”İsrail cinayet işlediğini kabul etmeli”

ATİNA - Atina Büyükelçisi Hasan Göğüş, "Türkiye'nin, İsrail'in cinayet işlediğini kabul etmesini ve yaptığı manevi ve maddi zararları karşılamasını beklediğini" söyledi.

Göğüş, Atina'da Yunanlı gazetecilere düzenlediği basın toplantısında, İsrail'in, 31 Mayıs tarihinde Gazze'ye giden yardım filosuna düzenlediği saldırıyı ve Türkiye'nin bu konudaki tezlerini anlattı.

Toplantı sırasında Türkiye'nin bu konuyla ilgili tezlerini içeren bir de yazılı metin dağıtan Göğüş, "İsrail'in, yardım filosuna düzenlediği saldırıyla Uluslararası Hukuku ve Türkiye'nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini" kaydetti.

Büyükelçi Göğüş, hiçbir ülkenin, açık denizde başka bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi durdurma hakkı bulunmadığını ifade ederek, "İsrail açık denizde özgür ve güvenli denizcilik kurallarını ihlal etmiştir. Bu da, uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiği anlamına gelmektedir. Bu saldırı basit kınamalarla geçiştirilemez. İsrail'in cinayet işlediğini kabul etmesini, açıkça ve resmen hesap vermesini ve tabi ki, kendisinin neden olduğu manevi ve maddi zararları karşılamasını bekliyoruz. İsrail ile geleneksel olarak iyi ilişkilerimiz vardı. Bu saldırı, ilişkilerimizi sarsan ilk şok oldu" dedi.

Bunun İsrail ile Türkiye arasındaki bir konu değil, İsrail ile uluslararası toplum arasında bir sorun olduğunu vurgulayan Göğüş, İsrail'in saldırısına Türkiye'nin yanı sıra uluslararası toplumun birçok üyesinin de şiddetle tepki gösterdiğine dikkati çekti.

Göğüş, saldırı olaylarıyla ilgili BM kararları ve Avrupa Parlamentosu açıklamaları doğrultusunda şeffaf ve güvenilir bir soruşturma yapılabilmesi için uluslararası bir heyet oluşturulmasının önemine değinerek, Bu konuda BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un, aralarında bir Türk ile bir İsrailli'nin de bulunduğu uluslararası bilirkişilerin yer alacağı bir heyet oluşturulması yönündeki çağrısına Türkiye'nin olumlu yanıt vermesine karşın, İsrail'in hala cevap vermediğini söyledi.

Toplantı sonunda Yunan gazetecilerin sorularını yanıtlayan Göğüş, "Türkiye'nin Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalayıp imzalamayacağına ilişkin" bir soru üzerine, bu konunun İsrail saldırısıyla hiç bir ilgisi bulunmadığını belirtti.

Büyükelçi, "Türkiye'nin, Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamamış olmasının hiçbir şekilde uluslararası hukuku desteklemediği anlamına gelmediğini" ifade ederek, "Sözleşmede çok madde var. Bunların bazılarını zaten uyguluyoruz, bazılarını da uygulamıyoruz. Ancak bu, Deniz Hukuku'nun tümüne karşı olduğumuz anlamına gelmez" dedi.

İran konusuyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Göğüş, Türkiye'nin nükleer silahların yayılmasına karşı olmakla birlikte, her ülkenin barışçıl amaçlara yönelik nükleer araştırma yapma hakkına da saygılı olduğunu söyledi.

Göğüş, "Bu çerçevede İran'ın, uluslararası toplumu nükleer programının barışçı amaçlara yönelik olduğu konusunda ikna etmesini bekliyoruz" diye konuştu.

 Büyükelçi Göğüş'ün toplantı sırasında gazetecilere dağıttı yazılı açıklamada da, özetle şu ifadelere yer verildi:

"Uluslararası sularda bulunan bir geminin bayrağı, onun egemenliğini de belirlemektedir. Bu gemide meydana gelebilecek her türlü olay geminin ait olduğu ülkede meydana gelmiş sayılabileceği gibi, cinayet ya da başka yasadışı hareketlerin sorumluları geminin ait olduğu ülkenin yasalarına göre yargılanabilirler. İsrail'in açık denizde Türk bayrağı taşıyan bir gemiye saldırısı sonucunda bazı vatandaşlarımızın hayatlarını kaybetmiş olmaları ve bazılarının da yaralanmış olmaları uluslararası hukukun ihlalidir. Sivil vatandaşların savaş durumunda bile öldürülmesi 4. Cenova Sözleşmesi tarafından yasaklanmıştır"