Kıbrıs müzakerelerinde takvim belirlendi

Cenevre'de yürütülen üçlü zirvede müzakere sürecine ilişkin yol haritası belirlendi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

LEFKOŞA - KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, 7 Temmuz'da Cenevre'de yapılan üçlü Kıbrıs zirvesinde, müzakereler konusunda bir programlamanın ortaya çıktığını, bunun bir çeşit takvim olarak da görülebileceğini, sürecin nereye doğru gittiğinin artık belirlendiğini söyledi.

Kudret Özersay, Bayrak Televizyonu'na yaptığı (BRT) açıklamada, "Cenevre toplantısında bir programlamanın ortaya çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu bir çeşit takvim olarak da görülebilir. Eğer Rum tarafını rahatsız ediyorsa program diye de sunulabilir, ama önümüzdeki sürecin nereye doğru gittiğini planlayarak, programlayarak hareket edebilecek olduğumuzu görmek bizi memnun ediyor" dedi.

Özersay, Cenevre sonrası yoğunlaştırılacak görüşmelerin, Ekim ayına kadar yeni metotla sürdürüleceğini belirtti.

Toprak konusunda Kıbrıs Türk tarafının yaptığı önerinin Rum liderliğinin elindeki bahaneyi aldığını ifade eden Özersay, "eğer bir toprak ayarlaması olacaksa muhtemel etkilenecek insanlara sağlanacak yeni hayatların net olarak temini üzerinde anlaşılmasının elzem olduğunu" vurguladı. Özersay, toprak başlığının harita ve rakam boyutunun sürecin son aşamasında görüşüleceğini anımsattı.

Egemenlik konusunda iki farklı öneri

Özersay, "egemenliğin çözüm anlaşmasına ne şekilde yazılacağı konusunda her iki tarafın farklı önerisi olduğunu" ifade ederek, şunları söyledi:

"Aslında öz itibarıyla söylenen şeyler birbiriyle örtüşmesine rağmen, Rum tarafının tek egemenlik ısrarına karşın Kıbrıs Türk tarafının egemenliğin çözüm metnine daha farklı yazılması şeklinde bir tartışma devam ediyor. Bu henüz sonuçlanmış değil, çünkü egemenliğin çözüm anlaşmasına ne şekilde yazılacağı konusunda her iki tarafın farklı önerisi var. Kıbrıs Türk tarafının İsviçre Anayasası'na dayalı bir önerisi var; yani federal anayasanın sınırları dahilinde Kurucu Devletlerin egemen olacağına ilişkin bir önerisi var. Rum tarafının da yeni kurulacak devletin tek ve bölünmez bir egemenliğe sahip olacağına dair bir formül önerisi var. Her iki tarafın da kendine göre izahatları var, ancak günün sonunda bu konuda anlaşılması gerekiyor. Bu çözüm zemininin sadece bir yönü, ama diğer yönü iki kesimlilik."

Cenevre toplantısında iki kesimliliğin anlamını gündeme getirdiklerini ve Kıbrıs Rum tarafının parametre dışı pozisyonuna rağmen, uzun bir aradan sonra ilk kez mülkiyet çoğunluğunun da kurucu devleti yönetecek olan toplumda olacağı fikrinin teyit edildiğini aktaran Özersay, sarih mal ve nüfus çoğunluğunun kurucu devlette olacağının teyit edildiğini vurguladı.

Toprak bütünlüğü şart

Özersay, iki kesimlilik bağlamında kurucu devletlerin toprak bütünlüğünün korunmasının şart olduğunu belirterek, bir kurucu devlet içerisinde kanton oluşturulmasına Kıbrıs Türk tarafının karşı olduğunu, bunun da zaten iki kesimliliğe aykırı olduğunu kaydetti.

Özersay şöyle konuştu:

"Kıbrıs Türk tarafının toprak ayarlaması yapılırken üzerinde durduğu önemli birkaç kriter vardır. Bu anlamda toprak bütünlüğüne halel gelmeyecek şeklinde bir toprak ayarlaması yapılması bir kriterdir. Bir diğer kriter, kanton bölgenin olmamasıdır. Bu zaten toprak bütünlüğünü bozan bir şeydir. Bir kurucu devletin toprakları içerisinde diğer kurucu devlete ait bir kantonun olmasını biz kabul etmiyoruz, bunu doğru bulmuyoruz ve iki kesimliliğe aykırı bir unsur olarak görüyoruz. Zaten kantonla ikiden fazla kesim yaratıyorsunuz ve yönetim açısından da ciddi sıkıntılar yaratmış oluyorsunuz."

Bir başka kriter de toprak ayarlaması söz konusu olduğunda bunun olabildiğince az insanı olumsuz etkileyecek şekilde yapılması yönündeki kriterdir. Başka bazı kriterler de vardır yaşayabilirlik kriteri vardır, yani bir kurucu devletin elinde kalacak olan toprak miktarı o kurucu devletin kendi kendini idame ettireceği oranda bir ekonomik yaşamı üzerine tesis edilebileceği kadar toprağın elinde kalması gerekir, bunlar kriterlerdir."

Kıbrıs Türk tarafının bu açılımı Rum tarafını zorda bırakmak amacıyla yapmadığını ifade eden Özersay. Kıbrıs Türk tarafının bu açılımı, müzakerelere bir ivme kazandırmak maksadıyla yaptığını ve bu açılımın ayni zamanda "toprak görüşülmediği için bu müzakereler iyi gitmiyor, ilerleme kaydedilmiyor" şeklindeki mazereti ortadan kaldırmak için atılmış "cesur bir adım" olduğunu söyledi.

Müzakerelerde, Cenevre sonrasında izlenecek yöntemin detaylarının yakında iki tarafça netleştirileceğini belirten Özersay, "Yöntem ana hatlarıyla belirlenmiş durumdadır, ama görüşmenin gizliliği nedeniyle bunun detayına şimdi girmek istemiyorum. Gerçek olan bir şey var; Ekim'e kadar bizi çok zor bir süreç bekliyor. Bizim için bir yaz tatilinin söz konusu olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kesin, net ve gizli olmayan tek unsur budur" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir