İsveç erken seçime gidiyor

İsveç'te 2 ay önce kurulan azınlık hükümeti, muhalefetten destek alamaması nedeniyle 2015 bütçe tasarısını parlamentodan geçiremedi. Sosyal Demokrat Başbakan Stefan Löfven, erken seçime gidileceğini bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KOPENHAG - İsveç'te 2 ay önce kurulan azınlık hükümeti, muhalefetten destek alamaması nedeniyle 2015 bütçe tasarısını parlamentodan geçiremedi. Sosyal Demokrat Başbakan Stefan Löfven, erken seçime gidileceğini bildirdi.

Ülkede 14 Eylül 2014'te yapılan seçimde yüzde 31,2 oy alan Stefan Löfven liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Çevre Partisi ile 3 Ekim'de azınlık hükümeti kurdu. 

Sağ partilerin dışarıdan desteğini alan Başbakan Löfven, hükümetinin 2015 yılı bütçe tasarısının onaylanması konusunda ise destek alamadı.

Hükümetin mülteci politikasına etki edemeyen aşırı sağ İsveç Demokratları Partisi'nin sağ blokun bütçe tasarısına destek vereceğinin açıklamasıyla derinleşen krizde Başbakan Löfven, kendi bütçelerini parlamentodan geçirmek isteyen sağ blokun bu isteğini kabul etmedi ve bugün parlamentoda yapılan oylamada hükümetin bütçe tasarısına 153 evet 182 ret oyu çıktı. 

Hükümetinin 2015 bütçesi için yeterli oyu alamayan Löfven, yaptığı basın toplantısıyla kararlarını açıkladı. "Her zaman sorumluluğumuzun farkındaydık ve biz sağ blokun yaptıklarını kabul edemeyiz" diyen Löfven, 22 Mart 2015'te erken seçime gideceklerini söyledi.

İsveç yasalarına göre 3 aydan önce erken seçim kararı alamayan hükümet, resmi olarak en erken 29 Aralık'ta bu kararı verebileceği belirtiliyor.

İkisi Türk kökenli çok sayıda göçmenin yer aldığı Başbakan Löfven liderliğindeki kabine, ilk icraat olarak Filistin'i devlet olarak tanıdı, ardından Suriyeli sığınmacılar konusunda takındığı olumlu tutumla dikkati çekti. Hükümetin mülteciler politikasıyla İsveç, Avrupa'da Almanya ile en çok Suriyeliye ev sahipliği yapan ülke durumuna gelirken aşırı sağ İsveç Demokratları Partisi bu konuda hükümete geri adım attırmaya çalıştı.

İsveç Demokratları Partisi'nden Mattias Karlsson, hükümetten sadece mülteci politikası konusunda aşırılıktan vazgeçmesini istediklerini öne sürerek, olanlardan hükümeti sorumlu tuttu.