilmesini gerekçe ne olursa olsun kabul etmiyoruz. Ama ilk önce üzerimize düşen sorumluluk, bu terörist grupların topraklarımızı kullanıp komşu ülkelere saldırmasını durdurmaktır."
Maliki, ayrıca, Irak'ın egemenliğinin ihlali konusunda hassas olduklarını ve ülke topraklarını ihlal edenlere kınama mektupları gönderme dahil olmak üzere gereken her şeyi yaptıklarını, Irak topraklarına girilmesi ve ülke topraklarının bombalanması yoluyla ulusal egemenliğin çiğnenmesini reddettiklerini söyledi.
Hükümet kurma çalışmaları
Hükümet kurma çalışmalarına da değinen Maliki, hükümeti kurma sorununun Irak'ın iç sorunu olduğunu ve yabancı müdahaleye izin vermeyeceklerini, bu sorunun Irak içinde çözülmesi gerektiğini ifade etti.
Maliki, "Yabancı ve bölgesel müdahaleler hükümeti kurma çalışmalarını düğümledi. Çok sayıda sorun ortaya çıkardı. Yabancı aktörler, ulusal çabalara galip geldi. Ulusal aktörler herhangi bir karar alamaz duruma geldi. Siyasi hayatın başındakiler yabancı aktörlere çok taviz verdi. Ben yabancı ve komşu ülkelerle iyi ilişkilerin kurulması çağrısında bulunuyorum. Ama ulusal mukaddesat denen şeyler var. Biz de bundan sorumluyuz. Siyasi süreçteki tüm ortaklara sesleniyorum, ulusal zeminde hareket edersek çözümler için çok yol ve fırsatlar ortaya çıkacak" dedi.
Irak Başbakanı Maliki, siyasi çalışmaları ve diyalogları yabancılarla bağlantılı yapmanın sorunu çözümden uzak, daha da karmaşık hale getireceğini, şu an karşılaştıkları krizin, yabancı ülkelerin, hükümet adayları ve hükümeti kuracak isimler konusunda uzlaşıya varmasını beklemekten kaynaklandığını belirtti.
Dışişleri bakanlığı sözcüsü Özüergin: Nota verilmedi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, terör saldırılarının ardından Irak'a nota verilmediğini belirterek, "Hem kuzeyle hem Bağdat ile çalışan bir ilişki içerisindeyiz. Dolayısıyla kalkıp da her seferinde ayrıca bir nota vermeye gerek yok" dedi.
Çırağan Sarayı'nda düzenlenen Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Zirvesi kapsamında gazetecilere açıklama yapan Özügergin, toplantıların 13 yıldır gerçekleştirildiğini belirterek, bu yılkinin, şu ana kadar en yüksek katılımlı toplantı olarak tarihe geçtiğini söyledi.
Özügergin, dokuz ülkenin cumhurbaşkanı, iki ülkenin başbakan, bir ülkenin de başbakan yardımcısı düzeyinde temsil edildiğini aktararak, toplantının zeminini oluşturan ana temalardan birinin, GDAÜ üyesi ülkelerin tamamının Avrupa ve Atlantik yönelimlerinin desteklenmesi olduğunu kaydetti.
Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle'nin de toplantıya katıldığını ve AB optiğinden GDAÜ'ye seslendiğini dile getiren Özügergin, toplantının, bölgenin tüm sorunlarının ele alındığı tek siyasi platform olduğunu vurguladı.
Özügergin, bölgenin sorunları denilince akla gelen ilk üç konunun, Bosna Hersek, Kosova ve Yunanistan ile Makedonya arasındaki isim sorunu olduğunu ifade ederek, toplantının, bu üç konunun ele alındığı tek bölgesel platform olduğunu söyledi.
Toplantı sonunda bir deklarasyon yayımlanacağını belirten Özügergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kosova sorununda bölge ülkeleri arasında ortak bir bakış açısı yok. Haliyle Romanya ve Sırbistan'ın Türkiye ve Arnavutluk ile aynı paralelde düşünmesini beklemek hata olur. Ancak yine de bu konuların ele alınabiliyor olması tek bir platformda önemli. Yugoslavya'nın dağılma sürecini hatırlıyoruz. Çok vahşice çatışmalara sahne olan ve patlamaya çok meyilli bölgede istikrarın sağlanması açısından bu tür platformların özel önemi var. Biz de Güneydoğu Avrupa bölgesinde herhalde başat oyuncularından biri olarak hem vizyonumuzu anlatmak hem de biraz bölgenin elektriğini almak için GDAÜ'yü iyi bir platform olarak görüyoruz."
Özügergin, Kosova'nın sonuç bildirgesine nasıl yansıyacağının sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Kosova'nın bölgede kara bir delik olarak kalmaması ya da görülmemesi lazım. Bölgenin bir parçası olduğunun tescili ve sorunun diplomatik veya hukuki yollardan çözümünün aranmasının devamı... Deklarasyonda bu yer alırsa yeterli olur, çünkü bunu ötesinde bir şeyi Sırplar kabul etmeyecektir. Sırplar bizim de takdir ettiğimiz yöntemle Kosova sorununu Avrupa ile arasında veya Balkanlar ile arasında bir sıkıntı olmaktan çıkarmayı tercih etti. Ne yaptı? 'Uzman görüşü' için Lahey'e gönderdi. Lahey'in önümüzdeki birkaç ay içerisinde bir tavsiye kararı vermesi bekleniyor. Çok kritik olacak bölgede, Sırbistan'ın bunu kamuoyuna nasıl yansıtacağı belli değil. Açıkçası tam Sırbistan'ın ya da Kosova'nın dediği yönde bir karar alınacağını pek kimse sanmıyor."
Terör saldırıları
Burak Özügergin, "terör saldırılarının ardından Irak'a nota verilip verilmediğinin" sorulması üzerine, "Hayır. Bu şey için nota verilmedi. Çünkü notayı niye verirsin? Karşı taraftan hiçbir işbirliği görmemişsindir veya tutumundan memnun değilsindir, 'bana bak' diye verirsin. Zaten hem kuzeyle hem Bağdat ile çalışan bir ilişki içerisindeyiz. Dolayısıyla kalkıp da her seferinde ayrıca bir nota vermeye gerek yok" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, "Son saldırıların ardından üçlü mekanizma çerçevesinde ne ele alınmış, ne beklemişsiniz? Bir de ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 'Türk Hükümeti ve Genelkurmayı ile isterse işbirliğimizi gözden geçirmeye hazırız' dedi. Buna bir yanıt verdiniz mi?" şeklindeki sorusuna karşılık da Özügergin, şöyle dedi:
"Amerikalılarla üçlü mekanizmamızda arıza mı var, diye soruldu yoğun bir şekilde. Biz baktık yok, aynı şekilde devam ediyor işbirliği. Fakat dediğimiz şu, askeriyenin de ihtiyacına göre eğer bir eksiklik varsa bunu Amerikalılarla ele alırız. Jeffrey'in de söylediği bunun, madalyonun öbür yüzü. 'Aksayan bir taraf var diyorsanız, bakalım' herhalde... 'Şurada bir eksiklik var' dersek, yani operasyonel konular bunlar, siyasi açıdan bir sorun yok. Bunu gayet rahatlıkla söylüyorum. Şu ana kadar askeriyeden de bir şey çıkmadı."
"Barzani ile akrabalığımız yok"
Özügergin, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Barzani'nin uyarılıp uyarılmadığı yönündeki soru üzerine, "Barzani'yi uyardık, diye ortaya çıkmadık. Kim 'Barzani'ye uyarı' diye manşet attıysa o zaman o söylesin. Ben demedim bunu. Barzani ile zaten işbirliğimiz var. Barzani ile epey bir yol alındı. Bunu da kabul etmek lazım" şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanlığının son saldırıların ardından Avrupa veya dünya çapında girişimleri olup olmayacağı sorulan Özügergin, "Zaten artık Başbakan kalkıp da doğrudan taleplerimizi ülke liderlerine söyledikten sonra ilaveten yapılacak bir şey yok. Yani ne bileyim birtakım insanların iadesini istiyorduk, birtakım kaynakların kurutulmasını istiyorduk, yapılan yayınların kültürel olmadığını, bunun teröre yardım ettiğini ve kapatılması gerektiğini söylüyorduk. Bunun yerine gelmesi lazım. Yeni bir icat gerekmiyor" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "İnsanların canı yandı. Daha önce Abdullah Gül arar, bağırır, çağırırdı. Şimdi insanlar bir suçlu arıyor. Türkiye'nin birine tepki gösterdiğini görmek istiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" yönündeki sorusuna da Özügergin, şu yanıtı verdi:
"Barzani'ye ne zaman bağırıyorduk? 'Bir çakıl taşı vermem, kedi vermem' muhabbetleri olduğu dönemde açar bağırırsın ama adam 'terörü şiddetle kınıyorum' dedikten sonra açıp bağırmanın çok bir mantığı kalmıyor. Kime, ne zaman, ne söyleyeceğimizi iyi bilmemiz gerekiyor. Yanlış anlaşılmasın, biz Barzani'yi savunmuyoruz. Sadece nereden nereye geldiğinin dikkate alınmasının gerektiğini söylerken alınacak daha fazla mesafe var ama açıp bağırmak da o mesafeyi göz önünde bulundurmamak anlamına gelir demek için söyledim. Yoksa Barzani ile herhangi bir akrabalığımız yok. İşbirliği yapma aşamasına gelen insanlarla işbirliği yapmayı reddeden insanlar gibi konuşamazsınız."