”KKTC'de teslimiyetci politikaların karşısındayız”

KKTC Başbakanı Eroğlu, tüm bakanların katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, ülkede alınması gereken ekonomik tedbirleri açıkladı ve Kıbrıs konusuna değindi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

LEFKOŞA - KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs müzakerelerinde "teslimiyetçi bir politika" içine girmesi halinde, sadece kendisini değil, bütün halkı karşısında bulacağını söyledi.

Başbakan Eroğlu, tüm bakanların katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, ülkede alınması gereken ekonomik tedbirleri açıkladı ve Kıbrıs konusuna değindi. Eroğlu, ekonominin önünü açacak, özellikle özel sektörü destekleyecek ve halkı rahatlatacak önlemleri kamuoyunun bilgisine sundu.

Eroğlu, bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Talat'a destek vermeleri konusunda Türkiye'nin kendilerine herhangi bir telkini olmadığını, "seçim gecesi heyecanı içinde yaptıkları açaklamada dahi, müzakerelerin devamından yana olduklarını ve Talat ile uyum içinde olacaklarını söylediğini" anımsattı.

Talat ile zaman zaman görüş ayrılıklarının olacağını kaydeden Eroğlu, Talat'ın Rum lideri Dimitris Hristofyas ile anlaşmaya çalıştığını belirterek, "Hristofyas ile bile anlaşacağını söyleyen bir cumhurbaşkanı ile benim anlaşmamam herhalde mümkün değil" dedi.

"Cumhurbaşkanı Talat'ın 'KKTC'yi ortadan kaldıracağım' noktasına gelmesi ya da Hristofyas'ın etkisi altına girerek teslimiyetçi bir anlayışla hareket etmesi" halinde karşısında kendilerini bulacağını söyleyen Eroğlu, "Teslimiyetçi bir politika içine girecekse sadece beni değil, bütün halkı karşısında bulacaktır" ifadesini kullandı.

Anlaşmanın adının federasyon ya da konfederasyon olabileceğini, ancak kazanılmış hakları koruyacak bir anlaşma istediklerini kaydeden Eroğlu, federasyonların dünyada birer birer ortadan kalktığına da işaret etti.

Hristofyas'ın "Kıbrıs cumhuriyetinden vazgeçmem", kendilerinin de "KKTC'den vazgeçmem" dediğini ifade eden Eroğlu, nasıl bir orta noktada buluşacaklarını bilmediğini söyledi. Yaşayabilir bir anlaşma istediklerini söyleyen Eroğlu, "Hristofyas'ın dediği gibi 110 bin Rum Kuzeye gelecek, geride kalan 50 bin gidecekse, bize yine göç yolları düşecekse, burada yaşabilir bir anlaşmadan söz etmek mümkün değildir" dedi.

Dünyada, anlaşma mecburiyetinde olanın Kıbrıslı Türkler olduğu yönünde yanlış bir anlayış olduğuna işaret eden Eroğlu, Türkiye'nin desteğiyle de olsa burada yaşayan bir devlet olduğunu, bu devletin Hristofyas'ın desteğiyle yaşayacağına Anavatan Türkiye'nin desteğiyle yaşadığını söyledi.

Anlaşma ihtiyacı olanın sadece Türkler olmadığını, Rumların da bölünmüş bir Kıbrıs istemiyorsa anlaşma ihtiyacı olduğunu kabul etmesi gerektiğini belirten Eroğlu, halkın, Annan Planı gibi bir planı yeniden kabul edeceğini sanmadığı vurguladı.

Gelişmelerden endişeliyiz

Kıbrıs konusundaki gelişmelerden "endişeli" olduklarını belirten Eroğlu, "Rum tarafı uzlaşmaz tutumunu sürdürürken ABD, İngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerle AB'nin tutumundan rahatsızlık duyuyoruz. En büyük yanlışlıkları Rum hükümetini Kıbrıs'ın tümüne egemen olması gereken yasal bir hükümetmiş gibi görmeye devam etmeleridir" dedi.

"Bu durumdan cüret alan Rum yönetiminin petrol ve doğal gaz arama izni vermek gibi tahrik edici tutumlar benimseyebildiğini" kaydeden Eroğlu, "Hiç şüphesiz uluslararası hukuku hiçe sayan bu gibi davranışların sürdürülmekte olan müzakere sürecine hiçbir olumlu katkısı yoktur" diye konuştu.

"Biz Kıbrıs konusunu Anavatan Türkiye ve Cumhurbaşkanı Sayın Talat ile uyum içinde yürütme kararındayız" diyen Derviş Eroğlu, şöyle devam etti:

"Rum uzlaşmazlığı ve Rum oyunları karşısında birlik-beraberlik içinde bu olayı götürmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

Parametrelerimiz bellidir: Kıbrıs'ta iki halk, iki devlet vardır. Bundan hareketle eşit egemenliğe dayalı, yeni bir ortaklık oluşturulmalı, iki kesimlilik sulandırılmamalı ve Türkiye'nin etkin-fiili garantisine dokunulmamalıdır."

Kıbrıs konusu bizim neslimizin ömrünü yedi

1974'te doğan çocukların bugün 35 yaşına geldiğine işaret eden Derviş Eroğlu, "Kıbrıs konusu bizim neslin ömrünü yedi. Bizden sonra gelen nesillerin de ömrünü yemesine izin vermemeliyiz. Bu çerçevede sürmekte olan müzakere sürecini iyi niyetle desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bu tavrımız, müzakere masasında hak ve çıkarlarımızı teslim edeceğiz şeklinde algılanmamalıdır" dedi.

"Sonsuza kadar müzakere masasında dirsek çürütüp Rum'un keyfini bekleme niyetinde olmadıklarını" da vurgulayan Eroğlu, "Çocuklarımızın geleceğinden emin olmak halkımızın en doğal hakkıdır. Bu hak daha fazla ertelenemez. Ya sürdürülen müzakereler olumlu sonuç verir ve dengeli, yaşayabilir bir anlaşmaya varılır ya da herkes yoluna gider" dedi.

Gündemimizde Cumhurbaşkanlığı seçimi yok

Eroğlu, Nisan 2010'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağı konusunda yorumlar yapıldığının anımsatılması üzerine, kendisinin dışında herkesin aday olacağını söylediğini, ancak cumhurbaşkanlığı seçiminin gündemlerinde olmadığını bildirdi.

Gece gündüz ekonomik sorunları aşmak için çalıştıklarını belirten Eroğlu, zamanı gelince partisinin buna karar vereceğini kaydetti.

Ekonomik tedbirler

Bir soru üzerine, Ankara'ya giderken, ekonominin canlanması için alacakları tedbirleri belirleyerek gittiklerini ifade eden Eroğlu, Türkiye ile imzalanacak protokolün 20 Temmuza kadar hazır olacağını açıkladı.

Eroğlu, 1 Ağustos itibariyle araç seyrüseferlerinin yüzde 30'la 50 arasında ucuzlatılacağını, 15 yaşın üzerindeki araçlarda ise yüzde 50 indirim uygulanacağını söyledi.

Güney Kıbrıs'a kayan ticareti yasakçı bir zihniyetle değil alınacak önlemlerle yeniden Kuzeye kaydıracaklarını belirten Eroğlu, bu amaçla stopajın peyder pey kaldırılacağını, KDV oranlarının düşürüleceğini söyledi.

"Ekonomi en öncelikli konumuzdur"

Ekonominin hükümet olarak en öncelikli konuları olduğunu belirten Eroğlu, "Bu çerçevede Başbakanlık Ekonomik Koordinasyon Kurulu yakında devreye girmiş olacaktır. Bu kurulu iki bacaklı olarak düşünüyoruz. Birinci bacakta ilgili bakanlar ve bürokratlar yer alacaktır. İkinci bacakta ise ekonomiyle ilgili danışmanlar, öğretim görevlileri ve sorunları bizzat yaşayan sektörlerden temsilciler yer alacaktır" dedi.

"KKTC ekonomisinin aynen Türkiye Cumhuriyeti'nde olduğu gibi modernleşme ihtiyacı ve bunun için de ciddi bir kaynak ihtiyacı olduğunu" kaydeden Eroğlu, ülkenin yeniden düzlüğe çıkması için birtakım fedakarlıklar gerekiyorsa, bunun her kesime mümkün olduğunca dengeli bir biçimde yansıtılacağını ve toplumsal konsensüs arayışı neticesinde gerçekleştirileceğini vurguladı.

Ülke ekonomisinde ciddi bir kris söz konusu olduğunu kaydeden Eroğlu, geçmiş hükümet döneminde "devlet ciddiyetinden yoksun icraatlar yapıldığını" örneklerle anlattı.

"Reform paketiyaç var"

KKTC'nin önemli bir reform paketine ihtiyacı olduğunu söyleyen Eroğlu, "Ülkemizin yeniden düzlüğe çıkması için birtakım fedakarlıklar gerekiyorsa, bu her kesime mümkün olduğunca dengeli bir biçimde yansıtılacak ve toplumsal konsensüs arayışı neticesinde gerçekleştirilecektir" dedi.

Bütçede açığın 2009 yılı sonu itibariyle 470 milyon TL'ye ulaşacağının tespit edildiğini anlatan Eroğlu, şöyle devam etti:

"Haziran itibarıyla, Anavatan'dan kamu kesimine 2009 yılı tamamı için katkı olarak öngörülen 213 milyon TL'lik kaynağın 199 milyon TL'si kullanılmış olup, 14 milyon TL kaynak kalmıştır. Bu kaynak Haziran ayı açığı için yeterli olmayıp zorunlu harcamalar için ilave kaynak ihtiyacı söz konusudur."

Bütçe dışında, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIBTEK) ve Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) için de acil kaynak ihtiyacı olduğunu belirten Eroğlu, "Anavatan Türkiye'de yaptığımız son temaslarda bütün bunlar dile getirilmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin krediye ihtiyacı vardır. Tablo Anavatan Türkiye yetkililerinin önüne konulmuştur" dedi.

Eroğlu, bir soru üzerine, Türk Hava Yollarının (THY), KTHY'ye ortak olmak istemediğini söyledi.

Teknik çalışmalara devam edildiğini ve sonuçta bir protokol imzalanacağını kaydeden Eroğlu, "Bu protokolün gereklerine göre hareket ederek, reformlarımızı hayata geçirmek suretiyle ülkemizi yeniden düzlüğe çıkarmayı planlıyoruz" diye konuştu.